Ali Eyüboğlu

Kanal D’nin pazar akşamı ekrana getireceği “Şeref Meselesi”nin ilk bölümünü salı akşamı Kanyon AVM Cinemaximum’daki ön gösteriminde izledim.
Kerem Bürsin, Şükrü Özyıldız, Yasemin Allen ve Şükran Ovalı’nın başrollerini paylaştığı “Şeref Meselesi”, ilk bölümü ekrana gelmeden önce izlediğim ne ilk ne de son dizi...
Ama bu dizinin diğerlerinden şöyle bir farkı oldu.
İlk defa bir diziyi nasıl bulduğumu sadece yapımcısı, yayıncısı veya dizi ekibi değil, başkaları da sordu.
Bunun sebebi Kanal D’nin yaptığı tanıtımlar mı, dizinin başrolünde genç kızların son gözdesi Kerem Bürsin’in oynaması mı, “Şeref Meselesi”nin rakipler için potansiyel tehlike oluşturması mı, yoksa başka bir şey mi, bilmiyorum?
Kanal D’nin günlerdir gerek ekranından gerek sosyal medyada yaptığı tanıtımlarla beklentiyi bir hayli yükselttiği kesin.
Yaratılan bu beklenti yüksek reyting olarak Kanal D’ye döner mi?

“Sevgiliniz var mı?” sorusuna Hande Yener’in verdiği yanıt: “Sakat mıyım? Kör müyüm? Topal mıyım? Yaşlı mıyım yaaa! Tabii ki sevgilim var.”
Yener, “Gencim, güzelim, popülerim” demek yerine niye fiziki bir engeli olmadığının altını çizmiş olabilir?
Çünkü o da hepimiz gibi daha anne karnındayken, “Kız veya erkek fark etmez, yeter ki eli ayağı düzgün olsun” temennisiyle dünyaya geldi, “Kör satıcının kör alıcısı olur”, “Sağır duymaz uydurur”, “Spastik hareketler yapma” veya “Özürlü müsün?” gibi söylemlerle büyüdü...
Aliye Yücel’in “Engeloji” adlı kitabı, istemeden de olsa engellileri nasıl üzdüğümüzü bütün çıplaklığıyla yüzüme vurdu.
Kendisi de engelli olan Yücel’in kitabında engellilere bakışımızdaki eksiklikleri anlatan başka çarpıcı örnekler de var.
İşte Yücel’in, Beren Saat’in görme ve işitme engelliyi oynadığı Uğur Yücel’in “Benim Dünyam”ın kusuruna dair yaptığı ilginç tespit:
“Benim Dünyam, konusu itibarıyla herkesin ilgisini çekecek olsa da engellilere, özellikle de görme ve işitme engellilere hitap edecek bir film... Ancak işitme engelliler için altyazı, görme engelliler için sesli betimleme uygulaması yok. Benim dünyam ama ben izleyemiyorum.”

Yazıp bestelediği hit şarkılarından bir kısmını ünlü sanatçıların yorumladığı “Ustaya Saygı” albümü hakkında çıkan gerçeği yansıtmayan haberler, kanserle savaşan Kayahan’ın moralini ciddi ölçüde bozmaya başladı.
Bir kere Kayahan, Demet Akalın ve Hande Yener’i veto etmedi. Çünkü iki şarkıcı da “Ustaya Saygı” albümünde Kayahan eserlerini okuyacak sanatçılar arasında değildi. Gelelim Cenk Eren’in, Habertürk’ten Esin Övet’e yaptığı şu açıklamaya:
“Kayahan’ın tribüte albümünde Sabahlar Uzak’ı ben söylemeliydim. Kayahan’ın benim bu şarkıyı 15 senedir söylediğimi bilmediğine inanmıyorum. Ben ‘Sabahlar Uzak’ı söylemezsem müşteri hesap ödemez. Kayahan’ı çok severim. Allah razı olsun yıllardır onun şarkılarıyla ekmek yiyorum.”
Sevgili Cenk Eren!
15 yıl ekmeğini yediğin Kayahan, aylardır kanserle savaşıyor. Bir telefon açıp, “Geçmiş olsun” dedin mi ona?
Bildiğim kadarıyla hayır.

