BEŞİKTAŞ beş gün içinde ligdeki rolünü yeniden belirledi. Sıra takımı renksizliğinden şampiyon adaylığına... Orta sıraların hedefsizliğinden ve dağınıklığından zirvenin heyecan,gerilim,umut yaratan çoşkulu ortamına döndü.
Daum, şampiyonluktan söz edenlere ısrarla "Ben rüya görmüyorum" diyor, "Bu kadro ile şampiyon olmamız beklenemez!" Takımının yetersizliğinden söz ediyor, yeni futbolculara gereksinmesi olduğunu tekrarlıyor. Nihat'ın satılmasına karşı çıktığını sık sık hatırlatıyor. Daum, takımına güvenemiyor.
Bu belki de kendi içindeki çöküşlerin, kendi içinde yaşadığı fırtınaların dışa vurması. Daum, kendine güvenemediği için, takımına da güvenemiyor.
Oysa hatırlamalı Daum... Beşiktaş'ın son şampiyonluğunda (1994 - 95) yine kendi imzası vardı. Ama o günlerde yöneticiler ve medya itiraz ederken seyirci sessiz bir karşı duruşla dudak bükerken, Daum ısrarla şampiyon olacaklarını söylüyordu. Galatasaray'la soluk soluğa girdikleri son sekiz haftada her şey değişti... Saftig'in ekibi Ali Sami Yen kazalarıyla sarsılmaya başladı. Samsunspor, Gaziantepspor ve Antalyaspor'a peşpeşe yenildiler. Serinin başlangıcından önce Beşiktaş'ı İnönü'de 3 - 2 yenen Galatasaray, kayıplar serisini Kadıköy'deki 3 - 0'lık Fenerbahçe yenilgisiyle tamamladı...
... Ve atı alan Beşiktaş "Üsküdar'ı" boyladı.
Biliyoruz, bugünkü Daum yedi yıl önceki Daum değil. Karmakarışık sorunlarla uğraşıyor. O nedenle kendine güvenemiyor. Takımına güvenemiyor. Güven duygusu bir liderin en önemli özelliğidir. Güven duygusunu kaybetmiş Daum, Beşiktaş'ın şampiyonluktaki en önemli rakibidir.
Daum yakın geçmişi hatırlarsa, o dönemde mucize kabilinden olmayacak şeylerin olmasıyla kazandığı şampiyonluğun bugün olabilecek şeylerle daha yakınında kendisini beklediğini görebilecektir. Kimbilir, son iki haftada ortaya çıkan zirve tablosu, belki Daum'u da kendine getirir.
Hakçası, birçok alanda yanlışlarına ve hayal kırıklıklarına tanık olduğum Bilgili yönetiminin, bugün Daum'u desteklemek ve ona sahip çıkmak konusunda olağanüstü doğrular sergilediğini görüyorum. Bilgili yönetimi, yeniden doğan bu fırsatı en iyi biçimde değerlendirmek için elinden geleni yapacaktır. Bunu en azından Mart kongresini düşünerek gerçekleştireceklerdir. Daum, Beşiktaş'ın yeniden şampiyon adayı olarak zirveye dönüşünü iyi değerlendirmelidir. Üstelik şimdi Sinan Engin gibi akıllı ve becerikli bir menajer de iş başındadır.
Roland Koch'un iki ay önce dediği gibi: "Beşiktaş ilk yarıyı liderin üç - beş puan gerisinde bitirirse, devre arasında eksikleri tamamlar, ikinci yarıda da hedefe ulaşır !" O halde hatırla Daum... Titre ve kendine dön!