Facebook, Instagram, Twitter’ın tepe yöneticilerinin katıldığı Avrupa’daki bir toplantıdan dönen arkadaşım, internet ve sosyal medyanın bugünüyle geleceği üzerine hazırlanan en güncel sunumu izletti bana.
20 dakikalık videodaki bilgiler, internet ve sosyal medyanın insanları sarmalına aldığının kanıtı. İşin uzmanları, bundan böyle binlerce yıl boyunca internet ve sosyal medyanın hayatımızda olacağı görüşünde.
Dünya nüfusunun yüzde 54’ü online… 2020’de internete bağlı cihaz sayısı 20.8 milyara çıkacak, 10 milyon şoförsüz otomobil yollarda olacak.
Sanal alemde toplanan bilgilerin veri tabanı olan DATA, bugüne kadar dünyaya yön veren petrolün yerini alacak.
2018’de siber güvenlik için 96.3 milyar dolar harcanması bekleniyor. 2020’de bunun 106 milyar dolara çıkması öngörülüyor.
Sosyal medya, kaliteli personel bulmak isteyen şirketler için en önemli kaynak haline gelecek.
İnternet kullanıcıları ayda ortalama 16 saat online oluyor. Nüfusunun yüzde 74’ü online yaşayan Amerika’da bu süre daha da fazla, 32 saat.
Rakiplerine oranla daha şanslı ve bilgili olanlara çeşitli hediyeler kazandıran, stüdyodakiler gibi ekran karşısındakileri de eğlendiren bir yarışma insanı ağlatır mı? Geçtiğimiz cuma ‘Çarkıfelek’te izlediğim Gizem adlı genç yarışmacı, iki eliyle göğsünde sıkı sıkı tuttuğu zarftaki otomobili kaybedince, hıçkıra hıçkıra ağladı.
Finale kalan Gizem’in, çeşitli renklerdeki zarflardan birini seçmesi gerekiyordu. O, stüdyodakilerin favorisi olan zarfı değil, hislerine güvenerek yeşili seçti. Yarışmacının seçtiği zarftaki hediyeyi alabilmesi için toblerondaki kapalı kutular içinde yazılanı bilmesi gerekiyordu. Yarışmacı, verilen ve kendi söylediği harfler açılınca ortaya ‘.i..et’ çıktı. Gizem, boşlukları doldurup, ‘Kispet’i söyleyemeyince, seçtiği zarfın içindeki otomobil avuçlarının içinden uçup gitti. Yarışmacı, “Hayatımda duymadığım, hiç bilmediğim bir kelime. Ne kadar şanssızım?” deyince, Karayel devreye girdi. Çarkıfelek’in sunucusu, “Hiç Edirne Yağlı Güreşlerini izlemedin mi? Orada hep kullanılır, ‘Kispeti yağlandı, kispetinden kavradı’ kelimeleri” deyince, Gizem’in “Öfff ya… Artık izlemem” demesi, tıpkı gözyaşları gibi öylesine içtendi ki, izlerken gözlerim nemlendi... Seçtiği
Hülya Avşar’ın, Ayvalık’taki yazlık evine hırsız girdi. Sanatçı, yatak odasında karşılaştığı hırsızı kovaladı. Evden kaçmayı başaran adam, bin 500 TL çaldı
Pazar günü 12.42’de iş insanı arkadaşımdan cep telefonuma şöyle bir mesaj geldi:
“Şu an Ayvalık Çamlık’tayım. Sabaha karşı Hülya Avşar’ın evine hırsız girdi, bilgin olsun.”
Hemen Avşar’ı aradım. Geçmiş olsun dileklerimi ilettiğim Avşar’dan olayı anlatmasını istedim. İşte Avşar’ın anlattıkları:
“Sabah 06.00–06.30 gibiydi. Gün aydınlanmıştı. Gözümü açınca baktım yatak odamda bir adam. Ayağa fırlayıp, sen kimsin dedim?
Şapkalı, eldivenli adam, eliyle yüzünü gizleyip ‘Benim, ben’ demesin mi?
