Bir öğretmen okurumuz, anadolu liselerindeki nakillere yönelik çarpık uygulamalara dikkat çekerek bir dizi soru soruyor. Son sorusu da bana: “Biz ne zaman adam oluruz?”
Aşağıdaki satırları okuduktan sonra, hele konu da eğitim ve çocuklarımızın geleceği ise cevap vermek hiç de kolay değil.
MEB, SBS, anadolu liselerine giriş ve nakiller konusunda o kadar büyük hatalar yaptı ki, artık yeter demek istiyoruz. Ancak görünen o ki bu konu hiç gündemden düşmeyecek. MEB’in nasıl bir kafa karışıklığı içinde olduğunu görmek için aşağıdaki satırları okumanız yeter de artar...
Anadolu lisesi nakilleri
“Bildiğiniz gibi Fen ve Sosyal Bilimler liseleri ile Anadolu liselerinin açık kontenjanlarına öğrenci nakilleri, E-Okul sistemi üzerinden yapılıyor. Ancak uygulamada sıkıntılar var.
Oğlum, Anadolu Lisesi 10. sınıfında okuyor. Sınava girdiği yıl, yerleşme puanı 466. Nakil ile ilgili sayfayı açtığımızda, Kadıköy Anadolu Lisesi’nin 10. sınıf kontenjanının 21 ve o yılki taban puanının 454 olduğunu gördükten sonra oğlum için KAL’a nakil dilekçesi verdik.
Her ne hikmetse, geçen haftaya kadar pek duyulmamış olan ve bir nedenle, hiç gürültü çıkarmadan gerçekleştirilmiş bu nakiller, geçtiğimiz hafta öğrenciler ve veliler tarafından duyulduktan sonra sorun haline geldi.
3 Aralık Cuma günü KAL’a gittiğimizde, müdür yardımcısı tarafından nakillerin gerçekleştirilmeyeceği söylendi. Gerekçesini sorduğumuzda, bakanlıktan bir yazı istediğini, bu yazı gelmeden nakli yapmayacağını belirtti.
Hazırlık sınıfı olmayan okullardan hazırlık sınıfı olan okullara nakillerin olamayacağını, bunun için İngilizce ve Türkçe derslerinden seviye sınavı yapılacağını belirten bir genelge olduğunu ve bu genelge nedeniyle nakillerin yapılamayacağını söyledi. Fakat 2.9.2010/27690 Resmi Gazete ve 1 Eylül 2010/2636 Tebliğler Dergisi’nde yayımlanan Anadolu Liseleri Yönetmeliği’nin 11. maddesinde yer alan öğrenci nakilleri ile ilgili maddede, buna yönelik hiçbir ifade yer almamaktadır.
Müdür yardımcısı ve okul müdürüne, bu ve benzeri okullara geçtiğimiz haftalarda sınav şartı olmadan öğrenci nakillerinin yapıldığını, eğer bir yanlışlık varsa o dönemi de kapsadığını belirttik. Hatta müdür yardımcısı 3 Aralık’ta bu öğrenciyi alırsa suç işleyeceğini belirtince ben de “ya geçen haftalarda suç işlediğini ya da bu hafta suç işleyeceğini, çünkü ortada birbirinin tam tersi iki uygulamanın var olduğunu” anlatmaya çalıştım.
Sonunda müdür yardımcısı ortaöğretim genel müdürlüğünü arayarak ne yapacağını sordu. Bakanlıktan bu öğrencilerin kayıtlarının yapılması gerektiğini, sınav uygulamasının ayrıca yapılabileceğini belirtince akşam saat 19.00 sıralarında kayıt işlemi gerçekleştirildi.
Öğrencilerimiz 7 ve 8 Aralık’ta İngilizce yazılı-sözlü ve Türkçe yazılı sınavına girdiler. Çok büyük çoğunluğu İngilizce sınavını geçemediği için okula nakli uygun görülmedi ve eski okullarına iade edildiler.
Nakillerde çifte standart
Size, yorumlamanızı istediğim birtakım sorular var?
1. İstanbul Lisesi, Kabataş Lisesi, KAL, Vefa Lisesi gibi hazırlığı olan okullar, yönetmeliğe aykırı olduğu halde bu sınavı nasıl yaparlar?
2. Cuma günü biten başvurular, pazartesi günü çıkan genelge ile nasıl geçersiz hale getirilir?
3. Hazırlığı olan okulların kendi kurallarına göre öğrenci yetiştirmek hakları iken hazırlanan yeni yönetmelikte bu nasıl gözden kaçırılır ve nakiller tüm okullara açılır?
4. Bir öğretmen olarak çok iyi biliyorum ki sınav sonucu, tamamen o sınavı hazırlayan öğretmenin, sınava bakış açısıyla ilgilidir. Yani öğretmen isterse o sınavda sorduğu sorularla az bileni başarılı, çok bileni başarısız kılabilir. Ki burada yabancı dil sınavı söz konusudur. Yani bu sınavın geçerliliği konusunda da şüphe yok mudur sizce? Bir öğretmen olarak sınavı hazırlayan öğretmenin objektifliğine inanmakla birlikte daha önce bu öğrencileri istemeyen bir okul idaresinin objektifliğinden şüpheliyim.
5. 3 Aralık’tan önce bu okullara nakilleri olan öğrencilere de bu tür bir sınav yapılacak mıdır?
6. Şu anda bu okullarda kontenjan açıkları olmakta. Acaba her hafta bu sınav yeni başvuran her öğrenci için yapılacak mı?
7. Son olarak Türk gençleri ve eğitim sistemi bu yönetimle yönetilmeye layık mı?
Özetin özeti: Olan bitene hiç şaşırmadık!
