Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Yüz binlerce gencin amansız yarışı dün start aldı. Üniversite sınavına başvuranların sayısının bu yıl 1.5 milyonu aşması bekleniyor. Sonuçta yine yüzde 10'u sevinecek, yüz binlercesi küskünler kervanına katılacak...
Evet madalyonun bir yüzü böyle. Peki diğer yüzü nasıl? Kazanamayanlar mutsuz da, kazanlar ve üniversiteyi bitirenler için her şey güllük gülistanlık mı? Kesinlikle hayır. Üniversiteyi bitirenler arasında işsizlik oranı giderek arttığı için, girip de bitirenler, lise mezunlarından farklı olarak fazladan harcadıkları 4, 5 yıla üzülüyorlar...
YÖK dün yine Türkiye'nin dört bir yanında protesto edildi. Gençleri böylesine hayata küstüren, gelecekleriyle böylesine fütursuzca dalga geçen bu kurum bakalım daha ne kadar ayakta kalacak?..
YÖK'ün kuruluş amacı: hükümetle üniversiteler arasındaki koordinasyonu ve istihdama paralel olarak yükseköğretim kurumlarının genişlemesini sağlamaktı. YÖK her iki konuda da sınıfta kaldı. Ama hala ayakta. Demek ki bu ülkede başarı değil, başarısızlık prim yapıyor!..

Hava trafik kontrolörleri

On binlerce üniversite mezunu öğretmenlik hayaliyle yanıp tutuşurken, binlerce okulda derslerin boş geçtiğini hepimiz biliyoruz. Meğerse bu çarpık durum, sadece öğretmenlik için geçerli değilmiş. Son aylarda uçakla bir yere gidip gelenler bilir. Rötarsız uçuş yok. Gerekçe de, hava trafik kontrolörlerinin sayısının yetersizliğiymiş. Yolcular eziyetin bin türlüsünü çekerken, uçaklar tehlike üzerine tehlike atlatırken, onlarca hava kontrolörü işsiz geziyor. Eskişehir'deki Türkiye'nin tek sivil hava trafik kontrolörlüğü bölümünü bitiren öğrenciler, devlet Memurluğu Sınavı açılmadığı için işe başlayamıyor. Devlet Hava Meydanları Genel Müdürlüğü gençleri işe almak istiyor ama DMS şartı arandığı için elleri kolları bağlı, sınav yapılmasını bekliyor. Yılda iki kez yapılan memurluk sınavı sayısı mutlaka artırılmalıdır. Tabii ki herkese kendi alanıyla ilgili sorular sorma koşuluyla. Yoksa spor akademisini, konservatuvarı, havacılık okulunu bitirenlere tarih, coğrafya, fen soruları sorarak değil...

Yüz binlerce kitap çöpe!

Türkiye'de adet böyledir. Koltuğa oturan kendisini kral zanneder. Ben yaptım oldu dayatmacılığının tipik örnekleriyiz. Sanmayın ki Ankara'dakiler böyle de, İzmir, İstanbul, Antalya'dakiler farklı. Alın birini, vurun diğerine...
YÖK Başkanı çıktı bir gecede sınav sistemini değiştirip milyonlarca öğrencinin hayatını altüst etti. Milli Eğitim Bakanı da fen ve edebiyat fakültesi mezunlarına öğretmenlik yolunu kapatarak on binlerce gencin hayallerini yok etti...
Talim Terbiye Kurulu ise yine benzeri bir dayatmayla, ilköğretim okullarının Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ile Fen Bilgisi derslerinin müfredat programlarını değiştirdi. Bunun anlamı: mevcut kitapların hepsi çöpe gidecek. Halen okutulan ve satılmayıp elde kalan yüz binlerce kitaptan söz ediliyor. Yayınevleri çöpe atmaktan başka çaremiz yok diyorlar...
MEB aksini yapsaydı şaşardım. Kararı bugün alıp, üç yıl içinde değişim geçekleşecek, eldeki kitaplar heba olmasın deseydi, işte o zaman paniklemek gerekirdi!..


Yazara E-Posta: aguclu@milliyet.com.tr