Ali Eyüboğlu

Caddebostan Kültür Merkezi’ne (CKM) giderken ‘Vişne Bahçesi’ni çok özel ve anlamlı bir günde izleyeceğimi bilmiyordum.
Anton Çehov’un yazdığı, Belgin Paksoy’un Türkçe’ye çevirdiği ‘Vişne Bahçesi’nin Bora Severcan’ın yönetmenliğinde yedinci oyunuydu CKM’de izlediğim.
İki perdelik ‘Vişne Bahçesi’nin sonunda seyircileri selamlayan oyuncular adına Erhan Yazıcıoğlu konuştu. Oyunda yaşlanmasına ve iki büklüm olmasına rağmen işine aşık bir kahyayı oynayan Yazıcıoğlu, “Çok önemli bir konuyu paylaşmak istiyoruz. Bu gece siz de çok şanslısınız biz de çok şanslıyız. 1904 yılı 17 Ocak’ta bu oyun ilk kez sergilenmiş” dedi.
İlk kez geçen ay İzmir’de sahnelenen oyunun İstanbul prömiyeri henüz yapılmadı. 118’inci yaş gününde izlediğim ‘Vişne Bahçesi’nin oyuncu kadrosunda şu isimler vardı:
Gülen Karaman, Volkan Severcan, Özdemir Çiftçioğlu, Güneş Emir, Sefa Zengin, Emin And, Sercan Gidişoğlu, Gülçin

"Eylül ayında bu yaz hayata geçirmeyi planladığım projenin kadrosunda yer alması için bir sanatçı ve menajeriyle toplantı yapmıştık. Kadın projeyi duyunca o kadar etkilendi ki bir anda kendi projesi gibi ‘Kadroda başka isim istemem, şöyle olacak, böyle olacak’ tarzı cümleler kurmaya başlayınca kontrol edilemez hırsı, menajerinin güven vermeyen tavırları nedeniyle onlarla yürümemeye karar verdim.

O taraftan etik dışı bir hamle bekliyordum zaten ve yanılmadım. Geçen gün basına açıklama yapmış, bu yaz büyük bir projesi olduğuna dair... Ve evet sadece bir kelimeyi genelleştirip resmen benim projemi kendi projesi diye açıklamış.

Hırsızlık sadece eşya çalmakla olmuyor, fikir çalmak da hırsızlık! Biliyorum ki insan yaratamaz, yoktan bir şeyi var edemez, ancak var olanı dönüştürebilir, farklı yorumlayabilir... Mutlaka bir şeyden ilham alarak yeni bir şey üretebilir. Ama anlatılan bir projede yer alamadılar diye projenin bir yerini genelleştirip kendi projeleri olarak hayata geçirmeye çalışmak ilham almanın ötesinde artık resmen

6 Ocak 2021’de ABD eski Başkanı Donald Trump taraftarlarının Kongre binası baskınını araştıran komite, sosyal medya şirketlerinden de bilgi istedi.

Amerika Birleşik Devletleri Kongresi’nin alt kanadı olan Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçilerin karşı çıkmasına rağmen Demokratların kurduğu Temsilciler Meclisi Özel Komitesi, onlarca kez talepte bulunmalarına rağmen bilgi alamadıkları Facebook, Twitter, Reddit ve Google ile YouTube’un sahibi Alphabet şirketlerinin yöneticilerini ifade vermeye çağırdı.

Başkan Bennie Thompson, “Komitemiz iki sorunun yanıtı peşinde” dedi ve ekledi:

“Demokrasimize yönelik şiddet içerikli saldırıya yol açan dezenformasyon ve aşırılık nasıl yayıldı? Sosyal medya şirketleri, insanların şiddete başvuracak kadar radikalleşmesini önlemek için ne yaptı? Facebook, Twitter, Instagram, Reddit, Youtube ve Google yöneticileri bakalım ifade vermeye gidecek mi?

Diyelim ki ifade vermeye gittiler, peki kendilerinden ısrarla istenen olaylara karışanların özel bilgilerini komiteye verirler mi?

Sanmıyorum.

Şimdiye kadar kullanıcılarının özel bilgilerini

Menajer Başay Okay oyuncusu Elçin Sangu hakkında 2015 yılında açtığı davada mahkemenin vereceği karar önemliydi.
Neden mi? Çünkü şov dünyasında şarkıcılar ve oyuncularla menajerler veya yapımcıları arasında zaman zaman yaşanan bir ihtilaf bu...
Peki bu davadaki ihtilaf neydi? Menajer Okay, aralarındaki sözleşmeyi haksız yere feshedip Gaye Sökmen Ajans’la anlaşan oyuncusu Sangu’nun kendisini nasıl zarara uğrattığını mahkemede şöyle anlattı: “Onu İzmir’de keşfedip İstanbul’a getirdim. Elçin Sangu’ya oyunculuk ve kamera önü oyunculuğu eğitimi verdim, onu prova ve çekimler için hazırladım. Ona bir abla gibi kol kanat gerip, kendime gelen teklifleri de Elçin Sangu’yla ilgilenebilmek için kabul etmedim. Tüm bu fedakarlıklara rağmen onayımı almadan haksız yere tek taraflı feshettiği sözleşmeden kaynaklanan haklarımı bana ödemeyip ve başka bir ajansla çalışmaya başladı.”