Yataktan fırlayıp üstüne yürüdüm, çaldığı çantalarımı balkondan atıp, kendi kapıdan aşağı hızla kaçmaya başladı. Tam ensesinden yakalamak üzereydim adamı, ama gecelikle olduğumu fark edip geri döndüm, üstüme bir şeyler aldım. Merdivenden inerken yine kovalamaya başladım onu, ama yakalayamadım. Bahçeden çantaları alıp kaçtı. Gürültüye uyanan Zehra’ya alt kattaki Helin’e bakmasını söyledim. 155’i aradık, polis geldi. Evdeki kameralardan hırsızın eşkali belirlendi. Burhaniye’de birçok evi soymaktan aranan bir hırsız çıktı.”
CNN Türk’te yayınlanan ‘Gece Görüşü’nü hazırlayıp, sunan gazeteci Hande Fırat, sergi açacak kadar yağlı boya çalışmaları olan bir ressam çıktı. Fırat, sosyal medyasında çalışma ortamını paylaşınca merak edip, mesaj attım ve resim tutkusunun ne zaman başladığını, kimden ders aldığını, sergi açacak kadar tablosunun olup olmadığını sordum. İşte Fırat’ın anlatımıyla ressamlığının öyküsü:
“Beş yıl boyunca haftada iki saat Mahmure Tünal’dan ders aldım ve sekiz yıldır resim yapıyorum. 50 tablom var, ama henüz sergi açmadım. Çünkü her yıl bir olay patladı ve sergi işi yattı. Bu yıl ekim ayında ilk kişisel sergimi açmak istiyorum. İçimden geldiği gibi çalışıyorum. Resim yapmaktan çok keyif alıyorum. Yaptıklarımı görenler çok değişik buluyor ve beğeniyor.”
Fırat’tan hazır tablolarından birkaçının fotoğrafını istedim. Gönderdiği serilerden biri Hindistan’ın Holi Festivali’nden, diğeri ise semazenler... Fırat’a göre bu tablolar, aslında baharı müjdeleyen çılgın boyalar... Sizce nasıl Hande Fırat’ın yaptığı yağlı boya resimler?
ÜNLÜLER PAYLAŞTIKLARI EYLEME NİYE GELMEDİ?
Eylemin görselini, çocuklar üzerine güzellemelerle birlikte birçok insanın yanı sıra şov dünyasından da ünlüler paylaştı.
Ağrı’da dört yaşındaki Leyla’yı kaçıran insanlığın yüz karası kişi veya kişiler, onu açlıktan öldürüp, su kanalına attı.
Ankara Polatlı’da sekiz yaşındaki Eylül’ü kaçırdıktan sonra boğarak öldüren vicdansız, acılı ailenin komşuları çıktı.
Kaçırılan, öldürülen, cinsel tacize uğrayanların çocuklar ülkesi
oldu Türkiye...
Yürütemedikleri evliliklerin faturasını çocuklarına kesip, o masumları öldüren anneler, babalar var bizde...
Öldürülen her çocuğun acısı bir ok gibi saplanıyor yüreğimize.
Yaşama sevincimizi tüketiyor çocuk katilleri...
'Survivor'ın reji ekibinden 24 yaşındaki Alper Baycın’ın gaspçılar tarafından bıçaklanarak öldürülmesi, başta Acun Ilıcalı olmak üzere Acun Medya çalışanlarını derinden etkiledi ve ekip Dominik’e alternatif arayışına başladı.
Acun Medya, 10 yıldır Dominik Cumhuriyeti’nin Les Terrenas bölgesinde çekim yapıyordu ve değil güvenlik, hiçbir sorun yaşamıyordu. Üstelik Dominikliler, her yıl kendilerine iş istihdamı sağlayan, prodüksiyon için milyon dolarlar harcayan ‘Survivor’ ekibini el üstünde tutuyordu.
Acun Medya, eskiden Dominik’te sadece ‘Survivor Türkiye’nin çekimlerini yapıyordu. Programın reyting başarısı, Acun Medya’yı dünyaya açtı.
