Yıllardır ev telefo-numuz yok... Üç kişilik çekirdek bir aileyiz, üçümüzün de cep telefonu var. O yüzden ihtiyacımız kalmadı ev telefonuna...
Birkaç yöneticinin zevkine göre hazırladığı “fiks menü”yü milyonlara sunan TV kanallarının akıbeti de sabit telefonlar gibi olacak.
İnsanlara sevdiği programı, istediği zaman, dilediği yerde izleme şansı sunan mecralar artık revaçta.
Bu işin lideri Netflix’in dünyada elde ettiği başarı gösterdi ki gelecek internet televizyonculuğunda.
10 yıl önce biri, “Haluk Bilginer, Nur Sürer, Ali Altay, Okan Yalabık, Serkan Keskin, Tülin Özen ve Bartu Küçükçağlayan gibi oyuncular televizyon için değil, internet için dizi çekecek” deseydi, alacağı yanıt belliydi:
“Mümkün değil...”
İzleyici artık mobil!
Trabzon Akya-zı’daki spor kompleksinin açılışını televizyondan izleyenlerden bir kısmı sosyal medyadan başladı eleştiriye:
“Katar Emiri’nin ne işi var Trabzon’da?”
Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp.
Anlatayım da Katar Emiri Şeyh Temim Bin Hamad Al Sani’yi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Trabzon’a niye davet ettiğini öğrenin o zaman.
Bu sezon Trabzonspor’un formasına dikkat ettiniz mi?
Sponsoru kim Trabzonspor’un?
Yanıt yok mu?
Bilginiz yok, ama fikriniz var, hem de buram buram nefret kokan...
‘Bu topraklar çok hain gördü. Türk milleti hepsini de tarihe gömdü...’
Son zamanlarda her terör eyleminden sonra sosyal medyada en çok paylaşılan sözlerden biri bu...
20’nci yüzyıl başında türlü oyunlarla zayıflattıkları Osmanlı’nın topraklarını işgal ederek Türkleri tarihten sileceğini sananların 30 yılı aşkın süredir tam destek verdiği terör örgütü, Türkiye’den bir karış toprak alabildi mi?
Türk askeriyle cephede başa çıkamayan PKK, taktik değiştirdi.
Şehirlerde yaptıkları terör eylemlerinin tek amacı var, iç savaş çıkarıp Türkiye’ye bölmek...
Bunu da başaramayacaklar.
TRT Haber, 18 Aralık 2016 Pazar (bugün) çok özel bir yayına imza atacak. TRT Haber’in ‘Halep Yalnız Değil’ adıyla saat 10.00’da başlayacağı canlı yayın, gece 01.00’e kadar sürecek.
TRT İstanbul ve Ankara Stüdyoları’ndan 15 saat sürecek canlı yayının amacı Suriye’deki insanlık dramını dünyaya duyurmak.
Çünkü Türkiye’nin fazlası var, eksiği yok bu konuda…
İlk günden beri Suriye’ye yardım elini uzatan bir ülkeyiz.
Peki dünyanın sözüm ona ‘çağdaş’, ‘gelişmiş’, ‘modern’, ‘zengin’ ve de ‘insan haklarına duyarlı’ ülkeleri ne yaptı şimdiye kadar?
Yıllarca Müslüman katliamının yaşandığı, adeta soykırımın yapıldığı yanı başlarındaki Saraybosna’da olduğu gibi Suriye’deki insanlık katliamı ve dramına da duyarsız kaldı.
‘Çağdaş dünya’, Türkiye’nin önderliğinde Halep’te başlayan insan tahliyesini engelleyenlere bile mani olamadı. Başbakan Binali Yıldırım, TFF Başkanı Yıldırım Demirören, Göksel Gümüşdağ ve Fatih Terim’in Trabzon’dan katılacakları canlı yayına, Oğuz Çetin, Rıdvan Dilmen, Giray Bulak, Ali Gültiken, Ersin Düzen ile Tanju Çolak ise İstanbul’dan bağlanacak.
Robert Kolej ve Boğaziçi Üniver-sitesi’nde okumuş, 13 yıl çalıştığı Procter & Gamble’ın Avrupa Pazarlama Direktörü’yken bir seyahat dönüşünde 2.5 yaşındaki oğlunun attığı tokat yüzünden kariyerine ara vermiş beyaz yakalı bir kadın...
Ömrünü adadığı oğlu belli bir yaşa gelince aldığı bir dizi eğitim sonrası yaşam koçluğuna başlamış, binlerce insana kişisel gelişim konusunda eğitim vermiş, “Melekler ile Yaşamak” ve “Yeni Çağın Çocukları” kitaplarını yazmış Beki İkala Erikli, önceki akşam “Hayal Dünyası” adlı ofisinin bulunduğu apartmanın girişinde bir kadının silahından çıkan üç kurşunla öldü.
