Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Genç Mili Takım, geçenlerde Arsenalli Kanu 'nun kurduğu Kalp Vakfı'nın yararına düzenlenen etkinlikler çerçevesinde Nijerya'ya gitti. Temsili maçta yenildiler, Nijerya Genç Milli Takımı ile yaptıkları maçı 2 - 0 kazanıp döndüler. Kafileye TFF adına katılan Sami Çölgeçen , orada yaşadıklarından bir demet sundu bize.
Kentin en lüks otelinde kalıyorlardı... Çölgeçen odasına yerleştikten sonra lobiye indi, tüm otel görevlileri kendisini yerlere kadar eğilerek " Asansa!..." diye selamladılar...
Çölgeçen de aynı biçimde eğilip selama karşılık verdi :
"- Asansa... Asansa!.."
Sonra bir başka görevli, yine yerlere kadar eğilerek "Akasuku" selamına (!) geçti...
Çölgeçen gün görmüş, dünyayı dolaşmış, bin kültürle barışık bir adam... Karşılıksız bırakır mı ? Aynen karşılamış selamı :
"- Akasuku... Akasuku !"
Derken, görevlilerden biri ürkek adımlarla yanına yaklaşıp "Asansas" demiş, "Çok iyi adam... Çok iyi oyuncu... Nijerya'da hepimiz onu çok seviyoruz."
Çölgeçen o zaman uyanmış, yarım yamalak Asansa 'ların "Hasan Şaş" anlamına geldiğini anlamış. Samimiyet ilerleyince sormadan edememiş :
"- Peki şu Akasuku ne anlama geliyor sizin dilinizde ?"

Büyük golcü Hakan
Görevli, "Doğrusunu isterseniz bunu bilmiyoruz... Belki siz bilirsiniz. Çünkü o da bir Türk futbolcusu... Belki Türkçe'de bir anlamı vardır Akasuku'nun... Ama bize göre en büyük anlamı (gol) oluyor. Onun büyük bir golcü olduğunu bildiğimiz için de çok seviyoruz!"
Çölgeçen böylece Akasuku 'nun da Nijerya aksanıyla "Hakan Şükür" olduğunu anlamış...
Yukarıdaki öykülerden yola çıkarsak...
Futbol, evrensel yapısıyla küresel kültürün en yaygın alanlarından biri... Büyükelçilerin diplomatik misyonları yerinde dursun, ülkeler artık popüler yıldızlarıyla - futbolcu, sporcu, sanatçı - temsil ediliyor... Futbol yıldızlarımızın uzak ülkelere taşıdığı "Türkiye" kavramının yanına başka kaliteleri de ekleyebilirsek, ülkemizi gönlümüzce tanıtabiliriz...
Bazı entelektüellerimizin pek de ciddiye almadığı ayak topu, sadece Nijerya'da değil, dünyanın her yerinde kapılar açıyor ülkemize...
Teşekkürler futbol!

Bu satırları yazdıktan sonra Diyarbakır'a uçacağım...
UEFA Kupası maçları nedeniyle ertelenen Diyarbakırspor - Beşiktaş maçı bugün oynanacak. Elbette her lig maçı gibi önemli bir 90 dakikaya tanık olacağız...
Diyarbakırspor, özellikle kendi evinde ligin en zorlu ekiplerinden biri... Teknik Direktör Ümit Kayıhan 'ın özellikle büyük takımlara karşı takımını taktik anlamda çok iyi hazırladığını, sonuç ne olursa olsun, futbol kalitesini üst düzeye çıkarmak için zorladığını da biliyoruz.
Yanıt Diyarbakır'da
Yenilgisiz Beşiktaş'ın şampiyonluk yolundaki en zor sınavlarından biri bu...
Maç içinde başka bir sınav daha var...
Sergen 'siz oynayacaklar...
Son haftalarda attığı ve attırdığı gollerle takımının en etkili oyuncusu konumuna gelen Sergen Yalçın , sarı kart cezası nedeniyle bu maçta oynayamayacak.
Beşiktaş'ı eleştiren bazı dostlar, Sergen 'in yorularak oyundan çıkışından sonra takımın adeta takoza çekildiğini, yürümediğini ve etkinliğini yitirdiğini öne sürüyorlar...
Acaba öyle mi ?
Sorunun yanıtı, Diyarbakır'da!

