#OZGURLUGUNESAHIPCIK

17 Temmuz 2012

Efes Pilsen One Love Festival’de yaşanan alkol satış yasağına karşı özgürlük temalı sloganlar el birliğiyle sosyal alemin ‘trending topic’i oldu. Peki, sonuç?

Slogan başına koy o meşhur sembol işareti, yay takipçilere, paylaş eşle dostla, saldır tüm gücünle, yükselt ‘trending topic’ mertebesine. Bir kitle başarısı mı? Kesinlikle. Peki, sonuç? Yalnız olmadığını fark ediyor, seviniyorsun. Çorbaya kattığın tuzu görüyor, gururlanıyorsun. Gerekeni yaptığını düşünüyor, içini rahatlatıyorsun. Ta ki etkisi/tepkisi bir başka sosyal fırtına (muhtemelen, Aziz Başkan başlıklı, GS/FB çekişmesi temalı) sayesinde sönünceye dek...
Herhangi bir alanda özgürlük kısıtlayıcı başka bir karar çıkınca sar geriye, dön başa. Oysa #ozgurlugunesahipcik, o taraf/bu taraf demeden sadece birasını içip müziğini dinlemek isteyenin değil, kürtaj yanlısının, hemcins sevdalısının, başörtüsü davalısının da sloganı olmalı. Belki o zaman atılan tüm bu özgürlük çığlıkları bölünmeden, eksilmeden, günden günde artarak ve katlanarak büyür, ilgili mecralara sesini duyurur.

EFES ONE LOVE VE BiRA KRiZiNiN HATIRLATTIKLARI

* Karşılıklı parmak sallamaların göz çıkarmak, kör etmek,

Yazının Devamı

ASIL PARTi HAVAALANINDA

15 Temmuz 2012

Bodrum/Çeşme hattında sosyalleşmenin kulüpte değil, havaalanında olanı makbul. Olay mahallinden notlar.

Pazarları, akşamüstü saatleri itibarıyla, Çeşme/Bodrum hattından İstanbul’a dönüş meselesi nefis bir sosyalleşme merasimine dönüşüyor. İki (öyle mi?) “Vah vah”, iki (görüşelim) “Hay hay”lı ayaküstü sohbetler ve karşılıklı güncellenmeler için en ideali, dönüş yolunda havaalanında tesadüfi karşılaşmalar. Peki, neler söyleniyor bir elde bavul, diğerinde uçak bileti havaalanı sosyalleşmelerinde?

* Karşılaştırmalı bronzlaştırıcı diyaloglar. “Ah, ne güzel yanmışsın, i-na-na-mı-yoor-um!”
* Surattaki gülümsemeyi bozmadan ‘Ulan, tüh! Karşıdan gelene bak’ vaziyeti. “Vay! Naber ya? O kadar mesajlaştık, ne Bodrum da ne İstanbul’da karşılabildik. Bak, burada kısmetmiş.”
* Overbooking kardeşliği. “Ah, overbooking mi oldun yoksa? Geçen hafta, aynısı benim de başıma geldi. Kıyameti kopart, bak bakalım nasıl alıyorlar.”
* Ünlü çekiştirmesi. “Pişşt, Semiramis’i gördün mü?” “Yok, yok Ajda o.” “Hayııır, Semiramis.” Ajda mı, Semiramis mi? Ajda mı, Semiramis mi? Her pazar aynı terane.

Yazının Devamı

iSTANBULLU ELiNDEN BODRUM

10 Temmuz 2012

Sortie’sinden Otto’suna, 29’undan Billionare’ine İstanbul’dan tanıdık/bildik tüm kulüpler, bu yaz üzerlerine bi’ şort, bi’ tişört geçirdiği gibi ‘Bodrum’da yazlık’ havasına girmiş. İşte İstanbul kanıyla Bodrum değirmenini döndürebilenler.

Kuum’da Sortie: Önce patron Erol Kaynar’ın yüzündeki “Yabancısı değiliz buraların. Köyüme dönmüş gibiyim” ifadesini açalım: Kaynar’ların yazları buralarda geçmiş. Göltürkbükü değil Gölköy’de, 5-10 sene evvel değil, “O zaman buralar dutluktu” zamanlarında. Haliyle titizlik ve özen had safhada.

