Milliyet olarak günlerdir bir yanlışın düzeltilmesi için çaba gösteriyoruz. Ancak anlaşılan çok daha büyük kargaşa çıkmadan sorun çözülmeyecek.
Demirel, nasıl ki tüm uyarılara kulaklarını tıkayıp demokrasiyi iki kez sekteye uğrattıysa, onun YÖK başkanlığına atadığı
Gürüz'ün de farklı davranması beklenemezdi.
Uyarılarımızın haklılığı, ay sonunda sınav sonuçları açıklandığında, daha net olarak görülecek. Ama iş işten geçmiş olacak!..
Başkanı
Gürüz, yangını görmemezlikten gelerek yine bir dayatmayla,
"ortada böyle bir sorun yok" diyerek tercih işkencesini, dün toplanan YÖK Genel Kurul gündemine aldırmadı. Üyelere de helal olsun!
Son olay da gösterdi ki; YÖK Genel Kurulu'nun yapılanmasında bir yanlışlık var. Partilerde olduğu gibi kim başkan oluyorsa kurul da onun istediği isimlerden oluşuyor. Dolayısıyla YÖK Genel Kurulu'nun YÖK Başkanı üzerinde bir denetim etkisi kalmıyor.
Bu durumda, peki YÖK'ü kim denetleyecek sorusu gündeme geliyor. Cumhurbaşkanı deseniz kendisi atadığı için ağzını açmıyor. Başbakan deseniz olayların çok uzağında. Milli Eğitim Bakanı deseniz varlığından haberdar olan yok. İşte böyle bir ortamda da YÖK Başkanlığı koltuğuna oturan kişi ali kıran, baş kesen olabiliyor. Türkiye'de başka hiçbir kurum ve makam yok ki YÖK Başkanı ve rektörlerin yetkileriyle donatılsın! Onca ülkenin yükseköğretim sistemlerini yerinde inceledik. Ne
ABD'de, ne
İngiltere'de, ne de
Kanada ya da
İsrail'de böyle dükalıklar yoktu.
12 Eylül'den sonra kurulan tüm hükümetlerin gündeminde YÖK Yasası'nın değiştirilmesi öngörülüyordu. Ancak mümkün olmadı. Oysa şimdi
Gürüz ve arkadaşları, bindikleri dalı kestiler ve kamuoyunu karşılarına aldılar. Artık hocalarla birlikte, öğrenciler de, veliler de siyasilerin kapısını çok daha yoğun çalacak.
Bu arada YÖK Başkanı'nın kendisine destek çıkanları, hangi gerekçeyle ikna ettiğini çok iyi biliyoruz. Önledim dediği sorunlar, yarın çok daha devasa boyutlarda karşılarına çıktığında bakalım o zaman ne yapacaklar?
YÖK Başkanı'na önceki gün Kanal D ana haber bülteninde yönelttiğim soruları bir kez daha sormak istiyorum. Yargı aksi yönde karar alırsa, hükümet mağduriyeti önleyin derse ne olacak? Yerleştirme yapıldıktan sonraki kargaşa, nasıl önelecek?
Gürüz, olasılıklar üzerine konuşmam diyor. Oysa bilim, her türlü olasığın göz önünde bulundurulmasını gerektiriyor. Yok eğer, her zaman dediği gibi ben bilim adamı değil, yöneticiyim diyorsa, geriye dönüp bakmasını öneririz. Cesareti ve doğruları, inadı yüzünden yok olup gidiyor. Kendi kendini bitiriyor. Yazık çok yazık!..
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr