Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Zuhal Olcay, yeni dizisi “Bir Aşk Hikayesi”nde eski bir şarkıcıyı canlandırıyor. Gerçek hayatta ise onu birkaç ay sonra içinde sürpriz şarkılar olan “Başucu Şarkıları 3” albümüyle dinleyebileceğiz.

“Bu saatten sonra hiçbir şeye dikkat edemem”

Zuhal Olcay’ın ilginç bir durumu var, öyle her an her yerde görünen biri değil, hatta zaman zaman tamamen ortadan kaybolur. Sonra ya bir albüm, ya bir dizi ya da oyun haberiyle yine ortaya çıkar. Ama o sessiz olduğu sürede de hiç unutulmaz, hani popülerliği yaptığı işe bağlı olmayanlardan. Var oluşu yetiyor.
Bir öğle vakti buluştuk, önceki gece Jolly Joker’de konseri olmuştu ve Twitter konuyla ilgili çalkalanıyordu. Haberler bundan ibaret değildi, Fox’ta yayınlanacak “Bir Aşk Hikayesi” dizisiyle ekranlara dönüyordu Zuhal Olcay. Ekim ayında da muhtemelen tiyatro sahnelerinde de görebilecektik onu.
Neticede konuşacak konu çoktu. Bir yerinden başladık biz de...

Haberin Devamı

Bir üçüncü “Başucu Şarkıları” yapacaksınız. Nasıl karar verdiniz?
Uzun zamandır düşünülüyor üçleyelim, öyle kapatalım bu sayfayı diye. Ben de yeni bir konseptle ortaya çıkmak yerine bunu tercih ettim çünkü hakikaten söylemek istediğim şarkılar vardı. Biri “İstanbul”, ben bunu söylemeden rahat etmeyecektim. Bir de birinci ve ikincide repertuvara tabii ki yer yer dahildim ama bu kadar özgür değildim, bu böyle bir “Kafama göre Başucu 3”.
Ortaçgil’le bir sorun mu var aranızda?
Hayır hayır hiçbir sorun yok ama artık herkesin kendi işleri, kendi yoğunlukları, kendi projeleri var. Tasarlanmış, hesaplanmış, “Aman artık birlikte yapmayalım” diye bir şey değil. Dediğim gibi biraz galiba kendi kendime daha çok söz sahibi olduğum bir repertuvar yaparak yola çıkmak istedim.
Şimdi bir de dizi başlıyor... “Bir Aşk Hikayesi”, değil mi?
Evet aslında bir Güney Kore dizisinden Türkiye’ye uyarlama. Bir oğulun annesini arama hikayesi. Ve bunun yanında en az onun kadar kapsamlı bir şekilde çocuğun aşk hikayesi. Tabii Kore’de çekilmiş dizi sadece 16 bölüm. Burada reytinglere göre, ya 16 bölüm olur, ya 5 bölüm olur, ya 25 bölüm olur, 100 bölüm olur, artık onu bilemiyorum. Elimizde olan verilere baktığımızda çok duygusal, sıcak, güzel bir hikaye. Evrensel, insani duygular var içinde; aşk gibi, anne sevgisi, annesizlik, evlat sevgisi, bunların Güney Kore’si, Türkiye’si, Almanya’sı yok.

“Belki Selçuk Yöntem’le bir oyun yapacağız”

Sizin oynadığınız kadın nasıl biri, ne yapar, ne eder?