Erikli ile tanışıklığım yoktu ama ikimiz de Mona Kitap yazarıydık. O yüzden “Ali Eyüboğlu’na ışık olsun” notuyla imzalayıp yollamıştı bana son kitabı “Yeni Çağın Çocukları”nı.
Zanzibar seyahatinde yanıma aldığım kitaplardan biriydi Erikli’ninki.
İstanbul’a döndüğüm günün akşamında Erikli’nin öldürüldüğünü öğrenince şoke oldum. Kadın olduğu söylenen katilin biri, Erikli’nin ergenlik çağına getirdiği oğluyla mutlu bir hayat sürmesine izin vermedi.
Bir canın bir mermi kadar değeri olduğu bir dünyadan erken ayrılan Erikli’nin mekânı cennet, kitabını yazdığı melekler yoldaşı olsun.
APPLE’A GÖRE
Türk Hava Yolları’nın Afrika’da 50’nci uçuş noktası olarak belirleyip, haftada karşılıklı üç sefer düzenlemeye başladığı Zanzibar’da geçirdiğim iki günlük izlenimlerimi paylaşacağım.
Zanzibar, daha önce dünyada gittiğim Kenya’nın Hint Okyanusu kıyısındaki Mombasa ile Dominik’le benzerlikleri olan bir yer.
Dünyada köleliğin kalktığı son yer olmasından mı, sıcak ve denizin yaydığı iyottan mı bilmiyorum, halkı fakir, ama mutlu...
Hayat felsefeleri “Hakuna matata”... “Sıkıntı yok” anlamında kullanılan bir söz bu.
Yaşadıkları coğrafyanın iklimi gibi sıcak ve cana yakın insanlar hepsi.
Zanzibar’da yolların çoğunda kaldırım yok.
Eski minibüs ve kamyonetlerin toplu taşıma aracı olarak kullanıldığı, insanların baraka dükkânlar veya yollara kurulmuş tezgâhlardan alışveriş yaptığı, ağaç gölgelerinde uzanıp yatanların bolca olduğu Zanzibar’da dikkatimi çeken şeyler şunlar:
Görülecek yerler
Bayrak taşıyıcı havayolu olarak dünyanın en fazla ülkesine uçan Türk Hava Yolları, bir ilke daha imza attı.
THY, Afrika ülkelerinden Tanzanya’nın şimdiye kadar iki şehrine uçuyordu. THY, 13 Aralık’tan itibaren Tanzanya’da uçuş yaptığı şehir sayısını üçe çıkardı. Altı yıldır “Avrupa’nın En İyi Havayolu Şirketi” seçilen THY, Dar Es Selam ve Kilimanjaro’dan sonra Tanzanya’nın özerk turizm adası Zanzibar’a da uçmaya başladı. Böylece THY, Afrika’da 32 ülkede 50 destinasyona sefer düzenleyen havayolu oldu.
THY’nin pazartesi, çarşamba ve cumartesi günleri karşılıklı düzenlediği uçuşların bilet fiyatları gidiş - dönüş 636 dolardan başlıyor.
Abeid Amani Karume Uluslararası Havalimanı’na ilk seferini yapan THY’nın uçağı ve yolcularına Zanzibar yetkilileri özel bir karşılama töreni düzenledi.
141 yolcusuyla havalimanına inen THY uçağının iki cephesini itfaiye araçlarıyla su sıkarak yıkayan yetkililer, yolcuları piste serdikleri kırmızı halıda karşıladı.
Zanzibar’daki karşılama sadece bununla da sınırlı değildi.
Yerel kıyafetler giymiş müzisyenler çaldı, ellerinde rengârenk şemsiyeler olan milli kıyafet giymiş kadınlar dans edip, şarkı söyledi THY yolcularına...
İstanbul’daki bombalı terör saldırısı onlarca insanımızı aldı aramızdan… Şehit olanların çoğu hayatlarının baharındaydı… Patlayan iki bomba yine onlarca eve ateş düşürdü, hepimizin yüreğini parçaladı…
Avrupa’da veya Amerika’da benzeri bir eylem olduğunda terörü lanetleyen dünya starları, İstanbul’daki patlamayı nedense duymadı.
Bu satırları yazdığım saatlerde yabancı yıldızlardan sadece Lindsay Lohan vardı #TerörüLanetliyoruz hashtag’i ve Türk bayraklı fotoğrafıyla acımızı paylaşan…
Bir süre önce Türkiye’ye gelip, uzunca bir süre kalmamış olsa belki o da duymayacaktı İstanbul’da patlayan bombaları…
Yıllarca Suriye’de ölen yüzbinlerce sivilin ölümünü görmezden gelenlerin Müslüman Türklerin yaşadığı acıya kayıtsız kalmasının sebebi ne olabilir?
Aramızdaki mesafe mi, yoksa din ve ırk farklılığı mı?