Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Genç Bakış’ta geçen hafta TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu’yu, önceki gece ise DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk ile YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan’ı ağırladı. Öğrenciler böylece, hem iktidar hem de muhalefet ve yargının anayasa değişikliğine yönelik görüşlerini ilk elden dinlemiş oldu. Genel kanı, değişikliğin aceleye getirildiği yönünde. Öğrencilerin eleştirilerinin satır aralarına bakıldığında görülen ise, bu süreçte yıprananın sadece siyaset ve yargı olmadığı, Çankaya’nın tarafsızlığına olan güvenin de her geçen gün azaldığı. Umarız bu dikkate alınır! İşte programdan bazı satır başları;

Emine Ülker Tarhan
- Başbakan’ın “Cüppelerini çıkarıp siyasete girsinler” açıklaması yargıda örgütlenme özgürlüğüne tahammülsüzlük.
- YARSAV olarak kesinlikle güncel siyasetten uzağız ama müdahale olduğunda elbette sesimizi çıkaracağız. Devletin yapısını değiştirmeye yönelik bir hedefe kilitlenildiğini düşünüyoruz.
- Sayın Adalet Bakanı ve Sayın Müsteşar HSYK’yı kilitlemekte ve çalışamaz hale getirmektedirler. Onlar vazgeçilmez ikili midir ki, HSYK’da her zaman Demokles’in kılıcı gibi dursunlar?
- Yargıç güvencesi İlhan Cihaner’in tutuklandığı ve o tutuklamanın tutsaklığa dönüştüğü süreçte yok edilmiştir.
- Yargıyı sandığa sokamazsınız. Hiçbir demokraside yargıçların halk tarafından seçilmesi söz konusu değil.
- Bu, parti darbesinin yolunu açan bir anayasadır. HSYK’nın ve YAŞ’ın neden tüm kararlarına değil de sadece ihraç kararlarına yargı yolu açılıyor. Yani yürütmenin idari odaklı partizanlık çalışmaları için tam bir sorumsuzluk getiriliyor.
- Bugüne kadar kimse YARSAV’a anayasa değiştiriyoruz, yargıçların sorunları nedir? diye sormadı.
- Parti kapatmayı zorlaştırmayla ilgili düzenlemede asıl amaç, çoğunluk parti devletine gidiş yolunun açılması.
- Anayasa Mahkemesi hukukçu ağırlıklı olmalıdır. Çünkü hukuksal denetim yapar.
- Cumhurbaşkanı’nın Anayasa Mahkemesi’ne atadığı raportör hukuku dolanma kültürünün bir uzantısı, ileride belki kendisini yargılayacak yargıcı, sanıkların kendi yargıcını seçme sürecinin başlangıcıdır.
- Yargıçların iktidarda olduğu görüşünü asla kabul etmiyorum. Aksine, yargının kolunun kanadının bir darbe anayasasıyla kırıldığını, kendine gelme çabalarının da “Sus, sen siyaset yapıyorsun” diye engellendiğini düşünüyorum.
Biz yıkık dökük lojmanlarda görev yapmaya çalıştık, mayınlı sınır bölgelerinde hayati tehlike altında keşif yaptığım günleri unutmuyorum. Gece saat 11’e kadar sorgu yaparsınız ve evinize yapayalnız dönersiniz. Kimse sizi korumaz, zırhlı araç temin etmez. 75 metrekarelik bize çok görülen “kulelerimizde” yaşarız. Ben tozlu bir arşiv odasında görev yapmaya çalışıyorum. Bu mudur yargı iktidarı?

Hüsamettin Cindoruk
- Başbakan yargı tarafından kuşatıldıklarını söyledi. Kendisini kuşatma altında olan bir kale komutanı gibi hissediyor ve bu kuşatmayı kaldırmaya çalıştığını ifade ediyor. Değişiklik de sadece bunun için yapılıyor.
- 55 yıldır yargı ve siyasetin bu kadar kavga ettiğini, yüz göz olduğunu görmedim. Hiç bu kadar haşin bir müdahale olmadı.
- Başbakan her türlü yetkinin kendinde olması ve başkanlarının yetkilerinin kendisini kısıtlamamasını istiyor.
- Bu anayasa değişikliği gerçekleşirse hepimizin hakları ve özgürlükleri tehlikeye girecek.
- Bugün herkes dinleniyor, özel hayatlara ilişkin bir sürü dosya var.
- Bir parlamento eğer ciddi ve güvenilir bir başkan sahibiyse her alanda olmasa da uzlaşma oluyor.
- Referandumlara karşıyım. Çünkü bizim referandum denemelerimiz başarılı değildir.
- Bu referandum siyasi amaçla kullanılacak. Eğer referandumdan yüzde 40 evet, yüzde 60 hayır çıkarsa iktidar benim oyun yüzde 40 deyip erken seçime gidecek, reddedilirse önümü kestiniz diyecek ve yine seçime gidecek.
- Kuşku yaratan maddeler çıkarılırsa bu paket Meclis’ten geçer. Bunu referanduma götürmek Türk siyasi hayatı için yeni bir kaosu başlatmaktır.
- Siyasi parti kapatmayı zorlaştırmak başka imkânsızlaştırmak başka. Belli bir zaman sonra silahı ve şiddeti kullanan partileri kapatamaz hale gelirseniz rejim tehlikeye girer.
- Hukuka çok fazla müdahale ediyor.
- Yargı mercileri, savcı kararları arasındaki ikilemi, savcının savcıyı tutuklamasını anlamakta zorluk çekiyorum.
- Meclis denetim yapmıyor. Kendisini seçen bir Başbakan’ın emrinde hareket ediyor.
- Yarı başkanlık sistemine geçelim. 550 milletvekili fazla. Bunu 450’ye indirip 100 kişilik bir senato kuralım.
- İmza skandalının Türkiye’de büyük bir yankı uyandırmamasına şaşırdım. Dünyanın her yerinde bunu yapan hükümet çeşitli siyasi müeyyidelerle karşılaşır.
- Vekillerin imzalarını geri çekmesi çok önemli. O zaman Meclis’in yasama faaliyetlerini gayri ciddi yaptığı gibi bir intiba oluşur. Bunlar olurken bir anayasa profesörü arkadaşımızın Anayasa Komisyonu başkanı olmasından da üzüntü duyuyorum.
- Silivri askeri garnizona döndü. 50-60 general tutuklanmak suretiyle etkisiz hale getirilir mi?
- Başbakan’ın ABD’ye giderken ayaküstü yargıyla ilgili sözler söylemesi fevkalade yanlış. Bir Başbakan özlü konuşur.
- Hüseyin Çelik Deniz Baykal için “70 yaşında hâlâ bunlarla uğraşıyor” diyor. Peki, 50 yaşında bir adama o sözler yakıştı mı?
- Taş atan çocuklara verilen cezaları ağır buluyoruz, ama çocuklar da bir savaş ve propaganda aracı olarak kullanılmasın.
Programın geniş deşifresini ve bant kaydını abbasguclu.com.tr’den izleyebilirsiniz.
Özetin özeti: Gençler uzlaşı istiyor...

Üniversite gençliği kime inanacağını şaşırdı