Ağlayarak ayrıldık’

Elçin Sangu ise duruşmalarda kendini şöyle savundu: “Ben ayrılmak istemedim. Kendisi beni yanına çağırıp

İzzet Yıldızhan, bazı şarkıcıların sahne kıyafetlerinin açık olmasını eleştirdi:
“Her sanatçının yaşam biçimi var, saygı duyarım, ama şu da bilinmeli ki burası Türkiye! Herkes bu topluma göre yaşamalı. Sahneye de külotla çıkmasınlar bir zahmet. Ben demiyorum ki peçe ile çıksın, ama sahne adabı denilen bir gerçek var. Herkes ekranları başında çocuğuyla birlikte izliyor bu sahneleri. Ben ekranlarda böyle şeyler görmek istemiyorum.”
Yıldızhan’a en sert yanıt Hande Yener’den geldi. Şarkıcı, Instagram’ında şunları yazdı:
“Ülkeye rezil olanlar ahkam kesiyor ya, bir de deneyip deneyip bir şey olamayanlar… En çok da bunlara gülüyorum. B12 kullanın, Google’a geçmiş sildirin. Bir şey yapın bari kendiniz için kostüm otoritecikleri.”
Twitter’da, “Çok korkuyorum sahnede ne giyeceğimize İzzet Yıldızhan karar verecek” diye yazan Gonca Vuslateri’ye Merve Sevi ve Yasemin Kay Allen de destek verdi.
Öte yandan Gülşen, Simge, Hadise ve Hande Yener’in sahnede giydikleri üstüne

Trabzon Maçka’daki çekimlerine gittiğim ‘Kesişme, İyi ki Varsın Eren’, 1 Ocak’ta vizyona girdi.

Filmin Külliye’deki galasına davetliydim, ama Trabzon seyahatim buna mani oldu.

İstanbul Atlas Sineması’ndaki gösterimine ise artan Kovid-19 vakaları yüzünden gitmedim.

‘Kesişme, İyi ki Varsın Eren’i memleketim Trabzon’da özel gösterimi yapıldığı gün Metropol İstanbul’da izledim.

TRT ile Dijital Sanatlar’ın ortak yapımı, izleyeni etkileyen bir film. Çünkü çocukların işçi olarak çalıştırıldığı Uzak Doğu’da tezgah altında üretilip Afganistan üzerinden terör örgütü PKK’ya satılan mermilerin, 15 yaşındaki Maçkalı Eren Bülbül’le Hataylı Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Ferhat Gedik’i 41’inci yaş gününde 41 kurşunla şehit etmesini anlatan bir yapım... Filmde rol alan oyuncuların performansları Fahir Atakoğlu’nun müzikleri ve görüntüler 10 numara! Kutluyorum emeği geçenleri...

Filmin sonuna doğru, 2017’de

Sinema otoritelerinin, “Şimdiye kadar yapılmış en iyi film” saydığı ‘The Godfather’ (Baba) sevenlerini 25 Şubat 2022’de sürpriz bekliyor. Çünkü film, 50’nci yıl dönümünde 4K olarak yeniden sinemalarda olacak.

Mark Seal’ın Ekim 2021’de çıkan “Leave the Gun, Take the Cannoli: The Epic Story of the Making of The Godfather” adlı kitabı ve gazeteci Brain Viner’ın yazdıkları filminin kamera arkasında yaşananları 50 yıl sonra gün ışığına çıkardı.

‘Baba’ en sevdiğim film olduğu için hakkında çok haber okudum, yönetmen Francis Ford Coppola’nın castı oluştururken yaşadığı zorluklar dışındaki tüm bilgileri ilk kez öğrendim.

‘The Godfather’ın yazarı Maria Puzo’yu kumar borcu batağından, film stüdyosu Paramount’u batmaktan, yönetmen Francis Ford Coppola’yı parasızlıktan nasıl kurtardığı, mafyanın engel olmak istediği yapımın nasıl hayranı olduğunu, yarım asır sonra öğrendi filmin hayranları.

Mafyaya gizli gösteriyi 100 limuzin açığa çıkardı

‘The Godfather’ın

Emel Sayın, Instagram hesabından yayınladığı video’yla 5 Şubat’ta Bostancı Gösteri Merkezi’nde vereceği konseri ertelediğini açıkladı.
Şarkıcının artan koronavirüs vakaları nedeniyle böyle bir karar alması bana göre takdire şayan.
Ancak sanatçının üç dakikalık video’da, bu kararı almasında koronavirüs salgınının yanı sıra başka nedenler de olduğunu söyledi, ama bunları açıklamadı. İşte Emel Sayın’ın kafalarda soru işareti bırakan açıklaması:
“5 Şubat’ta Bostancı Gösteri Merkezi’nde konserim olacaktı. Menajerim ve mekanın sahibinin bana söylediğine göre biletler tükenmiş gibi. Her zaman beni hayatımda mutlu eden, bana yaşama sevinci veren çok önemli bir şey; sevginiz, ilginiz. Bu hep böyle oldu. Minnettarım hepinize. Teşekkür ederim. Her şey güzel giderken ben bu konseri ertelemek durumundayım. Bunun nedenleri var. Çok önemli nedenler olmasa böyle bir karar vermezdim. Koronavirüsü çok ciddiye alıyorum. Şu an etrafımda Kovid’e yakalanan birçok yakınım var. Bir süre buna