Ali Eyüboğlu

Uzun yıllar reklam ajansında çalışan ve kendine yeni ufuklar açmak için ayrılan Gupse Özay, ‘Çocuklar Duymasın’ ve ‘İzmir Çetesi’nin senaryo ekibinde çalıştı. ‘Beyaz Show’un metin yazarlığını da yapan Özay, şimdi ‘Yalan Dünya’da Beyaz’ın başının belası

Objektif olmaya çalışsa da bir yanıyla da subjektiftir insan. O nedenle ödül alamayan adayların ve onları sevenlerin yapacakları ‘makul ve mantıklı’ eleştirilere saygı duyacağımı vurgulayıp ekstradan alkışı hak edenleri yazmak istiyorum

‘3. Antalya Televizyon Ödülleri’nin hem ‘ön jüri’sinde, hem ‘ana jüri’sinde görev yaptım. 29’u dizi, 169’u program ve 23’ü belgesel toplam 221 yapım arasından sadece 36’sını ödüllendirmek sancılı bir süreç. Sonuçta bu 37 kişiyi ödüllendirmek, 184 kişiyi elemek ve bu sayının birkaç misli insanı küstürmek demek.

Her jürinin verdiği kararlar gibi bizimkiler de elbette eleştirilecek.

“Ödül onun değil, şunun hakkıydı” diyenler çıkacak ve kendilerine göre haklı gerekçeler sıralayacak.

Jüride başka insanlar olsaydı, eminim bazı kategorilerde ödül alanlar değişirdi.

Neticede bilgisayar programı değil değerlendirmeyi yapan, her biri farklı dünya görüşüne sahip insanlar.

Ne kadar objektif olmaya çalışsa da bir yanıyla da subjektiftir insan.

O nedenle ödül alamayan adayların ve onları sevenlerin yapacakları ‘makul ve mantıklı’ eleştirilere saygı duyacağımı vurgulayıp Antalya’da ekstradan alkışı hak edenleri yazmak istiyorum.

Türkiye’de “dizi sektörü” diye bir şey var mı?
“Var” diye yemin eden de günaha girmez, “yok” diye yemin eden de...
Çünkü ortadaki tablo bu...
Türkiye’de yılda ortalama 60 civarında yerli film çekiliyor.
Geçen yıla kadar 60 filmin toplam prodüksiyon maliyeti 50 milyon dolardı...
Türkiye’nin dizi geçmişi sinema ile mukayese edilemeyecek kadar yeni...
Yılda ortalama 60 civarında dizi çekiliyor bizde...

Siz hâlâ tutturmuşunuz, “Kral niye böyle yapıyor?” diye. Dua edin de Kral’ı yönetenler, “Dibe vurmuş müzik sektörünü ödüllendirmek niye?” deyip seneye vazgeçmesin ödül dağıtmaktan

Kral Müzik Ödülleri yaklaştıkça değerlendirmelere olan tepkiler de artmaya başladı. Gelen epostaların sahipleri, yer vermeyince şikayetlerine bu kez “Niye yazmıyorsunuz bunları?” diye bana posta koymaya başladı!

Yapmayın, etmeyin Allah aşkına!

‘Kral’dır, ne yapsa yeridir’ başlıklı yazımın mürekkebi kurumadı daha.

Ben diyeceğimi dedim zaten.

Fazlasını gerektirecek bir durum da yok ortada.

“Niye?” diye soracak olursanız, açıklayayım:

Kral TV, 90’lı yıllarda müzik dünyası için çok önemliydi.

19 Aralık’tan bu yana reklam ve TV sektörünün ciddiye aldığı reyting ölçümü yapılmıyor. SBT’nin yaptığı bir reyting ölçümü var ama sektörün asıl oyuncuları bunu ciddiye almıyor. TV ve reklam dünyası 1 Mayıs’ı bekliyor

Aslında sonbaharda başlayacaktı Kantar Media TNS, televizyonların reytingini ölçmeye. Malum polisin yaptığı reyting operasyonundan sonra TİAK A.Ş., AGB Nielsen’le sözleşmesini feshedince taraflar karar aldı tarihi öne çekmeye. Kantar Media, Türkiye’nin yeni SES tablosuna göre reytingleri ölçecek cihazları yerleştirmeye başladı hanelere...

Ekim ayında 40 ilde, 4 bine yakın hanede reyting ölçümü yapacak şirket, o zamana kadar İstanbul, Ankara ve İzmir’in de aralarında bulunduğu beş ilde daha küçük ölçekli ölçümlerle işe başlayacak. Şirket dört ay boyunca beş ildeki bin hanede yaşayan 3 bin 500 kişiyle yapacak reyting ölçümünü. Peki taraflar arasında yapılan anlaşma uyarınca hangi kanalların ölçümü yapıp, kamuoyuna açıklanacak?