Gönül, eski bir şarkıcı. Zamanında çok popülermiş. Yaşamında olan birtakım travmalardan sonra şarkıcılığı bırakmış. Ama ünü hâlâ bir şekilde sürüyor. Ve oğlu da tanınan bir pop star. Geçmişinde şu an bizim de bilmediğimiz birtakım sırlar var, bunlar zaman içinde ortaya çıkacak. Acıları, travmaları var, doğumda kaybettiğini düşündüğü iki evladı var, onların yaşadığından haberi yok. Pop star olan oğlunu evlat edinmiş, o da kendini Gönül’ün gerçek oğlu zannediyor.
Yakında gene bir tiyatroculuk yapacaksınız galiba...
Yapacağız galiba ama o, zamanından çok önce deklare edilmiş oldu, olursa yeni sezonda, ekimde olacak. Şu anda küçük flörtler var, bakalım. Belki Selçuk Yöntem’le bir oyun yapacağız ama kesinleşmiş bir şey yok. Yücel Erten’in bulduğu bir oyun var, onun üzerinde biraz çalışmamız gerekiyor.
Siz Selçuk Yöntem’le hiç oynamadınız beraber değil mi?
Okul zamanında oynadık ama profesyonel hayatta hiç sahneye çıkmadık.
Bir zamanlar evli olmanız bir şey değiştirecek mi sizin için?
Biz Selçuk’la çok iyi arkadaşız, görüşüyoruz, konuşuyoruz. Hatta geçenlerde bir yerde uzun uzun eski günleri yad ettik, ne çok anı varmış ya rabbim, ne çok... Bir de farklı zihinler farklı anıları biriktirmiş, onun hatırladıklarıyla benim hatırladıklarım birleşince farklı bir tablo çıktı. Bence
çok eğlenceli olur onunla oynamak.

“Kızım beni hayatına dahil etmez, ben de istemem”

Eski tiyatronuzda, Oyun Atölyesi’nde oynar mısınız?

Şu anda öyle bir düşüncem, öyle bir planım yok.
Gazetede Haluk Bilginer’le barıştığınıza dair haberler çıkınca öyle bir beklenti de doğmuş olabilir izleyicide diye sordum...
Konuştuk, uğradı sete. Küslük yok.
Kızınızla nasıl bir ilişkiniz var?
Çok iyi.
Danışır mı size aşk hayatında falan?
Zaman zaman ama beni kendi hayatına çok fazla dahil etmez, ben de dahil olmak istemem. Belli bir ölçü içinde, bir şeyleri bilmem gerektiği anda
o zaten bana bildirir. Çok mıç mıç, “Bugün ne yaptın, ne oldu?” öyle bir ilişkimiz yok. Çok dozunda.
“Ben anneyim, kimi davranışlarıma dikkat etmeliyim” gibi bir durumunuz oluyor mu hiç?
Valla artık bu saatten sonra hiçbir şeye dikkat edemeyeceğim. Bir kez yaşama şansımız olan bir hayatımız var ve onun içinde olabildiğince istediğimiz gibi olmak hakkına sahip olduğumuzu düşünüyorum.

Haberin Devamı

“Recep İvedik'i severim ama öyle filmde de oynamam”

Recep İvedik seviyor musunuz sahiden?
Evet, çok gülüyorum. Baksana etrafına, bir sürü Recep İvedik’le yaşamıyor muyuz bu ülkede biz? Adam da bunu alıp sana komedi biçiminde sunduğunda gülüyorum. Ama yaşamda o İvedik’lerle baş etmek için sinir sahibi olduk. Üstelik hiçbiri onun kadar sevimli değil, iğrençler. O hiç değilse sevimli.
Öyle bir filmde oynar mısınız peki?
Hayır.

Haberin Devamı

“Işığım hiçbir zaman sönmedi ki yakayım”

Dördüncü evliliğe yeşil ışık yakmışsınız, öyle yazıyordu son röportajınızda...
Benim ışığım hiçbir zaman sönmedi ki yakayım, hep yeşildi zaten. İşin esprisi o,
şu var: Kendi hayatımla ilgili hiçbir durum için “Elbette yapacağım” ya da “Asla yapmam” demem. Onun hiçbir yararı olmadığını biliyorum çünkü.
Peki ama niye evlilik?
Tabii canım, niye evleneyim, evlenmem ama ilke olarak “Asla bir daha evlenmem” demeye karşıyım. Ne bileyim belki de bir gün bir şey olur...

*Röportajın tamamını Milliyet Sanat’ın nisan sayısında okuyabilirsiniz.


“Bu saatten sonra hiçbir şeye dikkat edemem”