Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi İngilizce Hazırlık Sınıfı’ndaki öğrencilerin yüzde 90’ı sınıfta kalmış. Pek çoğu da ikinci yıllarını tamamladığı için üniversiteden atılma durumuyla karşı karşıya. Fakülte yöneticileri sorunun kendilerinden değil, Yabancı Diller Yüksek Okulu’ndan kaynaklandığını, çünkü yabancı dil eğitimini onların verdiğini söylüyor. Peki Yabancı Diller Yüksek Okulu ve rektörlük bu işe ne diyor? Ara ki bulasınız. Öğrencilere, sorunu görüşmek için üç ay sonraya gün vermişler...
Öğrenciler, sorunun yeni sınav sisteminden kaynaklandığını söylüyor. Aldıkları eğitim ile yapılan sınavın birbirinden farklı olduğu iddiasındalar. Zaten, konuyu yargıya da taşımışlar. Görünen o ki bu konuda da son sözü yine hâkimler söyleyecek...
Eğer bir sistemde yüzde 90 başarısızlık söz konusu ise burada suçu sadece öğrencide aramak yanlış olur.
Verilen eğitimin ciddiyetine inanılıyorsa sınav sisteminde, sınav sisteminin ölçme niteliğinin güvenirliğine inanılıyorsa da o zaman eğitim kadrosunda bir sorun var demektir.
Sonuçta bu öğrenciler tümü ÖSYM’nin çok zorlu sınavlarından geçerek bu fakülteye girdiler. Üstelik Eskişehir’in puanları diğer üniversitelere göre de bir hayli yüksek!..
Rektör Davut Aydın’ın bu sorunu en kısa sürede çözeceğine inanıyoruz. Eğer o da, bu beni de aşıyor, bu bize YÖK’ün bir dayatması diyorsa, o zaman YÖK’ün aldığı kararı sorgulaması gerekir.
Çünkü sonuçta yüzde 90’lık bir başarısızlık söz konusu. Ve bu konuda tüm suçu öğrencilere yıkmak, onların sabır sınırlarını zorlamak olur!..
Öğrenciye kulak verin
Önümüzdeki süreçte üniversiteler ve öğrenciler siyasetin de medyanın da gündeminde yoğun bir şekilde olacak gibi görünüyor. Çünkü öğrenci üzerinden siyaset ve haber yapmak herkesin hoşuna gidiyor. Çektir çektirebildiğin kadar, istediğin noktaya götürebilirsin. Ama nedense pek çok konuda olduğu gibi bu tartışmalarda da işin özüne hiç girilmiyor.
Son tartışmalara bir bakın, atılan yumurtalar dışında konuşulan neredeyse hiçbir şey yok. Yukarıdaki örneğin yüzlercesi öğrencilerin canına okuyor ama nedense onlar hiç gündeme gelmiyor.
Geleceğe de benzemiyor.
Öğrenciler, sorunlarına dikkat çekmek istiyorlar. Akıllarına gelen ya da medyatik olan bu olduğu için yumurta işine dört elle sarıldılar. Eminim ki yanlış olduğunu onlar da görecek ve en kısa zamanda bu protesto yönteminden vazgeçecekler. Ama bu, ne onların sorunlarının bittiği anlamına gelecek ne de korktukları anlamına. Yarın başka bir şekilde tekrar seslerini duyurmaya çalışacaklar. Çünkü gerçekten çok önemli sorunları var!..
Neden konuşamıyorlar?
Öğrencilere yöneltilen eleştirilerin başında, “sorunlarını neden doğru dürüst yöntemlerle anlatmıyorlar” söylemi geliyor.
Peki onlara konuşabilecekleri ortam ve fırsatlar yaratılıyor mu?
Evet demek o kadar zor ki!
Bir yandan konuşan, soran, sorgulayan nesiller istiyoruz. Öte yandan evde, okulda, işte, askerde, kahvede, dernekte, sokakta, neredeyse her yerde susturmaya çalışıyoruz.
Yetişkinler olarak, her zaman bir mazeretimiz var. Ya küçüklerdir, ya akılları ermiyordur ya da onların bilmediği çok önemli gerekçeler vardır. En sinir olanı da düzeni bozuyorsunuz eleştirisi. Bunu hiç hazmedemiyorlar. Çünkü zaten onların da en büyük şikâyet konusu, sistemin yanlışları.
Bu yüzden gençlere kızma yerine onları anlamaya çalışmak galiba en doğru olanı. Ama bunun için de önce onlara fikirlerini paylaşabilecekleri ortamları sağlamak gerekiyor.
Tansiyon nasıl düşer?
Ankara’daki siyasi tansiyon ne zaman yükselse, üniversitelerdeki gerginlik de ona paralel olarak anında yükseliyor. Bizim öğrenciliğimizde de bu böyleydi. Şimdi de...
Liderler, eğer üniversitelerin daha fazla gerilmesini istemiyorsa, öğrenciler üzerinden siyaset yapmaktan vazgeçmeliler. Aynı şekilde medya da...
Keşke biber gazı ve coplara gösterdikleri ilginin yüzde birini diğer öğrenci sorunlarına da gösterselerdi. Ama neredeee!
Gerginlik yoksa gazete ve televizyonlara da haber olamıyorlar. Haber olmayınca da siyasetçilerin dikkatini çekemiyorlar!
Öğrencileri yumurtalı protestolara yönelten gerekçe, sizce de medya ve siyasetin bu umursamazlığı olamaz mı?
Özetin özeti: Kimse öğrenciler üzerinden siyaset yapmasın. Geçmişte bunun ülkemize, gençlerimize, üniversitelerimize maliyeti çok yüksek oldu. Yeter artık!..