Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


MİLLİYET'in pazar günkü manşeti, kanayan bir yaraya parmak bastı. Hakkari'nin Çukurca ilçesinden, Türkiye'nin dört bir yanına yükseköğrenim görmek için giden gençlerin, üniversite hayallerinin yoksulluk nedeniyle nasıl yarım kaldığı anlatılıyordu.
Haber öyle etkili oldu ki, Cumhurbaşkanı'ndan parti liderlerine, işadamlarından sokaktaki vatandaşa kadar hemen herkes yardım için seferber oldu. Sanki böyle bir olay Türkiye'de ilk kez gerçekleşiyordu. Sanki, Türkiye'de gençler ilk kez yoksulluk nedeniyle okullarını yarıda bırakıyordu!..
Cumhurbaşkanı ve Başbakan adeta şoke oldu. Nasıl olurdu da Türkiye'de gençler, yoksulluk nedeniyle okullarını yarım bırakırlardı? Hemen talimatlar verildi. Kredi Yurtlar Kurumu yurt, Devlet Bakanlığı burs, ünivesite de yemek vereceğini açıkladı. Valinin, kaymakamın, öğencilerin aylardır, yıllardır süren çığlıklarına sessiz kalanlar, şimdi bir çırpıda koruyucu melek kesildiler. İlgili bakanlar, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın direktifinden sonra Çukurcalı gençler için seferber oldular. Helal olsun hepsine. Meğer gençleri ne kadar da çok seviyorlarmış.
Oysa madalyonun diğer yüzüne bakıldığında, Türkiye'deki yüz binlerce üniversiteli gencin durumunun da Çukurcalı gençlerden farklı olmadığı apaçık görülür. Bu durumun farkedilmesi için illa da Milliyet'in manşetine mi çıkması gerekiyordu.
Bugün Çukurcalı gençlere yüreği sızlayanlar, öğrencilere ne kadar burs verildiğini, ne kadar harç istendiğini, yurtlarda kaçına yer verildiğini, kaçının ailesinin bulunduğu ilden farklı illerde öğrenim gördüğünü, her yıl kaç öğrencinin üniversiteyi bırakmak zorunda kaldığını, kaçının atıldığını hiç merak ettiler mi? Biraz olsun sorunlardan haberdar olsalardı şimdi böyle şaşkınlığa düşerler miydi?
Devleti yönetenlerin ve yönetmeye aday olanların, gençlik konusundaki samimiyetlerine inanmak biraz güç. Ama, halkın bu konudaki duyarlılığı gerçekten takdire şayan. Burs konusunda inandırıcı fonlar kurulsa, hemen herkes dişinden tırnağından artırdığının bir bölümünü buraya bağışlayacak. Bu konuda sivil toplum örgütlerine ve üniversitelere büyük görevler düşüyor. Bir öğrencinin parasızlık nedeniyle öğrenimini yarım bırakması, herkesten önce üniversitenin onur meselesi olmalıydı. Ancak bakıyoruz, dünya umurlarında değil...
Özetin özeti: Önemli olan 20 genci kurtarmak değil. Asıl önemli olan aynı durumdaki yüz binlerce gencin ne olacağı? Hakkari'de doğmayanın, manşetlere çıkmayanın elinden tutan olmayacak mı?..



Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr