Lüleburgaz’daki agro-turizm tesisi Arcadia Çiftliği’nin oteli ve lokantası hafta sonu tatili için farklı imkanlara sahip. Bağlarda yetiştirilen üzümler de kısıtlı filtreyle şaraba dönüşüyor
Lüleburgaz’ın Bizans döneminde adı “Arcadiapolis”miş. Mitolojide Arcadia’dan yeryüzündeki cennet bahçesi olarak söz edilirmiş.
Turizm yatırımcısı Özcan Arca, Istranca Dağları’nın eteklerinde Hamitabat ve Çeşmekolu köylerinin arasında uzanan vadide 2000 yılında 2 bin dönüm arazi satın almış. Kızı Zeynep Arca Şanlıel, Arcadia Çiftliği adı verilen bu arazide üzüm bağları, meyve bahçeleri oluşturmuş. Arcadia Çiftliği, agro-turizm tesisi olarak planlanmış.
Arazinin bir bölümüne dikilen 11 çeşitte 4 milyon bağ fidanından yılda 120 ton üzüm elde ediliyor. Bu üzümlerden 100 bin şişe şarap üretiliyor. Meyve ağaçları armut ağırlıklı. Farklı meyveler elde ediliyor. Mevsimine göre üzüm çeşitleri, kiraz, armut, kuşburnu, kuzu kulağı, mantar, yaban kekiği... Bağlardaki üzümleri değerlendirdiği için şato tipi şarap üreten şaraphanesi, meşe koruluğu, sebze bahçeleriyle bir gastronomi merkezi oluşturulmaya çalışılmış.
2015 yılında da bağların tam ortasına bir otel, lokanta ve spa merkezi inşa edilmiş. Yüzme havuzu, spası, hamamı olan otel 25 odalı. Otel ve lokantaya Bakucha adı verilmiş. İsim, şarap tanrısı Bacus’tan geliyor. Otelin odaları 5 yıldızlı otel odası standardında. Oturma salonlarında soğuk havalarda gürül gürül yanan şömineler var. Lokanta bölümü geniş. Yemyeşil çiftlik manzarasına sahip. Lokantanın sebze ve meyvelerinin çoğu Arcadia’nın bahçelerinden, et ve süt ürünleri çevredeki köylerden geliyor. A Bağcılık Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Arca Şanlıel, Istranca Dağları arasındaki bölgede yıllar önce ayçiçeği ve buğday tarımı yerine bağcılık yapıldığını, 19’uncu yüzyılda Avrupa’daki bağlar telef olunca Fransa’nın şarap ihtiyacını bu bölgedeki şaraphanelerden karşılandığını“ anlatıyor.
Kısıtlı filtre öne çıktı
Konularında isim yapmış Fransız vitikültür ve enoloji danışmanlarının desteğiyle oluşturulan bağlarda yetiştirilen üzümler, çiftlik içindeki şaraphanede kısıtlı filitrasyonla şaraba dönüştürülüyor. Doğal üretime artan ilgi sonucu şimdilerde dünyada minimal manipülasyonla kısıtlı filtre edilmiş şarap üretimi öne çıkmış. Bakucha’nın lokantasında hafta sonu bir akşam yemeği yedik. Otelinde konakladık. Ertesi sabah kahvaltı yaptık. Çiftlik hafta sonu tatili için çok farklı imkanlara sahip.
Bakucha lokantasında yediğimiz yemek başlangıç olarak çok küçük, tadımlık porsiyonlarla asma yaprağı arasında pırasalı göçmen pidesi (Loznik denilirmiş), ev yapımı hamsi turşusu, keçi peynirli fırınlanmış pancar... Ara sıcak yerel mantarlı ev yapımı taze fettucini makarnasıydı. Aromatik bahçe otları şerbetiyle damaklar tazelendi. Ana yemek olarak; ağır ateşte patates, yabani kekik, limonla pişirilmiş Trakya kuzusu butu yenildi. Buna yerel olarak “Eşkiya kebabı” denilirmiş. Yemek; su muhallebisi, peynir kremalı çıtır milföy, fıstık ezmeli tuzlu çıtır kadayıfla tamamlandı.
Sabah kahvaltısında yerel taze peynirler, yerel ot çeşitleri, kaynamış sütten elde edilen kaymak, bahçe meyvelerinden elde edilen reçeller, yerel tereyağı, ekşi mayalı ekmek çeşitleri vardı. Güzel havalarda Arcadia çiftliği içinde ve çevresinde yürüyüş imkanı var. Tabiat her mevsim farklı renklere bürünüyor. Şu günlerde yapraklar kırmızımtrak ve sarının güzelliğine bürünmüş durumda.
Hafta sonu tatillerini farklı, insana huzur verecek ortama sahip bir çiftlikte geçirmek isteyenlere tavsiye olunur...