Ekip, artık Dominik’te sadece Türkiye ve Yunanistan için ‘Survivor’ı değil, beş ülkeye formatı kendilerine ait ‘Exathlon’u da çekiyor. Çalışan sayısı bin 750’yi bulan Acun Medya, doğal olarak kendilerine daha güvenli yer arayışı içine girdi. Yine hava sıcaklığının pek değişmediği Ekvator kuşağına yakın, uçakla ulaşımın kolay olacağı bir ülke veya ada olacak burası...
MEKSİKA AZTECA TV İLE BÜYÜK ANLAŞMA
Acun Ilıcalı’nın sahibi olduğu Acun Medya’nın dünya televizyon pazarında geldiği nokta, müthiş bir başarı öyküsü...
Yunanistan Skai TV’ye ‘The Voice Gre
"Survivor 2018"in finaline birkaç saat kala yarışmanın üç yıldır yapıldığı Nuh’un Gemisi’nde bir grupla sohbet halindeyiz. Konu, KKTC’de yatırımı ve işi olan Türklerin karşılaştıkları zorluklara geldi.
Gruptaki biri, bu yıl Acun Medya ekibinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne girişte karşılaştığı sıkıntıları anlattı.
Bunlardan biri, “Survivor 2018” finalinde çekim yapacak kameraların KKTC’ye girişinde yaşanan sıkıntı… Acun Medya ekibi, bir hayli uğraştan sonra kameraları Ercan Havalimanı Gümrüğü’nden geçirebildi.
İkincisi ve daha da ilginç olansa şu: Her “Survivor” finalinde birinci açıklandığında havai fişekler patlar, konfetiler yağar şampiyonun üstüne… Havai fişekler gümrüğe takılınca finalde sadece konfeti patlatıldı.
“Survivor” ekibi önceki yıllarda havai fişekleri KKTC’ye sokarken sorun yaşamazken, bu yıl öyle olmadı. Ercan Havalimanı görevlileri çeşitli gerekçelerle havai fişeklere giriş izni vermedi.
Havai fişek yerine sadece konfeti patlatılan gecede KKTC Kültür ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, her yıl “Survivor”ın finalini yaparak Kuzey Kıbrıs’ın tanıtımına katkı sağlayan Acun Ilıcalı’ya teşekkür plaketi takdim etti.
“SURVIVOR”IN PERDE ARKASI
“Survivor 2018” ekibinin Kuzey Kıbrıs’
'Erkenci Kuş' dizisinin Etiler Develi’deki yemeğindeyiz. Masada Star TV yöneticileri; Çağatay Önal, Ayşe Durmaz, Arzu Haksun Güvenilir, yapımcı Faruk Turgut ve birçok ünlü oyuncunun menajeri var. Sohbette konu, dizi maliyetlerine geldi. Daha önce defalarca yazdığım gibi, Türkiye’de milyonluk diziler dönemi bitti. Kanalların çoğu, dizi kaşelerini 1 milyonun altına indirdi. Toplam maliyeti 800-900 milyon TL olan bir eserden, tüm oyuncu kadrosuna ödenmesi gereken para 250-300 milyon TL’ye kadar geriledi. Aklın yolu bir çünkü...
Yapımcılığın kitabını yazan Hollywood’da bu konudaki altın kural belli: ‘Hiçbir işin cast maliyeti, toplam bütçenin yüzde 30’unu geçmemeli.’
Oysa, son yıllarda bizde dizi bütçelerinin yüzde 25-30’u sadece başrol oyuncusuna
ödeniyordu. Milyonluk dizilerden tek kazançlı çıkan oyunculardı. Kanallar ve yapımcılar, dizilerini yurt dışına satamadığında zarar eder hale gelmişti. Kanal D ve Star TV, bu gidişe ‘Dur’ deyince, sektörde de işler değişti.
Birçok dizi starının menajeri, son noktayı özetledi:
“Aynı geminin içindeyiz. O yüzden geldiğimiz noktada yapımcılarla gerçekleştirdiğimiz toplantılarda, ‘Oyuncu fiyatlarında yüzde 25-30 indirime hazırız’ dedik. Her şey