Türkiye’de yeni reyting sistemi 1 Mayıs itibarıyla başladı. Peki ölçümlernasıl yapılıyor?
TİAK A.Ş., AGB Nielsen’in sözleşmesini feshettiği 19 Aralık 2011’den bu yana TV ve reklam dünyası yeni reyting şirketi Kantar Media TNS’in yapacağı reyting ölçümünü bekliyordu.
Kantar Media TNS, 1 Mayıs itibarıyla yeni reyting ölçümlerini televizyon ve reklam dünyasının hizmetine sundu.
AGB Nielsen, 2006 yılında yapılan ‘Sosyo-Ekonomik Statü’ye (SES) göre reyting ölçümü yapıyordu.
Reyting şirketiyle eşzamanlı olarak Türkiye’nin SES’i de değişti.
Türkiye Araştırmacılar Derneği’nin (TÜAD) iki yılda yaptığı çalışma kısa bir süre önce sonuçlandı. Kantar Media TNS de, bugün TÜAD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Levent Orhun’un sektöre tanıtacağı işte bu yeni SES ölçeğini baz alarak reyting ölçümlerine başladı.
Türk dizilerini dış pazarda bekleyen tehlikeye dikkat çektiğim yazının mürekkebi kurumadan ilk resmi yasak geldi. Bu yasağın hangi ülkeden başladığını yazınca eminim çok şaşıracaksınız
1 Mayıs 2012 itibarıyla bütün yabancı dizilerin yasaklandığı ülke Azerbaycan... “Hani ‘İki devlet bir millet’tik? Hani kardeştik?” dediğinizi duyar gibiyim. Maalesef gerçek bu... Aslında ‘perşembe’nin gelişi çarşambadan değil, taa pazartesinden belli’ydi.
Azerbaycan’ı yönetenlerin altı ay önce aldığı bir karardı bu... Sonunda Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev imzayı attı ve yasak başladı. Azerbaycan’ın yabancı dizileri neden yasakladığına dair aldığım bilgi şu: Hedef bir yandan yerli dizi sektörünü canlandırmak, diğer yandan da yabancı dizileri izleyip, onların etkisine giren gençlere yeniden Azeri kültürünü aşılamak. İrili ufaklı sekiz kanal var Azerbaycan’da yabancı dizi yayınlayan. Azeri televizyonlarında Amerika, Brezilya dizileri de yayınlanıyordu ama ağırlık Türk dizilerindeydi. Her Azeri televizyonu günde ortalama 3-4 dizi ekrana getiriyordu.
Yasağın gerekçeleri neler?
Azeri yönetimi Türkiye’yi örnek göstererek bu yasak kararını aldı. Kanunu hazırlayanların savunduğu
‘Benim Tatlı Komposto Günlüğüm’ kitabında Tuba Ünsal’ın tatlı anılarının yanı sıra acı anıları da yer alıyor. Kitap ayrıca, Ünsal’ın kendi deyimiyle ‘ünlümsü’den ‘ünlü’ oluncaya kadar yaşadıkları ve bir sanatçıyla basın arasındaki sorunlu ilişkileri tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor
Azerbaycan Hava Yolları’nın uçağıyla Bakü yolundayız.
Sağımda solumda Azeriler, kulağımda yepyeni Türkçe şarkılar.
Elimde Tuba Ünsal’ın kitabı.
Kitabın adı ‘Benim Tatlı Komposto Günlüğüm’, ama siz bakmayın öyle olduğuna. ‘Tatlı anılar’ın yanı sıra ‘acı anılar’ da var Ünsal’ın yazdıkları arasında.
Ünsal anılarını öylesine samimi bir dille anlatmış ki, normalde sadece kadınların ilgisini çekebilecek bölüm olan ‘hamile günlüğü’nü bile okuttu bana.
Kitabın ağırlığını teşkil eden Ünsal’ın hamilelik ve annelik serüveni kadar kendi deyimiyle ‘ünlümsü’den ‘ünlü’ oluncaya kadar yaşadıkları ve bir sanatçıyla basın arasındaki sorunlu ilişkileri bütün çıplaklığıyla gözler önüne seren anılarla notlar da önemli. Hepsi ders alınacak türden çünkü.
Bahçeşehir Üniversitesi’nde Ali Atıf Bir’in ev sahipliğinde düzenlenen reyting panelinde yapımcı olarak bir tek Birol Güven vardı. Yeri geldiğinde kanal kanal dolaşıp reyting konusundaki derin bilgileriyle (!) kamuoyunu aydınlatanlardan da kimse yoktu
‘Reyting konusunda gizli ajansı olanlar, sistemin aktörlerine karşı ciddi bir savaş başlattı. Reytingin kumandasını ellerine geçirinceye kadar da bu psikolojik harbi bırakmayacaklar.’
Televizyon ve reklam dünyasında son zamanlarda yüksek sesle dile getirilen bir konu bu.
Böyle bir şeyin olması mümkün mü?
Bu senaryoyu ilk duyduğumda hiç inandırıcı gelmemişti bana.
Ancak aradan geçen zamanda reyting konusunda yaşananlar böyle düşünenleri haklı çıkaracak gibi.
