Trabzon’da son yıların en ilginç, en sıkıntılı derbisine tanık olduk. Şampiyonluk yarışında en zor deplasmanlardan birine çıkan Beşiktaş, sezonun belki de en sıkıntılı 11’iyle santraya geldi. Lucescu, sakat Yasin, İbrahim, Tümer, Sergen ve cezalı olan Nouma ile Ahmet Yıldırım’ın yokluğunda öyle bir kadro oluşturmuştu ki, daha baştan Beşiktaş’ın paniklediği görülüyordu. Üçlü savunmanın önüne Tamer, Tayfur, Giunti ve Serdar ile dörtlü bir orta alan seçen Lucescu, Pancu ile Kaan Dobra’nın desteğinde İlhan’ı tek santrfor olarak görevlendirdi. Hemen söyleyelim, Beşiktaş’ın kanatları ilk yarıda hiç çalışmadı. Trabzonspor, Tamer’in kontrol ettiği kanadı, maden bulmuş gibi Gökdeniz ve Sommers ile atış alanı ilan etmişti. Kaan Dobra ile Pancu, İlhan’a kullanabileceği top atamıyordu. Beşiktaş’ın rakip yarı alana taşıyamadığı top, dönüp dönüp savunmasının üstüne geliyor, orada da Tolga, Ronaldo ve Zago’nun olağanüstü çabalarıyla durduruluyordu.
Beşiktaş’ın oyununda, sakatların ve cezalıların da etkisiyle inanılmaz bir kalite kaybı gözleniyordu. Hücumsuz futbol ne kadar dayanır? Trabzonspor’da Gökdeniz, Fatih Tekke ve Mehmet Yılmaz önceki maçlarında sergiledikleri skor şansını taşısalar, Beşiktaş’a fark yapabilirlerdi. Bu tek boyutlu direniş futbolu, 82. dakikaya kadar sürdü. Lucescu, ikinci yarıya Tamer’in yerine Niyazi ile başlamış, sonra Kaan ile Sergen’i ve sarı kart görüp sakatlık geçiren Zago ile Maldaraşanu’yu değiştirmişti. Sergen’in oyuna girişi, Beşiktaş’a hücum fikrini hatırlattı. Ancak yorgun solakın çabaları yetersiz kalıyor, bu arada Fatih Tekke golü buluyordu. Beşiktaş, golden sonra Cordoba’ya frikik attıracak kadar isyan halindeydi. Tabelaya yazılan yenilgiyi kabul etmeyen, prestijini, puanını ve yenilmezliğini geri isteyen bir Beşiktaş’tı bu. Ve günün en kahraman Beşiktaşlısı Pancu oldu. Uzatmada önce Petkoviç’in yüreğini ağzına getiren bir yoklama yaptı, hemen bir dakika sonra da o mucize sayılabilecek golünü attı. Beşiktaşlılar elbette mutluydular, coşkuluydular. UEFA’da Lazio yolculuğuna çıkarken, Türkiye Kupası’nda elenmişliğinin üzüntüsünü, ligdeki bu muhteşem direniş skoruyla unuttular.
Yine de gerçekleri gözardı etmemek gerekiyor. Fenerbahçe’nin kulvar dışı kaldığı ligde şampiyonluk yarışı kükreyen Aslan’ın tehdidi altında. Dün Karadeniz’deki fırtına, bölge dışındaki birilerini herhalde daha çok mutlu etti. Bekleyelim. Bu soluk soluğa lig, nasıl bir sona ulaşacak, görelim!
Kuddusi Müftüoğlu maçı titiz bir otoriteyle yönetti. Sarı kartları çok ama yerinde, davranışları adil ve şefkatliydi.