Fransa gezisinden yeni dönen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, günlerdir dış basında Türkiye aleyhinde çıkan yalan yanlış haber ve yorumlardan dert yanıyor.
Haklı.
Çünkü öyle haber ve yorumlar var ki aralarında, belli ki “Bugün Türk hükümeti ve Türkiye aleyhinde ne yapabiliriz?” diye başlıyorlar güne...
Bu yayınlardan biri de Bild.
Her gün olmasa bile sıkça ziyaret ettiğim sitelerden biri olan Bild’de, hayli zamandır bir Türk’ün, “Hah şöyle. Bild’de nihayet Türkiye lehinde bir şeye rastladım” diyebileceği bir şey yoktu.
Haberlerden vazgeçtim, her hafta okurlarına gidilip tatil yapılacak ülkeleri, şehirleri tanıtan Bild, nedense Türkiye’yi kapsama ağına almıyordu.
Dün Bild’e bakınca gördüğüme inanamadım.
“Türk Sineması’nın Sultanı” Türkan Şoray, “Çözüm süreci”nin “Akil insanları”ndan biri değil, ama o da artık bir “Akil insan”. Üstelik Türkiye’den sadece Türkan Şoray’ı “akil insan” seçenler Japonlar...
Merkezi Tokyo’da olan Ashinaga, 40 yıldır sadece yetim çocuklara yardım eli uzatan bir vakıf. Burs verdiği öğrenciler arasında Japonya’nın bugünkü Eğitim Bakanı Hakubun Shimora gibi ünlüler de olan kurumun yeni hedefi Afrika’daki yetimler.
1999 depreminden sonra Türkiye’ye de yardım elini uzatan ve halen yetim bir depremzedeyi Japonya’da üniversitede okutan Ashinaga, Afrika projesi için dünyadan 100 kişiyi “Akil insan” seçti.
Ashinaga’nın Genel Sekreteri Kazuhiko Yoshida, Taksim Divan Oteli’ndeki toplantıda, Türkiye dahil 12 Avrupa ülkesinden 23 yönetici, akademisyen ve sanatçıyı “Akil insan” seçtiklerini, Türkiye’de sevilen bir sanatçı olduğu için Türkan Şoray’ı tercih ettiklerini açıkladı.
Yoshida ayrıca, Japonya’da çok sevilen Amerikan romanı “Uzun Bacaklı Baba”nın (Daddy-Long-Legs) 100’üncü yıldönümü nedeniyle bu yıl dünyadan 100 kişiyi “Akil insan” yaptıklarını söyledi ve ekledi:
“100 ‘Akil insan’ı Haziran 2015’te Washington’da bir araya getireceğiz ve onların
Türkiye’nin ihraç ettiği ilk yerli dizi “Gümüş”tü… Başrollerini Kıvanç Tatlıtuğ ile Songül Öden’in oynadığı dizi Ortadoğu’ya satılmıştı…
Türkiye’nin Ortadoğu dışındaki ülkelere sattığı ilk dizi ise “Muhteşem Yüzyıl” oldu…
Bugün Türkiye’nin ihraç ettiği dizi sayısı 100’ü, Türk dizisi yayınlayan ülke sayısı ise 60’ı geçti.
Türkiye’nin dizi ihracatından yıllık geliri 200 milyon doları buldu.
Dizi ihracatında bir numara Amerika, ikinci sırada Türkiye.
Üstelik Türk dizilerinin fiyatı Amerikan dizilerine oranla 4 – 5, Güney Amerika dizilerine göre de 25 kat daha pahalı.
“O Ses Türkiye”nin format sahibi Talpa’nın elindeki en yeni ve gözde şarkı yarışması “The Winner is” Türkiye haklarını Uygar Ataş ile Gökhan Şükür’ün sahibi olduğu Promore Prodüksiyon aldı. Şirket, yayıncı kuruluş olarak da Star TV ile anlaştı.
2 Kasım’da elemeleri başlayacak yarışma ocakta ekranda.
30 ülkede yayınlanan ve kanalına iyi reyting kazandıran “The Winner is”in internetten birkaç bölümünü izledikten sonra Star TV Genel Müdürü Ömer Özgüner ve projenin ortaklarından Uygar Ataş’la konuştum. Aldığım bilgiler özetle şöyle:
Star TV’nin “Ve Kazanan” adıyla ekrana getireceği yarışmada 101 jüri üyesi görev yapacak.
Bu jüri üyeleri arasında halktan insanlar, konservatuvar öğrencileri, müzik eleştirmenleri, radyocular ve müzik sektörünün meslek kuruluşlarından temsilciler olacak.
V şeklindeki düzenlenecek jüri bölümünün en önünde müzik dünyasının iki ünlüsü Kenan Doğulu ile Şebnem Ferah “master jüri” olarak oturacak.