21 kanal 19’a düştü

TİAK A.Ş., ihaleyi açarken 30 kanalın reyting ölçümünü yaptırmayı planlıyordu. Ancak bu hesap tutmadı. Reytingi ölçülecek kanallar, TİAK’ın kurucu ortakları ve hissedarlarıyla sınırlı kaldı. TİAK A.Ş.’nin 21 hissedarı

Birkaç yüz ‘arkadaş’ ya da ‘takipçi’ kompleksinden kurtulmak için kıvranıyorsunuz, ama çare bulamıyorsunuz. Ünlülerin Twitter’daki ‘takipçi’ sayılarını gördükçe aşağılık kompleksine kapılıyorsunuz. Üye sayınızı ya da takipçinizi artırmak isteyenler aşağıda ki fiyat listesine bir göz atsın

Facebook’ta sayfanız, Twitter’da hesabınız var. Yine de yalnız hissediyorsunuz kendinizi. Çünkü Facebook’ta ‘arkadaş’ınız, Twitter’da ‘takipçi’niz az.
Facebook’taki sayfanızı açanların, gördükleri ‘arkadaş’ sayısı karşısında ağızlarının bir karış açık kalmasını istiyorsunuz.
Twitter’daki hesabınızı tıklayanların seni ‘takip edenler’in sayısı karşısında dumura uğramasını istiyorsunuz. Birkaç yüz ‘arkadaş’ ya da ‘takipçi’ kompleksinden kurtulmak için kıvranıyorsunuz, ama çare bulamıyorsunuz.
Ünlülerin Twitter’daki ‘takipçi’ sayılarını gördükçe aşağılık kompleksine kapılıyorsunuz.
Belki de, “Ulan madem bu insanın bu kadar merak edeni, takipçisi var, niye yaptığı program reyting rekorları kırmıyor. Reyting listesine güç bela giriyor. Niye filmleri gişe rekoru kırmıyor? Niye dizisi olay olmuyor? Bir numara var bu işte, ama ne?” diyorsunuz.
Bazı ünlülerin, özellikle ‘yumurta kafa’ hesap

Şehir Tiyatroları yönetiminin tiyatroculardan alınıp, belediye bürokratlarına verilmesinin ilk pilot uygulaması AKP’li İzmit Belediyesi’nde başladı. İzmit Şehir Tiyatroları’nın yönetmenliğinde yapılan değişikliğe kimse tepki göstermeyince, İstanbul Büyükşehir Belediyesi de aynısını uyguladı

İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, Şehir Tiyatroları’nın yönetmeliğini değiştirdi. Başkan Kadir Topbaş imzaladığı an, ciddi değişiklikler olacak Şehir Tiyatroları’nda.
Şehir Tiyatroları’nda eskiden olduğu gibi tiyatrocular değil, belediyenin atadığı bürokratlar söz sahibi olacak.
Şehir Tiyatroları’nın sahneye koyduğu oyunlar da büyük değişime uğrayacak.
Oyun repertuarın ağırlığı şimdiye kadar hep ‘sol’daydı, artık ‘sağ’a kayacak.
Son günlerde telaffuz edilmeye başlanan ‘Muhafazakâr sanat’ artık Şehir Tiyatroları’nda da yaşam alanı bulacak.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Şehir Tiyatroları Şube Müdürlüğü Görev ve Çalışma Yönetmeliği, Belediye Meclisi’nden bir gecede çıkmış olabilir, ama 7 bölüm, 59 madde ve 19 sayfalık metin belli ki uzun ve de bilinçli bir çalışmanın ürünü.

S.E. adlı kişi “Arka cebimdeki 19 santimlik çakıyı kapalı halde kimseyi hedef almadan sahaya fırlattım. Kimseyi yaralamak gibi bir düşüncem yoktu. Olayı önceden planlamadım” dedi, savcı da serbest bıraktı onu. Savcı bıraktı, ama Trabzonspor yönetimi bu işin peşini bırakmamalı

Trabzon Emniyeti’ni kutluyorum. Çünkü Trabzonspor Fenerbahçe maçını izlemek için Avni Aker’e gelen binlerce seyirci arasından sahaya o çakıyı atanı bulup, yargı karşısına çıkardılar.
Peki sonra ne oldu?
S. E. adlı kişi “Arka cebimdeki 19 santimlik çakıyı kapalı halde kimseyi hedef almadan sahaya fırlattım. Kimseyi yaralamak gibi bir düşüncem yoktu. Olayı önceden planlamadım” dedi, savcı da serbest bıraktı onu.
Olacak şey mi bu?
Trabzonspor’a ‘seyircisiz iki maç cezası’ verilmesinin en büyük sebebi S.E.’nin sahaya attığı o çakı.
TFF Disiplin Kurulu, Trabzonspor’a Fenerbahçe maçı yüzünden 200 bin TL ceza verdi.