Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hata yapılmaz mı, elbette yapılır. Ama bu hatayı yapan MEB ve ÖSYM oldu mu, eline yüzüne bulaştırıyorlar.
2013 SBS’de ciddi hatalar yapıldı. Defalarca yazdık. Dikkate almadılar. Yargıya gidildi. Yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Yine önemsemediler. Bildiklerini okumaya devam ettiler...
Ve yargı bir kez daha MEB’e dur dedi.
Daha önce de yürütmeyi durdurma yararı veren ve MEB’in itirazını reddeden Ankara 18. İdare Mahkemesi, 2013 SBS’yi tümden iptal etti.
Peki şimdi ne olacak?
Bir hukuk devletinde, doğru olan, alınan kararın anında yerine getirilmesi.
Ama tıpkı daha önceki kararlar gibi bu da yok sayılacak.
Gerekçe de hazır: Şu saatten sonra, uygulanması mümkün değil.
Siz siz olun şu sorulara da kesinlikle cevap aramayın. Çünkü burası Türkiye ve yorulduğunuzla kalırsınız:
- Puanların yanlış hesaplandığı tespit edildiği anda neden anında düzeltme yoluna gidilmedi?
- Yargı kararına rağmen tüm adayların puanları neden yeniden hesaplanmayıp, yeniden yerleştirme yoluna gidilmedi?
- Yapılan hatayı sumen altı etmeyelim diyenler görevden alınırken, krizin bugün bu noktaya gelmesine sebep olanlar neden hep korunup, kollandı.
- Şu an için olmasa bile öğretim yılının sonunda, tüm adayların puanları yeniden hesaplanıp, yeni bir yerleştirme yapılarak, öğrencilerin bir üst sınıfı, hakları olan okulda okumalarına olanak sağlanamaz mı?
- Ve en önemlisi de MEB’in itibarını böylesine zedeleyenler hakkında ne gibi bir işlem yapılacak?..
Bu konudaki ısrarcı tutumu nedeniyle CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın’ı sınavlara giren tüm öğrenciler ve veliler adına canı gönülden kutluyoruz. Demek ki öğrenciler sahipsiz değillermiş!..

Sınavlarda 2. tur
Liselere ve üniversiteye giriş sınavlarında, ikinci tur için sayılı günler kaldı.
5 milyondan fazla öğrenci ve velinin heyecanı dorukta.
Ve işte yine, her sınav öncesinde olduğu gibi, “sınavlar kalkacak”, “sistem değişecek” haberleri manşetlere çıktı.
Milli Eğitim Bakanı Avcı’dan sonra YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya da, üniversiteye giriş sisteminin değiştirileceğini açıkladı.
Üniversiteye giriş sistemi de, tıpkı liselere giriş sistemi gibi olacakmış!
Söylemesi kolay ama uygulaması bir o kadar zor bir durum.
Bu yüzden öyle olacakmış, böyle olacakmış diye kafa karıştırıp, paniğe kapılmak için çok erken.
MEB ve YÖK’ün çok iddialı pek çok reform(!) hareketinde olduğu gibi bu konuda da boş yere yorum yapmak istemiyoruz. Çünkü gerçekleşme olasılığı çok düşük. Hatta neredeyse yok gibi.
Yani boşuna çene yormanın ötesinde, çok daha önemli sorunlar var...
Örneğin işsizlik!
Bu kadar boş kontenjan ve istihdam sorunu varken, daha ne kadar yeni üniversite açılacak?
Kontenjanlar daha ne kadar artırılacak?..
Fazla değil, 10 yıl sonra, plansız, programsız açılan bölüm, fakülte ve üniversitelerin kapısına kilit vurulma noktasına gelindiğinde sorumlusu kim olacak?
Türkiye’nin asıl sorunu, sınavların nasıl yapılacağı değil, eğitimin kalitesi ve mezunların nerede çalışacağı!
Keşke, biraz da buna kafa yorulsa!
Keşke, biraz bunun için siyaset üretilse.
Ve keşke, her seçmen sandığa giderken bu konuda yapılanlar ya da yapılmayanları düşünerek oy kullansa!..

Sınava hazır mısınız?
Öyle ya da böyle dünya dönmeye devam ediyor ve 28, 29 Nisan’da LGS, hemen ardından da LYS’ler...
LGS’ler fen ve anadolu liselerini, LYS de hangi üniversitenin hangi fakültesine girileceğini belirleyecek.
Yani üçüncü bir tur yok.
Ya başarı gelecek ya da hüzün...
Bu sınavlarda alınacak puanlar, bir anlamda milyonlarca kişinin kaderini belirleyecek.
Şu an için en önemli durum, giderek artan heyecanı frenlemek.
Tümüyle yok etmek mümkün olmasa da dozunu azaltmak.
Peki bu nasıl mümkün olacak?
En çok sorulan soru bu...
Adaylara ilk önerimiz, bu aşırı heyecanın, sadece kendilerinde değil, tüm adaylarda olduğunu kesinlikle unutmamaları. Yani sınav stresinin yarattığı olumlu ya da olumsuz etki, herkes için geçerli.
İkinci önerimiz, henüz zaman varken, önceki yılların sınav sorularına bir kez daha göz atmaları.
Çözüldüğünde görülecek ki, o göz korkutan sınavlar, o kadar da zor değil.
8, 10 soru yaparak, yüz binlerce kişiyi geride bırakabilirsiniz...
Ve en önemli nokta, hedefi belli olan adaylar çok daha başarılı oluyor, bu yüzden hedefinizi ve çıtanızı bir an önce belirleyin ve çalışma temponuzu ona göre ayarlayın.
Sakın unutmayın, hala hiçbir şey için geç kalınmış değil!

Şişirilmiş notlar
Okul başarı puanıyla liselere ve üniversiteye girişin pek çok sakıncaları var. Bunu herkes biliyor.
Bakan Bey’e göre de okullardaki notlar adil değil!
Peki o zaman bu notlar, niye anadolu liseleri ve üniversiteye girişte uygulanıyor ve adaletsizliğe neden olunuyor? Şu sözler bunun itirafı değil mi?
“Okullarda yapılan sınavlara ilişkin değerlendirme sağlıklı olmuyor. Okullar arası değerlendirme birbirini tutmuyor. Öğretmenlerimiz not verirken bazılarına cömert, bazılarına tutumlu davranıyor.”
Yani dünden bugüne değişen bir şey yok...
Özetin özeti: MEB, YÖK ve ÖSYM’ye sormuşlar: Nedir bu skandallar? El cevap: Biz zaten hep böyleyiz...