Henüz sunucusu belli olmayan yarışmada 101 kişilik jüri, her hafta oylarıyla bir kişiyi birinci seçecek. Sunucu, her hafta finale kalan iki kişiye aldıkları oy oranları belli olmadan önce şu teklifi yapacak:
CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, polemik yaşadığı Seda Sayan’ın programı kaldırılınca bunu, “Çok şükür” tweet’iyle kutladı. Show TV’nin Sayan’a başka bir program yaptıracağı ortaya çıkınca Nazlıaka’nın bu duruma sessiz kalmasına dikkat çeken bir yazı yazdım. Nazlıaka’ya ‘kötü haber’ başlıklı yazım üzerine Nazlıaka, şöyle bir tweet attı:
“Benim mücadelem kişilerle değil, zihniyetle. Şiddetin ne seyircisi ne de sunucusu olamayız.”
Nazlıaka’nın takipçileri yazımda tek satır hakaret olmamasına rağmen anında bana hakaret, küfür yağdırmaya başladı.
Nazlıaka, takipçilerinin neler yazdığını gördüğü halde müdahil olmadı duruma. Amacınız bana küfür ve hakaret yağdırmaksa başardınız bunu diye yazdığımda ise şu yanıtı verdi bana:
“Siz nasıl 1 milyona yakın Milliyet okuruyla görüşünüzü paylaştınız ben de takipçilerime mevzuyu kendi açımdan yazdım. Neden beni insanları kışkırtmakla itham ettiğinizi anlamadım.”
Nazlıaka’nın yanıtı, HDP Genel Başkanı’nın Kobani için sokağa çağırdığı insanlar Türkiye’yi yangın yerine çevirdikten sonra, “Sokağa çıkın dedik, ama şiddete başvurun demedik” şeklindeki komik savunmasını hatırlattı bana.
Sayın Nazlıaka; uğradığım onca hakaret
Cuma akşamı Esma Sultan’da Damat’ın Koruncuk Vakfı yararına gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk projesinin sergisi vardı. Her biri alanında ünlü 20 kadın smokin giyerek objektif karşısına geçti. Kamuoyunun ilk kez Alice’den öğrendiği, “Kadın eli değerse dünya değişir” projesi kapsamında Koruncuk Vakfı için 200 liradan satışa çıkarılan kitaptaki 20 kadını, 20 ünlü erkek yazdı.
Ayşe Arman’ı Murat Menteş, Ayten Alpün’ü Zeki Doğulu, Balçiçek İlter’i Ahmet Güneştekin, Deniz Ülke Arıboğan’ı Hakan Ateş, Didem Soydan’ı Tolga Akyıldız, Ece Sükan’ı Ümit Benan, Esra Oflaz Güvenkaya’yı Murat Saygı, Fatoş Yalın Arkun’u Hakan Öztürk, Gonca Vuslateri’yi Sarp Apak, Gül Gölge Saygı’yı Kürşat Başar, Hülya Koçyiğit’i Engin Altan Düzyatan, Jehan Barbur’u Naim Dilmener, Jülide Ateş’i Ertuğrul Özkök, Nebahat Çehre’yi Güneri Civaoğlu, Neslihan Demir’i Tuna Kiremitçi, Serra Yılmaz’ı Nebil Özgentürk, Şahika Ercümen’i Nasuh Mahruki, Yonca Ebüzziya’yı Serdar Gülgün, Zeynep Özbatur Atakan’ı Özen Yula anlattı.
Tamer Yılmaz’ın çektiği değişik fotoğrafları görmek, 20 erkeğin 20 kadını nasıl tasvir ettiğini okumak ve Koruncuk Vakfı’na katkıda bulunmak istiyorsanız, şiddetle tavsiye ederim bu yayını!
REYTİ
İki sezondur ATV'de yayınlanan "Karadayı" komedi mi?
Hayır...
Aksine ağır bir dram.
Böyle bir dizinin jeneriğinin komik ya da absürt olması düşünülebilir mi?
Asla...
Peki o zaman “Karadayı”nın giriş jeneriğindeki bu komedi ne?
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci yarın İstanbul’da dizi yapımcılarıyla bir araya gelecek. Toplantının gündemi şu:
“Yılda 200 milyon dolara ulaşan dizi ihracatını nasıl artırırız?”
Morallerin dipte olduğu bir döneme denk geldi bu toplantı.
Yıllardır sektörü yakından takip eden biriyim, yapımcıları hiç bu kadar karamsar görmedim.
Her sette ortalama 100 kişi çalıştıran yapımcılar bile, her gün kanaldan gelecek “Dizinizi kaldırdık” telefonu korkusuyla yaşıyorsa, gerisini siz düşünün!
Cannes’daki son televizyon fuarından dönen yapımcının şu sözleri, dış pazarda işlerin ne denli tıkırında olduğunun özeti:
“Fuarın gözdesi Türkiye’ydi. Düne kadar biri, ‘Sony, Türk dizilerinin Amerika kıtası haklarını almanın peşinde’ dese, inanmazdım ona, ama fuarda tanık oldum buna. Güney Amerika’dan bile büyük talep var dizilerimize.”