Reina/Sortie önyargısından uzakta, çok uzakta bir yerlerde Kuum Otel’in içerisinde açılan Sortie. Önyargı belleğindeki ‘terli, dar, beyaz gömlekli, 16’lık genç irisi oğlan ve onun kısa etek/uzun saç, bol makyaj, bol Demet Akalın kız arkadaşı’ fotoğraflarını silin, unutun. Kuum’daki Sortie, Serdar Bilgili’nin masadaki yabancı kız arkadaşlarına dönüp, “Buraya bayılıyorum. Yemeği, manzarası şahane. Magazin ordusu yok. Çekilme, görülme derdin yok. Hele de teknenle geliyorsan...” dediği bir yer. Kaynar biraderler, İstanbul’daki tüm evlatlarını/markalarını toplamış, Kuum Otel’in içinde üç ayrı koldan yeşertmiş: Mavili beyazlı tahta iskemlelerden oluşan

Yazının Devamı

ÇEŞME’DEN BAŞKA TÜRLÜ ‘EN’ LER

8 Temmuz 2012

Yerinizden kımıldamadan nasıl meyhanede göbek atılır? Herkesin dilinden düşmeyen bar hangisi? Çeşme’den hafif sorular, hafif eğlenceler

Yaz başından beri muhtelif mecralarda çarşaf çarşaf yayılmış ‘Çeşme’de bu yaz’ başlıklı kompozisyonlardan gına gelmiş olabilir. Çeşme’ye adım atmadan dar sokaklarındaki kaldırım taşlarının çapına bile hâkim noktaya gelmişsinizdir. Çorbada tuzumuz olsun, uzun Çeşme listesine bir katkı da benden gelsin.


En havalı sandalye dansı için: Levendiz Meyhanesi

Bobou Beach’in içinde açılan Levendiz, oturduğunuz yerden, masadan doğrulmadan, sandalyeyle bitişik dans etmek için en ideal yer. Meyhanede oturduğunuz yerden kıvırmak, kıvırabilmek mühim bir mesele. Yapmanız gereken gayet basit: Elinize bir tef alıp, önce bir sağa bir sola salınmak, darbuka ritmi yükseldikçe masa altından hafif hafif kıvırmaya başlamak.

Yazının Devamı

KISA METRAJ BiR SÜPERSTAR ANALiZi

3 Temmuz 2012

Hakan Gence’nin Hürriyet Pazar’da başlayan, hafta içine dalga dalga yayılarak devam eden Süperstarla 5 gün, 5 gece hikâyesi uzun uzun okutuyor, bol bol baktırıyor. Aynı zamanda derin derin düşündürüyor. Şöyle ki...

90’larda Ajda Pekkan demek, uzaklarda bir yerde, şehrin ücra köşesindeki şatosunda, kedileriyle mutlu mesut yaşayan bir süperstar demekti. Arada havaalanında görüntülenir, arada Türkbükü’nde Maça Kızı’nda belirir, “O geçen Semiramis miydi, yoksa Ajda mı?” diye Pekkan falları açılırdı plaj kenarında. 2003 yazında gelen single ‘Sen İste’ ve ardından Nişantaşı Buz’da ufak çaplı konserler vermesiyle ‘Beyaz Türk’e yeniden hatırlattı yüzünü.Derken, birileri Süperstar’ın ‘tuşuna’ bastı. Ve olanlar oldu ona...


Kendisinden beklenmeyen bir ortalığa dökülme, hep göz önünde olma girdabına girdi. Her yaza bir hit, her sezona bir koleksiyon, her haftaya iki konser, her Somaliye bir Ajda, aralara incelikle serpiştirilmiş çarşaf çarşaf Hürriyet röportajları, boy boy Nihat Odabaşı pozları süperstarı farklı bir mertebeye taşıdı. 2010’lar gündemden düşmeyen ve bununla beslenen, sahneden inmeyen ve bununla ayakta durabilen, kendi deyimiyle bir ‘survivor’ çıkardı süperstarın

Yazının Devamı

BAS PARAYI VUR REYTiNGi

1 Temmuz 2012

Merve Büyüksaraç, ‘Survivor’ın tüm sihrini bozmaya kararlı ve parası neyse ödemeye de razı.


Merve Büyüksaraç’ın ‘Böyle bir şey var mı?’ programında erken elendiği ‘Survivor’a dair sarf ettiği iddialı lafları, sert beyanları okudukça bellek, o meşhur film, ‘Truman Show’u hatırlıyor. Acun, tıpkı Ed Harris’in canlandırdığı televizyon şovunun yaratıcısı karakter gibi, tanrı rolüne bürünmüş, Merve de bir ‘Truman Burbank’ edasında koşar adım o düzenden kaçma derdinde.

