Ali Eyüboğlu

Candan Erçetin “Milyonlarca Kuştuk” albümünün kartonetine bir not düşmüş: “Korkarım bu, CD kaydıyla buluştuğumuz son albüm olacak”

Pasaj Müzik’ten gelen zarftan “candan” bir yazı, bir de Candan Erçetin’in “Sevgilerimle” diye yazıp, imzaladığı yeni albümü çıktı.
Önce Erçetin’in farkını ortaya koyan “Candan” notu:
“Merhaba. ‘Milyonlarca Kuştuk’ adlı yeni albümü çok önceden planladığımız üzere
3 Haziran 2013 Pazartesi günü satışa sunduk, fakat ülkemiz fırtınalı günlerden geçerken gündemi meşgul etmemek için basın bültenimizi candanercetin.com.tr ve pasajmuzik.com sitelerine koymanın dışında bir duyuru yapmak istemedik. Yüreğimiz elvermedi, elimiz gitmedi.
Ancak ben bu albümün de tıpkı diğerleri gibi arşivinizde olmasını arzu ediyorum.

Youtube ortaya çıkardı, ben de kamuoyu ile paylaştım... Merak etmeyin, sonuna kadar takipçisi olacağım. Müzik dünyasının “sanal yıldızları” için yolun sonu demektir bu!

Mesleki kıskançlığın her daim zirvede olduğu bir alandır medya...
Gündemi değiştirecek özel haber yaptığınızda hemen geçerler atağa...
Hakkınızı teslim için yapmazlar bunu... “Acaba neresinde bir eksik yakalarız da gölgeleriz bu başarıyı?”dır tek gayeleri...
Hasetlerinden sizin özel işinize yer vermezler, ama haberde adı geçenlerden birkaç satır demeç alıp mevzuya bir şekilde dahil olmaktan da geri durmazlar.
Bir de, “Bu zaten biliniyordu, yeni değil ki?” tribinde olanlar var.

Yargı, Lindsay Lohan’ı bir klinikte 90 gün tedaviye mahkum etti. Bizdeyse, “İçiciyim” diyen arka kapıdan çıkıyor

Ünlülere yönelik uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınanların “bir kısım medya” tarafından peşinen “suçlu” gibi lanse edilmesini eleştirenlerin tezi neydi?
“Ünlülerin gözaltına alınması dünyanın her tarafında haberdir. Bakın Lindsay Lohan’a, Paris Hilton’a ne yaptı dünya medyası?”
Dünyada basının uyuşturucudan gözaltına alınan ünlülere nasıl davrandığı kadar, o ünlülere yargının ve sistemin yaptırdıkları da önemli.
Örneğin Lindsay Lohan...
Yargı onu 90 gün bir klinikte tedaviye mahkum etti.
Gitti cezasını çekti.

Şarkıların görüntülenme sayılarının manipüle edildiğine dair söylentiler vardı. Sonunda Youtube,261 milyon sahte görüntülenme yapıldığını saptadı. Büyük sahtecilik...

Türkiye, uluslararası yarışlarda bir yığın milli halterci veya atletin “dopingli” çıkmasının şokunu üzerinden atamadan “er meydanı”na düşen bombayla iyice sarsıldı.
Çünkü “doping” sahtekârlığı sonunda “er meydanı”na da sıçradı.
“Altın Kemer” tarihinde ilk kez “doping” yüzünden el değiştirdi...
Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nun birincisi bile dopingli çıkan Türkiye’ye bir darbe de Youtube’dan geldi...
Youtube da “doping” yapan şarkıcıları saptadı.
Nasıl mı?

Geçen sezondan elinde ‘Karadayı’, ‘Kurtlar Vadisi Pusu’ gibi her bölümü reytingte gün birincisi çıkan dizilerin yanı sıra ‘Tatar Ramazan’ ve ‘Huzur Sokağı’ gibi reytingleri fena sayılmayacak işler olan atv, eylül ayından itibaren ekrana getireceği ‘yeni diziler’ini de tanıtmaya başladı.
Atv yönetimi, yeni yayın döneminde yayınlayacağı dizilerin ilk tanıtımını yaz ekranının reyting rekorunu kıran Galatasaray-Fenerbahçe arasındaki TFF Süper Kupa futbol maçının naklen yayınında yaparak akıllı bir iş yaptı.
Böylece Türkiye’de televizyon seyreden iki kişiden biri atv’de yeni yayın döneminde hangi dizilerin yayınlanacağından haberdar oldu. Atv’nin, TFF Süper Kupa maçı için ödediği parayla bile yapılması zor bir tanıtımdı bu. Kanalın güçlü silahları ‘Karadayı’, ‘Kurtlar Vadisi Pusu’,’Tatar Ramazan’ ve ‘Huzur Sokağı’ bildik işler. Peki ya ‘yeni dizi’ler?