Cuma günü İstanbul’da reyting paneli vardı.
TRT 1’de cuma akşamları yeni bir dizi başladı. Başrollerini Ece Uslu ile Yavuz Bingöl’ün paylaştığı bu dizinin adı “Bulutların Ötesi”...
İlk bölümü 20 Nisan’da yayınlandı ama 13 Şubat’tan bu yana çekimleri süren bir dizi “Bulutların Ötesi”...
Dizinin birinci ve ikinci bölümünün yönetmenliğini Sadullah Şentürk yaptı.
Şentürk’ün iki bölümü 45 günde tamamlaması yapımcıyla arasında sorunlara yol açtı.
Şentürk’le yapımcının yolları ayrılınca “Bulutların Ötesi”nin yönetmen koltuğuna Taner Elhan oturdu.
Ancak yapımcı, çekilen üçüncü bölümü beğenmeyince “Bulutların Ötesi”nde yeni bir yönetmen değişikliği daha oldu.
Ali Taran-Ayşe Özyılmazel çifti, Özyılmazel’in Nişantaşı’ndaki evinde yaşıyor. Ancak Taran, kısa bir süre önce Levent’te ajansının bulunduğu işyerini ‘home office’e dönüştürmek için düğmeye bastı. Belki de bu, söylentilerin fitilini ateşledi
Çarşamba günü sabahtan akşama Boğaz’da mesai yaptım. Çünkü sabah TRT’nin ‘Belgesel Günleri’nin tanıtımı, akşamsa MediaCat’in ödül töreni vardı.
TRT’nin kahvaltısında Genel Müdür İbrahim Şahin’le Genel Müdür Yardımcısı Zeynel Koç’un Türk dizi ihracatını bekleyen teklikeye ilişkin açıklamalarına geçmeden önce MediaCat’in davetinde konuşulan bir mevzuyu yazmak istiyorum.
Primetime adlı eğlence gemisinde 2011 MediaCat Out of Home Awards dağıtıldığından davetlilerin ezici çoğunluğu reklam dünyasındandı.
Bu kadar reklamcı bir araya gelince Türkiye Araştırmacılar Derneği’nin hazırladığı Türkiye’nin yeni SES’ini tartışırlar sanıyordum, ama öyle olmadı.
Ünlü reklamcı Ali Taran’la Sabah yazarı Ayşe Özyılmazel’in evliliği üzerinde dolaşan ‘kara bulutlar’dı gündem.
Ünlülerin dünyası, reklamcılar için sadece bir merak, benimse uzmanlık alanım.
Çalışmadığım yerden açılınca mevzu, mecbur kaldım yardım almaya.
Uğur Dündar, birkaç gün önce ‘İyi Uykular Sayın Seyirciler’ adlı bir kitap çıkardı. Hemen alıp okuyayım dedim, ama olmadı. Anadolu Yakası’nda dört kitapçı dolaştım beşincide buldum nihayet. Salacak’ta oturdum, bir solukta okudum ve uykum kaçtı
‘Güven Anketi’ne güvenim kalmadı’ başlıklı bir yazı yazmıştım 5 Nisan’da.
Sebebi de, Ipsos KMG’nin ‘Genel olarak hangi ünlü ismin tavsiyesi sizin marka tercihinizde etkili olur?’ adlı anketiydi.
Çünkü ‘En güvenilir ünlü anketi’nde ocakta üçüncü olan Uğur Dündar’ın, üç ayda
12 puan kaybedip 13’üncü sıraya gerilemesi bana inandırıcı gelmemişti.
Bir insan ekrandan uzak diye ‘güven endeksi’ güneş görmüş kar gibi erir mi?
Uğur Dündar, birkaç gün önce ‘İyi Uykular Sayın Seyirciler’ adlı bir kitap çıkardı.
‘Muhteşem Yüzyıl’, Kanada’da bu yıl 33’üncüsü yapılacak ‘Banff World Media Festival’de ‘Continuing Series Programs’ (Devam Eden Diziler) kategorisinde yarışacak. 26 kategoride ödül dağıtılan etkinlikte, dizinin ödül alıp almadığı 12 Haziran’da belli olacak
Yapımcısı Timur Savcı, Antalya’da ‘Muhteşem Yüzyıl’ın dünyanın en önemli festivallerinden birine davet edildiğini ve burada beş diziyle yarışacağını açıkladı.
Savcı’nın bahsettiği festivalin ne olduğunu merak edip araştırdım ve şu bilgilere ulaştım.
Kanada’nın dağlık bölgesi Banff şehrinde bu yıl 33’üncüsü yapılacak ‘Banff World Media Festival’, 26 kategoride ödül dağıtan bir etkinlik.
‘Muhteşem Yüzyıl’, ‘Continuing Series Programs’ (Devam Eden Diziler) kategorisinde şu dizilerle yarışacak.
‘Boardwalk Empire’ (ABD-HBO), ‘Once Upon A Time’ (ABD-ABC), ‘Hell On Wheels’ (Kanada-AMC), ‘Rang 1-Lucky 6’ (Belçika-VRT) ve ‘Le Gentleman’ (Kanada-TVA).