Ateş/duman ilişkisinden yola çıkarak, Merve’nin ‘Survivor’ demeçlerinin kısmen doğru olabileceği sonucuna varabiliriz elbet. En mühim sorunsa şu: Her 100 bin lirayı gözden çıkaran, ‘Survivor’ şifrelerini tek tek ortalığa saçabiliyor mu? Milyon dolarlık reklam payına sahip bir yapımın tüm havasını, civasını bozmak için ihtiyacınız olan 100 bin TL mi? Ünlüysen, banka hesabında deste deste 100 bin TL varsa, haberin çıktığı kadar var olan/olabilen biriysen, katıl ‘Survivor’a, elendiğin gibi başla demeçlere, hem reyting’in katlansın, hem de ‘Survivor’ın sihrini bozan kişi olarak şanın yürüsün.

‘Survivor’ asıl şimdi başlıyor
Yine de Acun gibi tanrı rolüne soyunmuş bir televizyon figürü karşısında esip

Yazının Devamı

CEM YILMAZ’IN DURMAK BiLMEYEN DURMUŞ’U

26 Haziran 2012

İzzet Çapa gazeteciliğine bir katkı da benden: Cem Yılmaz’ın spor hocası Durmuş’a dair birkaç sağlam dedikodu. Artı, sosyal düzene dair iki mühim soru: Nasıl sosyal tırmanıcı olunur? Gece hayatında sadakat nasıl kazanılınır?

Bugün biraz İzzet Çapa gazeteciliği yapalım, Çapa’nın ‘Cem Yılmaz’ın vazgeçemediği adam: Durmuş’ (11 Haziran, Habertürk Magazin) başlığıyla verdiği Cem Yılmaz’ın spor hocasını spora yazdırma hikayesinde ‘son dakika gelişmelerini’ aktaralım.


Spor hocasını spora yazdırma meselesi, Cem Yılmaz’a mahsus bir durum değil. Maddi gücü sağlam, uzun yıllardır spor yapan metropol erkeği, yıllardır beraber çalıştığı spor hocasını, her yeni kayıt olduğu havalı spor kulübüne beraberinde sürükler, elleriyle kaydını yaptırır. Bunu yapan Cem Yılmaz olunca magazinde manşet oluyor tabii. Çapa, gidilen kulübün adresine, ödenilen aidat miktarına kadar ulaşmış, fakat Çapa’nın dedikodu kaynağı Gargamel’in burnu asıl meseleye ulaşamamış. Spor hocaları arasında dönen dedikodulara göre Cem Yılmaz’ın Durmuş’u, spor salonu içinde pek de sakin ‘duramamış’, çaktırmadan diğer üyelere de ders vermeye başlamış.


Bir spor hocasının, üye sıfatıyla yabancı bir spor salonuna gidip,

Yazının Devamı

GLEE’DE BiR TÜRK ADI: AYLiN

24 Haziran 2012

‘Glee’nin yeni sezonunda kadroya Türk bir ismin dahil olması yüksek ihtimal. Verdiği demeçlerle kafa karıştıran Türk kızı Aylin, yakında çok konuşulacak.

‘The Glee Project’, popüler ‘Glee’ dizisiyle paralel ilerleyen, bir realite şovu. Sezon boyunca oylamalar/elemelerle, gülmeler /ağlamalarla ‘Glee’nin kadrosuna dahil olacak ‘şanslı’ kişi seçiliyor. Şovun ikinci sezonunda yarışanlar arasında bir Türk de var. Adı: Aylin.


24 yaşındaki Aylin hakkında en konuşulan/tartışılan mevzu, müslüman oluşu ve her fırsatta müslümanlığını dile getirmesi, uzun uzun dininden bahsetmesi. Geleneksel, müslüman bir aileden geldiğini ve amacının sınırları zorlamak olduğunu söylemesi çarpıtılmaya meyilli, muhtelif polemiklere gebe bir durum. Youtube’da dan izlenebilen röportajında bakın ne diyor: “Evet, geleneksel müslüman bir aileden geliyorum, fakat sınırları zorlamayı seviyorum. Herkesle flört eden, seksi görünmeyi seven biriyim. Evet, ailemin yapısına pek uymuyorum ama bununla yaşamayı öğrenmek zorundalar. Evden atsalar da pek umrumda değil.”


Ailenin ne kadar ‘geleneksel’ olduğuna dair bir bilgi henüz yok.
Aylin’in tek söylediği, annesinin hâlâ hiçbir erkekle öpüşmediğini zannetmesi.

Yazının Devamı