İktidarın “Paralel Yapı”yla savaşı, Star TV’nin yeni dizisi “Reaksiyon”un da ana meselesi oldu... Bu sahne ve diyaloglar dizinin önceki akşam yayınlanan ikinci bölümünden...
“Savcı”, randevusunun olduğu dişçiye gidiyor.
Onu dişçisi değil “asistan” kılığına giren istihbaratçı karşılıyor.
“Savcı”yı dişçi koltuğuna kelepçeleyen elemanı odadan çıkarken “İstihbarat Başkanı” dalıyor içeri. Sonrasındaki diyaloglar şöyle:
Savcı: Ne yaptığının farkında mısın? Devletin savcısına bunu yapmanın cezasını biliyor musun?
İstihbarat Başkanı: Ortada devlet mi bıraktınız? Bana kelepçe takmaya kalkarak devletin dibini dinamitlediniz.
S.: Kimse devletin arkasına sığınarak suç işleme özgürlüğüne sahip değildir. En üst makamlarda da olsa kimse kanundan kaçamaz.
IŞİD, 101 gündür rehin tuttuğu Türkiye’nin Musul Konsolosluğu görevlilerini cumartesi sabaha karşı serbest bıraktı.
Çoğu haber kanalı bu gelişmeye uykuda yakalandı.
Sadece TRT Haber, TRT Türk, NTV, Habertürk ve STV, Türkiye Cumhuriyeti’nin 91 yıllık tarihinde ilk kez yaşanan bu olayı anında canlı yayınlarla duyurdu.
Diğerleri hazırlıksız yakalandığı için sadece, “Son Dakika... Rehineler serbest” alt yazısıyla duyurabildi olayı.
Gezi olaylarının ilk günlerinde orada olan biteni vermek yerine belgesel yayınladıkları için haber kanallarıyla “Penguen kanalları” diye dalga geçen Halk TV’nin o saatlerde müzik eşliğinde “Foto Galeri” yayınlaması ilginçti.
Bir kez daha ortaya çıktı ki, bizim “haber kanalı” sanıp, habercilik beklediğimiz televizyonların çoğu, memur zihniyetiyle 9 5 mesaisi yapan insanlarla dolu.
“Haber kanalı” iddiasındaki televizyonların çoğu, IŞİD gibi yaptıkları kan donduran katliamlarda dünyaya korku salan bir terör grubunun elindeki Türk rehinelerin 101 gün sonra tırnakları bile kanamadan özgür kalmasını canlı yayınlarla duyuracak reflekse sahip değilse geçmiş olsun.
Türkiye’nin dizi ihracatından yıllık kazancının 200 milyon dolara yaklaşması elbette ki sevindirici bir gelişme…
Üstelik devletin bu konuda hiçbir maddi ya da manevi desteği olmadan dizi sektörünün bunu başarmış olması süper ötesi…
Dünyanın birçok ülkesinde Türk dizilerinin popüler olması bizim açımızdan güzel.
Diziler sayesinde Türkiye’nin kazandığı şey sadece döviz değil. Türkiye’ye gelen turist sayısını da artıran bir faktör diziler.
Maddi ve manevi olarak bizi sevindiren bu gelişmenin yanı sıra Türkler’e bu işin kaymağını tek başına yedirmek istemeyenlerin de boş durmadığı ortada…
Düne kadar, “Kültürümüzü yozlaştırıyor” diyerek Türk dizilerine karşı çıkan yabancı siyasetçilere, kanaat önderlerine şimdilerde ise “uyanık tüccarlar” eklendi.
Gülben Ergen, “Çocuklar Gülsün” diyerek ilk anaokulunu Tokat’ta yapıp Milli Eğitim’e bağışladığında takvim yaprakları 23 Nisan 2010’u gösteriyordu.
Aradan geçen sürede Gülben’in kurucusu ve başkanı olduğu “Çocuklar Gülsün Diye” adına yaptırdığı anaokulu sayısı kaç biliyor musunuz?
301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma’da dün açılanla birlikte 23’üncü...
25 Eylül’de Gaziantep, yakında Erzincan’da açılacakla birlikte bu sayı 25’e çıkacak.
Her yıl yaklaşık 2500 öğrenci, okul öncesi eğitim görüyor bu yuvalarda.
Gülben Ergen ve Çocuklar Gülsün Diye Derneği’nin çalışanları eğitim gönüllülerinden topladıkları paralarla yaptırdıkları anaokulları 75 öğretmene de iş istihdamı sağladı.
Bir anaokulu maliyeti yaklaşık 200 bin lira.