En eğlenceli ‘okul’ açılışı

Başrollerinde Bülent İnal, Öykü Gürman, Settar Tanrıöğen ve Dolunay Soysert’in oynadığı “Urfalıyam Ezelden” dizisinin Kanal D’deki macerası beşinci bölümde bitti.
Dizinin bittiğini kamuoyuna duyuran yapımcısı Faruk Turgut oldu.
Dizinin devam edeceğine dair söylentiler yoğunlaşınca hem yapımcısını, hem Kanal D’yi aradım.
Yapımcıya ulaşamadım, ama Kanal D’den aldığım bilgi,
o defterin kapandığı yönündeydi.
Akşam üzeri karşılaştığım dizinin oyuncusu, “Bugün şirketten aradılar ve dizinin devam edeceğini söylediler” dedi.
Çok geçmeden yapımcının, “Devam” kararı aldığına dair haberler internet medyasında yer aldı.

Türkiye kadar bol keseden ödül dağıtılan başka bir ülke var mı acaba yeryüzünde?
“Veren”den ve “alan”dan başka kimsenin iplemediği ödülden ne olur?
Aralarında öyleleri var ki, “Halkın oylarıyla açık ara ‘Yılın en iyisi’ siz seçildiniz” diyerek müjdeli haber verdikleri ünlü, mazeret beyan edip ödülünü almaya gidemeyince ne oluyor?
O ödül anında sahip değiştiriyor.
“Hak edene” değil de “törene gelen”e ödül verenlerin ciddiyetinden, saygınlığından söz etmek mümkün mü?
Değil, tabii...
“Körler, sağırlar birbirini ağırlar” durumu yani...

Bugün 10 Kasım; Türkiye Cumhuriyeti’ nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ ün 76’ ncı ölüm yıldönümü... O yüzden değişik bir şey yapmaya karar verdim bugün... Çünkü öyle geldi içimden... Bugün köşemin tamamını, bir kez daha rahmet ve minnetle andığımız Atatürk’ ün sözlerine ayırmaya karar verdim... Bunu yaparken şuna özellikle özen gösterdim. Atatürk’ ün nasıl vizyon sahibi bir lider olduğunu anlamak için farklı alanlardaki sözlerinden bir seçki oluşturmaya gayret ettim. Zira Atatürk’ü layıkıyla anmak için Büyük Önder’in hangi konularda neler söylediğini bir kez daha hatırlamak şart...
* Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.
* Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz. Her kanaat bizce muhteremdir.
* Fikirler şiddetle, top ve tüfekle asla öldürülemez.
* Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, muritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.
* Biz

Kanal D’nin yeni sezon dizilerinden birini izliyordum.
Türkiye’de uzun yıllar, oyunculuğa başlayanların idol olarak saydığı birkaç isimden birini gördüm dizide.
Çok değil, birkaç yıl öncesine kadar başrol oynayan yıldızın üstlendiği yeni rol kadar, fiziki değişimi de şaşırttı beni.
Bizde gerek sinemada, gerekse dizi sektöründe hikayeler gençler üzerine yazıldığı için, dünün başrol oyuncusu kadınların maddi ve manevi olarak yaşamlarını idame ettirmeleri için yan rollere mecburen “Evet” demesini anlıyorum.
Benim anlamakta zorluk çektiğim şey, bazı kadın yıldızların, yaşlarından daha genç görünme adına en önemli enstrümanı olan yüzlerine yaptırdıkları müdahale…
Diyeceksiniz ki, “Zamanı durdurmak mümkün değil, ama geçen zamanın vücutta yaptığı tahribatı işinin ehli doktorlar ve estetisyenler sayesinde kısmen de olsa önlemek mümkün”…
Doğrudur… Gel gör ki her zaman mümkün olmuyor bu…

ATV’nin “Kertenkele” dizisindeki “sahtekâr imam” tiplemesi üstüne başlayan tartışmalar ve getirilen yasak düşündürücü.
Bir kere oluşan “algı”yla “gerçek” arasında ciddi fark var.
Yine bilgi sahibi olmadan fikir beyan ediyor insanlar.
Diziyi izlemeden, hikâyede anlatılanın aslında ne olduğunu, nereye evrileceğini bilmeden, “Oluşan algıya duyarsız kalamazdık” ne demek?
Diyanet’in içeriğini beğenmediği “Kertenkele” nedeniyle ATV’nin dizilerine camilerde çekim yasağı getirmesi akıl alır gibi değil.
Ne zaman vazgeçeceğiz dizilerin “sanal kahramanları”nı “gerçek” sanıp, onlarla savaşmaktan?
CHP’nin müftü kökenli milletvekili İhsan Özkes’in TBMM’de düzenlediği basın toplantısında “Kertenkele” dizisini kaldırması için RTÜK’ü göreve çağırmasına ne demeli peki?