Gürkan Uygun’la ‘Kaçak’
Çekimleri Sivas’ın Divriği ilçesinde süren ‘Kaçak’ın başrol oyuncuları ‘Kurtlar Vadisi Pusu’nun rahmetli ‘Memati’si Gürkan Uygun, Berk Hakman, Mustafa Avkıran, Begüm Birgören ve Özlem Yılmaz... Kadrosu güçlü değil, ya konusu?
Mafyanın oğlunu öldürdükten sonra öldürülmemek için kimlik değiştirip

Çifte standarta karşıyım. Ergenekon’dan tutuklananların ismini açık, uyuşturucudan gözaltınaalınanları rumuzla vermek olmaz

“Ünlülerin uyuşturucu nedeniyle gözaltına alınması dünyanın her yerinde haberdir.” Doğru... “Örnek mi istiyorsunuz? Dünya medyasının uyuşturucudan gözaltına alınan Lindsay Lohan, Paris Hilton gibi ünlüleri nasıl deşifre ettiklerine bakın.” Bu da doğru... “Ergenekon’dan Balyoz’dan ya da başka olaylardan insanlar gözaltına alınırken onları afişe eden medya, ünlüler söz konusu olunca niye gizlesin onların kimliklerini?” Bunda da haklısınız...
Başkalarını bilemem, ama kendi adıma şunu belirtmeliyim. Oldum olası çifte standarta karşıyım. Ergenekon’dan tutuklanan Genelkurmay Eski Başkanı İlker Başbuğ’un ismini açık, uyuşturucudan gözaltına alınan Kenan İmirzalıoğlu’nun ismini rumuzla vermek olmaz. “Masumiyet karinesi”, gazetecilerin keyfine kalmış bir tasarruf değil, Anayasa’nın herkese tanıdığı bir haktır. O yüzden de herkese eşit uygulanmalıdır.
İster Ergenekon olsun, ister KCK veya adli bir vaka, Anayasa önünde her birey eşit olduğuna göre herkesin doğal hakkıdır suçluluğu kesinleşene kadar “masum” sayılmak...
Arkadaşımız Önder Yılmaz’ın dün

Kültür miraslarımızın turistlerin ziyaretine açılması yada kapatılması Türk ekonomisini yakından ilgilendiriyor. Trabzon’a dair iki örnek, bunu ortaya koydu

Salı günü Pegasus’un 12.35 uçağıyla geldim Trabzon’a... Türklerden çok yabancı yolcu vardı uçakta. Ezici çoğunluğu Suudi Arabistanlıydı turistlerin. Pegasus’un 15.40 uçağıyla da oğlum Yağız geldi Trabzon’a. Gelince ilk söylediği şey şuydu:
“Bizden çok Arap vardı uçakta. Yanlış uçağa mı bindim acaba? Arap ülkelerinden birine mi gidiyor yoksa diye düşündüm bir ara.”
Başta Trabzon olmak üzere Doğu Karadeniz’in Arapların ne denli gözdesi olduğuna bizzat tanıklık ettiğimiz bu olayın ardından iki farklı habere dikkat çekmek isterim. Çünkü ikisi de Trabzon’un turizmiyle ilgili.
“Ayasofya’da turizm can çekişiyor” başlıklı bu haber, benim 1979’da gazeteciliğe başladığım Trabzon’un en etkili yerel gazetesi Karadeniz’den. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Doğu Karadeniz Şube Başkanı Suat Gürkok, Trabzon’daki Ayasofya Müzesi’nin ibadete açılmasının turizme olan etkisini gazeteye bakın nasıl anlattı: “Ayasofya Müzesi’nin camiye çevrilmesinden sonra, özellikle Trabzon’a uğrayan kruvazuer gemilerin Ayasofya turları, namaz

Pazartesi akşamı “Fear Factor Aksiyon”u izlerken dikkatimi çekti bu komik görüntü... Beş çiftin yarıştığı bir etaptı ama yarışmacılardan hiçbirinin görüntüsü Suna ve Nurullah gibi değildi

Endemol Türkiye’nin davetiyle “Fear Factor Aksiyon”un Arjantin’deki setine gidip geldiğim için biliyorum, Buenos Aires’in kızgın güneşi altında yapıldı yarışmanın dış çekimleri... Her çift, farklı renkteki askılı atlet ve tek renk bermuda şortla yarıştı bu etaplarda. Arjantin’in güneşi haliyle “amele yanığı” oluşturdu onlarda.
Asuman Krause’nin sunduğu programda ne zaman ki iş, çiftlerden kadınların bikini, erkeklerin sadece şortla yarıştığı bölüme geldi, bu komik görüntü ortaya çıktı. Aslında hepsi günlerce aynı koşullarda kaldı Buenos Aires’in güneşi altında ama nedense en belirgin “amele yanığı” Suna-Nurullah çiftine nasip oldu!

TEPENİN UŞAKLARI’NA TRABZON’DA GALA
Yine yolum düştü Trabzon’a... Doğup büyüdüğüm topraklara bu seferki geliş nedenim yazarından yönetmenine, oyuncularından yapımcısına amatör sinema sevdalılarının çektiği “Tepenin Uşakları” adlı film. 16 Ağustos Cuma günü bütün Türkiye’de vizyona girecek “Tepenin Uşakları”nın galası var bu akşam Trabzon’da.
Asıl