Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ONLARI saygıyla anıyorum... Kulüp başkanlığının yükünü de, sorumluluğunu da başarıyla ve hakkıyla taşıyorlar. Davranışlarıyla da bu ünvanı kendilerine yakıştırıyorlardı. Faruk Ilgaz, Emin Cankurtaran, Süleyman Seba ve ille de Alp Yalman.
Az konuşur, çok çalışırlardı. Kamuoyu ile ilişkilerini, gazetecilerin sorularına gerekli gördükleri kadar ölçülü açıklamalarla yanıt vererek sürdürürlerdi. Şov yapmayı sevmezlerdi. Basına, elden geldiğince yardımcı olmaya çalışır ama asla kendilerini kullandırmazlardı.
Yeteri kadar açık değildiler belki. Ama kesinlikle dürüst ve tutarlıydılar.
Şimdikiler çalışmayla koşuşturmayı birbirine karıştırıyor. Her işi medyanın önünde yapmaya çalışıyorlar. Yerli yerine oturmamış, kararsız ve ilkesiz tutumlarla çelişkiler yaratıyorlar.
Sevgili dostum Mehmet Cansun, Galatasaray Başkanı olarak, eski başkanları mumla aratacak bir telaşe ve tutarsızlık örneği sergiledi. Onun adına üzüldüm. Ne kadar iyi niyetli ve heyecanlı olduğunu biliyorum. Ama şu Lucescu - Fatih Terim sarkacında gidip gelmelerini, yanılıp dönmelerini anlayamıyorum. Şaşırıyorum.
Galatasaray’ın yıllardır içinde bulunduğu ekonomik zorlukları bir pencere açarak taze para ve soluklanma ile aşma çabaları sergileyen sevgili Başkan, durduk yerde başına iş açmanın da şampiyonluğunu kimseye bırakmadı.
Maşallah (!) yönetim kurulundaki arkadaşları da tutarsız, çelişkili, amacını aşan tutum ve ifadeleriyle orkestrayı bir güzel tamamladılar.
Bu işte Lucescu da, Başkan da, yönetim de itibar kaybetti. Sansasyon ses getirdi ama gürültü Galatasaraylılar’ı rahatsız etti. Toplu halde prestij kaybına uğradılar.
Galatasaray’da yaşananlar kulüp yönetiminde ne kadar çağdışı kaldığımızın son örneği olarak değerlendirilmeli. Bir menajerlik sistemi oluşturup yönetimi günlük işlerden, haberlerin içinden uzağa çekmek olaylara yetki verilmiş, olanak sağlanmış, kişilikli bir menajerin eliyle müdahale etmek çok daha iyi olurdu. Menajerlik sistemini şov ve dirayet meraklısı yöneticilerimiz bir türlü kabul etmek istemiyor. Çünkü o zaman beyefendiler perde arkasına çekilip siyaset dışı iş yapacaklar. Gösteriden soyutlanacaklar. Ulusça yakalandığımız ille de kendini gösterme hastalığı tatminsiz kalacak. Hiç bırakırlar mı !
Sadece Galatasaray değil, Fenerbahçe de, Beşiktaş da, Trabzonspor da... Gençlerbirliği de hep Başkan ve arkadaşlarının sahne görüntüleriyle çarkları çevirmeye çalışıyor. Bu oyun sıktı artık. Futbolu saha içinde kusursuz ve özlediğimiz kalitelerle izlemek istiyorsak, saha dışındaki gereklerini de yerine getirmeliyiz. Artık başkanların değil, futbolcuların çalımlarını izleyelim.