Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çocuk, her yerde çocuktur. Onların milliyeti, dini, etnik kökeni ya da suçu olmaz.
İçimizde en masum olan, onlar.
Çocuk hakları, başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi olmak üzere tüm uluslararası anlaşmalarda koruma altına alındı ama savaşların en büyük acısını hâlâ onlar yaşıyor.
Ülkemizde yüz binlerce Suriyeli çocuk var. Onlar bizim misafirimiz. Halkımızın onlara gösterdiği yardımseverlik her şeyin üzerinde. Büyük kentler, artık onlardan bıksa da Anadolu’da el üstünde tutuluyorlar. Barınmalarından giyim kuşamlarına, sağlıklarından cep harçlıklarına kadar her şeyleriyle yakından ilgileniyorlar.
Çünkü onlar çocuk, çünkü onlar masum, çünkü onlardan birisi kendi çocukları da olabilirdi...
Okullar açıldı, yaşıtları koşa koşa okula giderken, onlar, arkadan gözyaşı döküyor. Çünkü onların yeri sokaklar, kamplar ya da sığındıkları köşe bucaklar değil, okul...
Ve biz bu hakkı onlara çok görüyoruz...

Sayıları belli değil
Türkiye’de kaç Suriyeli var bilen yok. Resmi rakamlar bile birbiriyle çok çelişkili. Bir milyon 300 bin diyen de var iki milyonun çok üzerinde diyen de.
Rakamlarla ilgili olarak, ne milli eğitimde ne de valilik ve kaymakamlıklarda resmi bilgiye ulaşılabiliyor. Tüm yollar İçişleri Bakanlığı’na ve AFAD’a çıkıyor ama onları da arayın ki bir yetkili bulasınız.
Peki, Suriye’den gelen mültecilerden Türk vatandaşlığına geçenler var mı? Kamplarda çocuklara eğitim veriliyor mu?
Bu konuda, en son, TBMM Genel Kurulu’nda Torba Yasa görüşmeleri sırasında, muhalefet milletvekillerinin sözlü sorularına, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz cevap vermişti.
Yılmaz, Suriyelilere vatandaşlık verildiği yönündeki iddiaların asılsız olduğunu belirtmiş ve “Hiçbir Suriye vatandaşını vatandaşlığa aldığımız yok. Suriye’den geçici olarak Türkiye’deki kamplara gelenlerden Türk vatandaşlığına geçen yok” demişti.
Peki, hangi kentimizde ne kadar Suriyeli yaşıyor? Resmi rakam yok ama bir şekilde telaffuz edilen rakamlar var. En fazla İstanbul’da görünüyor ve yarım milyon civarında. İstanbul‘u Gaziantep, Hatay, Şanlıurfa, Mardin, Adana, Kilis, Mersin, Konya, Kahramanmaraş izliyor. Ankara’da İstanbul’un onda biri kadar bile yok. Siyasetçilerin görmemeleri biraz da bu yüzden...
Suriyelilerin hiç olmadığı kentler de varmış. Onlar da, Tunceli, Bayburt, Ardahan, Iğdır, Sinop, Kastamonu, Erzincan, Giresun ve Gümüşhane...

Kamplar da var ama!
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da bir süre önce yaptığı açıklamada, Türkiye’de 1 milyon 360 bin Suriyeli olduğunu, bunların 220 bininin kamplarda barındığını açıklamıştı.
“10 ilimizde, 22 kampımız var. Bunlardan bir kısmı çadır bir kısmı konteyner kenttir. Nüfusu 35 bini bulan kampımız vardır. Şu andaki tespitlerimize göre, 1 milyon 140 bin civarında Suriyeli ise kamplar dışında yaşamlarını sürdürmektedir. Kamplarımızda, 69 bin öğrenci eğitim görmektedir. Suriyeli öğrencilerin sene kaybı olmasın diye Milli Eğitim Bakanlığımızın koordinasyonunda çok büyük bir çalışma yürütülmektedir. Bu şimdi kamp dışındakilere yaygınlaştırılacaktır“ diye konuşmuştu.
Aradan zaman geçti, Torba Yasa’da bu konuda düzenlemeler yapıldı. Ama hâlâ çocuklar sokakta. Keşke eğitim sürecine yönelik çalışmalar biraz daha hızlandırılsa...

99’lu TC numarası
Okullara tüm kayıtlar sanal ortamda, e-okul üzerinden gerçekleşiyor. Suriyeli çocukların kayıtları da yine sanal ortam üzerinden ve ikametgâh durumuna göre yapılıyor. Ama sisteme girebilmeleri için 99’la başlayan geçici TC kimlik numarası almış olmaları gerekiyor. Ve bu şansa çok azı sahip!
Suriyeli çocuklara sahip çıkmalıyız, çünkü onlar, artık bizim de çocuklarımız. Belki bir bölümü ülkelerine geri dönecek ama pek çoğu burada kalacak, bizimle büyüyecek, bizden biri olacaklar. İşte bu yüzden, onlara kendi çocuklarımıza gösterdiğimiz özeni göstermek zorundayız...
Onları eğitimsiz bırakmanın yaratacağı sorunları ise düşünmek bile istemiyorum...
Özetin özeti: Büyüklerin hatalarının faturası çocuklara çıkmasın!