Mesleğimizin onur çatısı Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin 40. kuruluş yıldönümünü kutladık Pazartesi akşamı...
TSYD 'nin kuruluş toplantılarından birine - rastlantıyla - kulak misafiri olduğumda 18 yaşında bir lise öğrencisiydim ve hayata pilot olmak üzere hazırlanıyordum... Onca adamın bir dernek kurmak için yaptığı yoğun tartışmayı kavrayamamıştım... Sonradan hayat bana çok hoş sürprizler yaptı... Gazeteciliğe başladım, spor gazeteciliğine yöneldim... Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin üyesi oldum. 16 yıl süreyle TSYD yönetiminde yer aldım.
Sevgili Başkan Onur Belge , 40. Yıl kutlamaları ve yarışmamızın ödül töreninde konuşurken hepimizin sevinçlerini, duygularını dile getirdi. TSYD'nin Türk sporunda ve medyasındaki önemli yerini bir kez daha anlattı. Bir sivil toplum kuruluşu olarak, derneğimizin topluma sunduğu en önemli hizmet, bence geleneksel TSYD Kupası maçlarıydı. O maçların dost ortamında takımlar ligden önce son ciddi sınavlarını verir, eksiklerini - noksanlarını görürler, sonra da Şampiyonlar Ligi elemeleri ve puan mücadelesine girerlerdi.
Üç Büyükler'in başkanları, üç yıl önce yanlış bir karar alarak TSYD Kupası maçlarını oynamaktan vazgeçtiler...
Aralarındaki rekabet ve dostluk, lig maçlarının resmi gerilim ortamından olumsuz biçimde etkilendi... TSYD Kupası'nın değeri, yokluğunda daha iyi anlaşıldı...
TSYD'nin 40. kuruluş yıldönümünü gururla kutluyorum...
Sevgili başkanlar...
Kupamı istiyorum!

Ligin sonu yaklaşırken gerilim her yerde artıyor... Özellikle ligin son sıralarını paylaşan ve kader mücadelesi veren takımların sıkıntısı daha da artıyor... Sadece doksan dakikalık maçlarda değil, hafta içinde de süren sonsuz bir gerilim bu...
Geçenlerde alt sıra takımlarından biri antrenman yaparken, stada bir telefon ihbarı geliyor :
"- Hocayı vuracaklar... Futbolcuları dövecekler, tedbir alın!"
Antrenman kısa kesiliyor... Futbolcular, hiçbir açıklama yapılmadan "Bugün biraz dinlenin" açıklamasıyla evlerine gönderiliyor...
Ve teknik direktör, kendi otomobilini başka bir sürücüye emanet ederek, bir arkadaşının otomobilinde - bagajda saklanarak - evine dönüyor...
Dehşetle dinledim bu öyküyü... Takım ve antrenör adı vererek ortamı daha da germek istemem... O hocanın da futbolcularının da böylesine bir dehşet ortamından başarıyla çıkacaklarına inanamam!
Bu gerilim bitmeli...
Futbolun, neresinden bakarsanız bakın, eninde sonunda bir oyun olduğu unutulmamalı...





SPOR


ORTEGA HAREKÂTI
At yarışları
Avrupa Ligleri
Efes ve Ülker veda ediyor
2. LİG puan durumu
TREN KALKIYOR
Eczacı şampiyon gibi : 3-0
İş İnönü'de biter
Top Rüştü'nün elinde!
SPORUN GÜZELLİĞİ
ŞAŞIRTAN TASARRUF!
TAYLAN FIRTINASI
Haber turu...
Asansa ve Akasuku