Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

MEB, tek atama dönemine geçildiğini ve 2011’de alınacak 55 bin öğretmenin, ağustosta atanacağını defalarca açıkladı.
Kâğıt üzerinde bakıldığında doğru bir proje. Keşke bir süre sonra, örneğin 5 yıllık, 10 yıllık öğretmen alım politikaları açıklandıktan sonra böyle bir uygulamaya geçilseydi! İşte o zaman ilk alkışlayan biz olurduk...
Şu an için atama bekleyen yüz binlerce öğretmen bulunuyor. Üstüne üstlük, ortada yaşanan bir de KPSS skandalı ve onun bıraktığı derin izler var.
İşte bu yüzden tam da hakkıyla atanacakken, elinden hakları çalınan öğretmenlerin perişanlığı karşısında hiç kimse üç maymunu oynayamaz!.
Üstelik bu öğretmenlerimizden on binlercesi yıllardır atama bekliyor ve ağustosa daha çok uzun bir süre var. Yani onlar için bir günün, bir haftanın, bir ayın, bardağı taşıran son damla gibi çok ama çok önemi varken, 8 ay daha bekleyin demek gerçekten de çok umut kırıcı olur.
Muhalefet ya da başkaları, ne söylerse söylesin. Seçim ataması diyen de çıkacaktır, söylediklerinin arkasında yine durmadı diyenler de. Ama bunların hiç önemi yok. Önemli olan on binlerce öğretmenin bir an önce öğrencilerine kavuşmasıdır. Gerisi hikâye....

Öğrenci affı
Çok sayıda öğrenci ve yakınının dört gözle beklediği bir konuda, nihayet olumlu bir adım atıldı. Emeği geçenleri kutluyoruz.
Üniversitelerden atılan öğrencilere yönelik olarak getirilmesi düşünülen af tasarısı, TBMM’nin ilgili komisyonlardan geçti. Bu demektir ki yakında yasallaşır.
Ancak hâlâ taşlar yerli yerine oturmuş değil.
Örneğin yüz binlerce genci ilgilendirdiği söyleniyor ama bu kesinlikle doğru değil.
Aynı şekilde en geniş kapsamlı af açıklamaları da gerçeği yansıtmıyor.
Herkesi kapsayacak açıklaması da terör suçlarını kapsam dışında bırakacak şekilde gerçekleşti ki, doğru olan da buydu.
Önceki aflardan farklı olan takdire şayan durum ise öğrencilere yatay geçiş olanağının sağlanması.
Ama bu konuda da hiç gereksiz şartlar getirilmiş.
Örneğin farklı bir üniversiteye geçmek isteyen öğrenci için o yılın taban puanı şartı fazlasıyla yeterli iken, ikametgâh zorunluluğu ve orada çalışma şartı ile birlikte ilgili üniversite senatosunun izni mecburi kılınmış ki bütün bunlar çok gereksiz ve engelleyici.
TBMM’nin çıkarttığı bir yasayı, bazı üniversite senatoları hiç kaale almayabilir. İşte o zaman bu affın da hiç anlamı kalmaz.
Yasa genel kurulda görüşülürken bu ayrıntılara da dikkat edilirse, daha fazla amacına ulaşmış olur.
Yine aynı şekilde, ekonomik nedenlerle atılan ya da eğitimine ara veren gençlerin yine aynı gerekçe ile atılmamaları için onlara devlet desteği sağlanmasını zorunlu kılan bir madde de olmazsa olmazlardan birisi olarak, ek bir önerge ile yasa metnine konulmalıdır.
Yoksa önceki aflardan hiçbir farkı olmaz.
Afla gelen öğrencilerin yüzde 80, 90’ı yine atılma durumuna gelebilir...

Gençler niye revaçta?
Üniversitelerin öğrenci konseyi başkanlarını, önce Cumhurbaşkanı kabul etti. Önümüzdeki hafta da YÖK Başkanı ağırlayacak. Bir sonraki hafta ise Başbakan Erdoğan’ın konuğu olacaklar. Oysa yıllardır yüzlerine bakan yoktu!..
Elbette geçmişi sorgulayacak değiliz. Sadece ve sadece, bu ilgi ve alakanın, önümüzdeki seçim takvimi ile sınırlı kalmasını istemiyoruz o kadar.
Peki görüşmeler yararlı oluyor mu?
Bekleyip görmek en doğru olanı.
Ama Çankaya’da gerçekleşen toplantıya ve sonrasına bakılırsa, umutlu olmak çok zor.
Sayın Cumhurbaşkanı, siyasetten geldiği için devlet düzenini çok iyi bilir ama nedense yurt ve burs sorununun çözümü için gösterdiği adres hükümet değil, YÖK!
YÖK’ün ne burs ve harçlar konusunda ne de yurt konusunda hiçbir inisiyatifi yok. Bu sorunu, çözse çözse iktidar çözer. Ama gösterilen adres de maalesef o değil.
Bu tablonun verdiği görüntü ise amaç sorun çözmek değil, oyalama ve sempatik görünme şeklinde...
Yok öyle değil de aksi düşünülüyor ve samimiyetle sorunların çözümü düşünülüyorsa, daha başka adımların da atılması gerekir.
Özetin özeti: Haziran 2011 seçimi, Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek. Bu seçimin kaderini ise gençler belirleyecek. İktidarıyla, muhalefetiyle, gençlere olan ilgi de zaten bu yüzden!..