CHP’nin oylarında bir yükselme oldu ya, pek çoğu, daha şimdiden havaya girmiş.
Hele hele paraşütle yönetimde yer kapan ve liste başına oturanların havasından hiç geçilmiyor. Daha milletvekili bile olmadan bakan oldum havasına girmişler ki, hiç sormayın!
Allah, Kılıçdaroğlu’na ve kırk yıllık CHP’lilere sabır versin...
Görünen o ki, olası bir CHP iktidarında, CHP’nin kurdu, şipşak CHP’liler olacak.
CHP, bunun çok örneklerini gördü. Ama belli ki hâlâ ders almamış. Yoksa, paraşütle birilerini, hiç hak etmedikleri yerlere oturtur muydu? Hadi oturttu, hiç olmazsa, partiye ve oturdukları makama saygı duyan birileri olsaydı!..
Siyaset zor zanaat!
Dışarıdan bakıldığında siyaset kolay bir iş ve bir rant kapısı olarak algılanır.
İçlerinde bu tanıma uyanlar yok mu, elbette var.
Hangi sektörde yok ki? Ama işini hakkıyla yapan siyasetçilere de şapka çıkartmak gerekir. Çünkü hem gece gündüz çalışırlar hem de kazandıklarından çok daha fazlasını harcarlar. Mütevazılık derseniz, en mütevazı olanlar, hep, siyasetin en fazla kahrını çekenlerdir.
Şipşak siyasetçiler gibi burunları hiç havada değildir. Örnek mi istiyorsunuz alın Demirel’i...
Bir siyasetçinin gelebileceği tüm makamları gördü.
Bir siyasetçinin yaşayabileceği tüm engellere maruz kaldı.
Ve 50 yıllık yaşantısında zerre kadar değişiklik yok.
Güler yüz, hoşgörü, hatırşinaslık ve en önemlisi de hizmet aşkının hâlâ en fazlası onda...
Hemen her meslekte olduğu gibi siyasete de, tabandan adım adım yükselerek girenlerden daha fazlası, hep tepeden girenlerden oluşmuyor mu?
Hem de fazlasıyla.
Peki, ama geriye dönün ve bakın, kalıcı olanlar hangileri?..
Saman alevi gibi yıldızı parlayan siyasetçileri birkaç dönem sonra hatırlayan bile çıkmıyor. Oysa gençlik kollarından gelip siyasetin kahrını çekenler, hiçbir makama sahip olmasalar bile, saygın konumlarını korumaya devam ediyorlar...
Darısı 7 Haziran’da parlamentoya ilk kez girecek çiçeği burnunda politikacılara...
Yollar kan gölüne dönmesin
Trafik Canavarı’nı unutalı çok oldu. Ama o her fırsatta kendini hatırlatmaya devam ediyor. Bu yüzden çok daha dikkatli olmamız ve bazı önlemleri bir kez daha gözden geçirmemiz gerekiyor.
Örneğin giderek betonlaşan kentlerle birlikte hafriyat kamyonları ve beton mikserleri artık hayatımızın bir parçası oldu.
Gece gündüz, otoyol şehir içi demeden her an yanı başınızdalar.
Ve öylesine denetimsizler ki, keşke bu sürücülerinden giriş çıkış saatlerine, süratlerinden girecekleri bölgelere kadar, tabi oldukları kurallar kendilerine bir kez daha hatırlatılsa...
Yine benzer hatırlatmalar, minibüs ve otobüslere de yapılsa ve en önemlisi de kural koyucuların kendileri, yaptıkları işin öneminin farkına varabilseler...
Aslında sıradan gibi görünen çok basit kurallar bile hayatımızı çok kolaylaştırıyor. Ortadan kalktıklarında tüm yaşamı altüst edecek sonuçlar doğurabiliyorlar. Ama biz hep büyük işlere kafa yorduğumuzdan sıradan işleri hep ihmal ediyoruz. Oysa başarı da, huzur da, süreklilik de öncelikle basit, sıradan ve olsa da olur, olmasa da olur diye dikkate almadığımız ayrıntılarda. Keşke bunu başımız ağrımadan görebilsek ama nerdeeee...
Özetin özeti: Her şey öyle hızlı gelip geçiyor ki, geride hoş seda bırakanlara ne mutlu...