Basın danışmanı Bircan Usallı Silan önce mail attı, sonra telefonla yineledi Bağdat Caddesi’ndeki Gönül Kahvesi’nde Türkan Şoray’la kahvaltı davetini.
100 yaşına giren Türk sinemasının kaç “Sultan”ı var?
Bir...
Böyle bir davete icabet edilmez mi?
Okullar açıldı, trafiğe takılıp geç kalmayayım diye erkenden çıktım yola ve yarım saat öncesinden ulaştım Gönül Kahvesi’ne...
Biz mekânın sahibi Yaman Yardımcı ve Bircan Silan’la sohbet ederken “Sultan” da geldi. Hem de tam saatinde... Türkan Şoray’ı son olarak Acıbadem Hastanesi’nde görmüştüm. Ameliyat olduğu için geçmiş olsuna gitmiştim. O günden bu yana bir hayli zayıflayan Sultan’la tanıtım yüzü olduğu Gönül Kahvesi’nde sadece kahvaltı yapmadık.
Bir “Yeni Türkiye”dir gidiyor.
“Mevcut” ya da “eski Türkiye”nin ne olduğunu biliyoruz, ama “Yeni Türkiye” hakkında söylenenler ışığında “tahmin”den öte bilgimiz yok.
Bugünün Türkiye’si malum.
Bahşiş almak için düğün arabasının önünü kesenler, istedikleri parayı alamayınca damadı öldürdüler.
“Yeni Türkiye”de “bahşiş terörü”, şehrin en işlek caddelerindeki tinerci istilası ve kırmızı ışıklardaki cam silici terörü bitecekse eyvallah...
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Bursa’da bir yakınını ziyaret için gittiği hastanenin karşısındaki inşaatta işçilerin can güvenliği olmadan çalıştığını gördü. Çelik, durumu Teftiş Grup Başkanı’na bildirince inşaat mühürlendi.
“Yeni Türkiye”de, insanlar “Önce emniyet” sloganıyla işbaşı yapacaksa ve gerekli güvenlik tedbirini almayanları “Bakan” değil, “O işe bakan” denetleyip cezalandıracaksa, tamam...
Selda Alkor, Temel Gürsu ve eşi Canan Perver’le sinemanın dünü – bugünü üzerine sohbet ediyorduk.
Sinemanın eskilerinden olan Alkor, Gürsu ve Perver, Yeşilçam’da hangi şartlarda daha doğrusu ne gibi imkansızlıklar içinde film çektiklerini anlattı. Sonra mevzu, “dün”le “bugün”ün mukayesesine geldi.
Herkes “dün”e ve “bugün”e dair yaşadığı, tanık olduğu çarpıcı anılarını dile getirdi. Gold Film’de çalışan oğlu Emrah Gürsu’yu kaynak göstererek Temel Gürsu’nun aktardığı şu bilgi, dizi sektörünün ulaştığı ekonomik gücü göstermesi bakımından çok önemli.
Gürsu, “Gold Film’in yapım ekibinde çalışıyor bizim küçük oğlan. Star TV’de yayınlanan ‘Güzel Köylü’ dizisini çekiyorlar Muğla’da. Dizi ekibinin Cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullanabilmesi için, özel uçak tuttu onlara yapımcı Faruk Turgut. Geldiler, bir gün kaldılar, oylarını kullanıp, özel uçakla döndüler. Daha dün gibi hatırlıyorum Yeşilçam’da sete giden minibüste yer olmadığı için asistan alamadığım günleri” dedi.
TRT’den bütün bölümlerin parasını almasına rağmen “İflas ettim” diyerek set işçisinden oyuncusuna tüm ekibin 15 bölüm alacağının üstüne yatan yapımcıların olduğu bir dönemde Yeşilçam kökenli Faruk Turgut’un
TV kanalları gündüz kuşakları için bütün silahlarını sahaya sürdü. TV’lerin prime time savaşları henüz tam başlamadı. Çünkü seyircilerin tamamı TV karşısındaki yerini almadı. 45 ve üstünde olması gereken toplam reyting henüz 34 civarında. Buna rağmen bazı günlerde “Kanlı dizi savaşları” başladı. Örneğin bu çarşamba PT1’de 7 kanalda da dizi vardı. “Total”de reyting yarışı şöyle bitti:
1. Güzel Köylü (6.19 Star TV)
2. Yılanların Öcü (3.63 Show TV)
3. Kara Para Aşk (3.51 ATV)
4. Benim Adım Gültepe (3.35 Kanal D)
5. İki Dünya Arasında (2.93 STV)
6. Zengin Kız Fakir Oğlan (2.85 TRT 1)