Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Yeni bir imaj mı, yoksa stres sivilcelerine karşı dinlendirme mi? Fatih Terim’i, Ali Sami Yen’de ağarmış sakalıyla görünce şaşırmaktan kendimi alamadım. Teknik direktörlük kariyerini doruklara çıkarırken önce saçlarını döktü, sonra da sakallarını ağarttı. Ama bunlara değer! Çünkü Ali Sami Yen’de yeniden oluşturulan takıma verilmiş emek, bilgi, heyecan ve enerji var. Bunların hepsi futbolcuların kendi çabalarıyla birlikte galiba kulübedeki adamdan kaynaklanıyor.
Ummadığı soylu bir direniş oyunu ile karşılaştı Galatasaray. Bursaspor teknik direktörü Nejat Biyediç, dörtlü savunmanın önünde Mustafa, Junior, Tayfun ve Fatih ile çok iyi bir orta alan örgütlemişti. Galatasaray’ın oyunu rakip yarı alana yıkıp, konuğuna boğucu baskı kurma gayretlerine presle, topa sahip olma ortaklığıyla karşı koyuyor, bu arada Murat Sözkesen ve Okan’la Galatasaray’ın savunmasına da zor anlar yaşatıyordu. Galatasaray, geçen haftaya oranla daha olgun, pas iletişiminde daha derli toplu ve daha kontrollüydü. Ne var ki, Ümit Davala ile Ergün’ün özellikle ilk yarıda kendilerinden beklenen kanat etkinliğini gösterdiklerine tanık olamadık. Özellikle topsuz oyunda enerjilerini ve ustalıklarını esirgediler, sakladılar. Orta alanda Batista ve Ayhan, savunma ağırlıklı oynamak zorunda kaldı çünkü Bursaspor inat ediyor, direniyordu. Ümit Karan ya arkadaşlarından umduğunca top alamamanın ya da rakip savunmanın takibinden etkisiz bir oyun ortaya koydu.
Yine de Galatasaray, Galatasaray’dı. Deneyim, özgüven ve takımca sahip oldukları toplam kalite, beklenen golleri getirdi. 40. dakikaya kadar Ümit’in sağında sağ kanada yakın yerleşen Arif, sonra beklenmedik biçimde sola yöneldi ve oradan yaptığı (orta mı, şut mu?) vuruşla golü buluverdi. Arif bu... Hin oğlu hin, cin oğlu cin! İkinci yarıda top, rakip ceza yayının üzerinde yere düşen, birbirine takılıp kalan adamlardan sektiğinde herkes faul beklentisi içindeydi, ama genç hakem Kuddusi Müftüoğlu oyunu izliyordu. Bir de uyanık Arif. O da topu izliyordu, hışımla gelip ustaca vurdu.
Bu goller Galatasaray’ın sakladığı zenginlikleri de izlememize yaradı. Ümit Davala ve Ayhan da daha çok hücuma katılmaya, daha kişilikli top oynamaya başladılar. Bu gösterinin içinde Ümit Karan’ın bulduğu fırsatları da kullanamadığını gördük. Şampiyonlar Ligi’nin başlamasına üç hafta kala Fatih Terim, yeterli ve etkili bir santrfor arayışında haklı olduğunu gösterircesine Ümit Karan’ı oyundan aldı.
Bursaspor iyi futbol oynuyor. Felsefesi ve takımca futbol oynayarak direnişi güzel, ama biraz daha zamana ve daha dengeli maçlara ihtiyaçları var.