Artık neresi olduğu farketmiyor... Stadyumlardaki polis duyarsızlığına , polis eyyamcılığına ve polis boşvermişliğine son örnek Trabzon Avni Aker Stadı... Vatandaşın - artık her kimse - polis güvencesinde ağza alınmayacak küfürlerle Fatih Terim 'e nasıl hakaret ettiğini, yanıbaşındaki polisin de hiçbir şey yapmadığını hep birlikte gördük. Sanmayın ki, bunlar sadece Trabzon'a özgü görüntüler... Hayır, Türkiye'nin her yerinde her maçın değişmez tablosunu aynı biçimde yaratıyor polisimiz... Duyarsız, tepkisiz, eyyamcı ve boşvermiş!
Evet, bunları yazmak benim de gücüme gidiyor... Vatandaş olarak en çok güveneceğim insanlar için güvensizlik duygusundan kurtulamamak beni de tedirgin ediyor, ama gerçek bu!
Ankara Emniyet Müdürlüğü bugün ve yarın başkentte "Futbolda Şiddet ve Önlenmesi" konulu bir sempozyum düzenliyor. Eksik olmasınlar, beni de çağırdılar bu sempozyuma... Katılmayı çok isterdim, olmadı. Deneyimli bir spor gazetecisi olarak söylemeliyim ki, dünyanın en etkisiz, en yetkisiz ve en duyarsız polisi Türkiye stadyumlarında görev yap(m)ıyor!
Zincirleme reaksiyon
Bu tablonun değişmesi için İçişleri Bakanı'ndan, Emniyet Genel Müdürü'ne, oradan il emniyet müdürlüklerine kadar bir zincirleme reaksiyonun oluşması gerekli... O reaksiyon nasıl oluşacak ? Sorumsuz siyasetçinin iradesiyle mi, yoksa gün geçtikçe daha da tehlikeli bir hal arzeden stadyum kargaşası, doğal ürünü olan şiddeti çoğaltarak kan dökünce mi ? Bunu değerli uzmanlar oturup hesaplasınlar. Ben bu koşullarda daha da kötü ve kanlı günlerin çok uzakta olmadığını düşünüyorum. Yanılmayı dilerim.
Şimdi radikal bir önerim var...
Stadyumlarda güvenlik görevini jandarmalar üstlensin!
İçişleri Bakanlığı'nın yetki alanı içinde... İllerde valilerin yetki alanı içinde bir çözüm bu.
Yerel poltikacılarla, medyayla, hatırlı kişilerle hiç bir ilişkiye girmemiş, görevini yaptığı için atanma korkusu nedir bilmeyen, komutanından aldığı emri de gözünü kırpadan uygulayan - babasının oğlunu bile tanımayan - jandarma, en azından polisin spor alanlarında daha etkin görev için eğitilip yeterli dinamizme kavuşacağı güne kadar bu sorumluluğu devralabilir...
Asker kararlı
Başka yerlerde, başka olaylarda da örneği görüldü. Türk insanı askerine daha çok inanıyor, güveniyor...
Hayır, bu önerimi hiç kimse antidemokratik çağrışımlarla değerlendirmesin.. Geçmişte bazı çokbilmişlerin dile getirdiği "Bu memleketi ancak asker kurtarır..." türünden bir ihtilal davetiyesi değil bu öneri... İl İdaresi Kanunu'nda valinin jandarmayı göreve çağırma yetkisi var...
Stadyumlara insan gibi gidip, insan gibi dönmek istiyoruz. Onurumuzla, sağlığımızla, huzurumuzla... Polisten bekleyip göremediğimiz hizmeti, jandarmadan bekliyoruz... Bu kadar basit!
Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, sonunda işi kitabına uydurup Galatasaray'a Adanaspor maçında sahaya atılan maddeler nedeniyle sadece para cezası (2.5 milyar TL) verdi.
Tarihe geçecek bir karar...
Galatasaray'a yarar, Türk Futbolu'na zarar!
Gözlemcilerin de ne gözü varmış, maaşallah!
Bu kararla günü kurtarmak mümkündür. Kimin etkili ve hangi üstü kapalı tehdidin işbitirici olduğu anlaşılmıştır.
Ama yarınlar? Büyük bir kargaşadır. Artık bu karardan sonra stadyumlar çöplüğe döner ve siz hiç bir şey yapamazsınız.
Anlaşıldı mı beyler?
Fenerbahçe üst üste dokuzuncu maçında da galibiyet yüzü göremedi ve hiç de yenilemek istemediği bir rekorun kıyısına geldi.
Arkadaşlarımız, bu durumu Fenerbahçe'nin hedefsiz kalışına bağlıyor... Önce Şampiyonlar Ligi'nden, sonra UEFA'dan, derken Türkiye Kupası'ndan ve en nihayet ligden koptuğu için Sarı - lacivertli futbolcuların maç kazanamadığını ileri sürüyorlar.
Bunu, bir yere kadar kabul edebilirim. Hedefiniz varsa, elbette başarma şansınız daha fazladır. Kafanızdaki birçok düşünceyi sıraya koyar, gereksizleri atar, gerekli olanlar arasından önceliği işinize verir, hedefe doğru koşarsınız.
İyi de... Hedef yoksa mesela... Bugünkü Fenerbahçe gibi...
O formalarla sahaya çıkıp sadece dolaşmak... Oynamamak ve maçı bir an önce bitirmek mi gerekiyor?
Hiç sanmıyorum.
Ortada kalıyor
Sporun onuru adına, Fenerbahçe'nin hiç bir zaman eksilmeyen onuru adına da yapılacak bir yığın iş var... Salt bu duygu bile maç kazanmaya yeter... Ama maalesef her şey hedef bağlamında değerlendirildiği için, her yıl büyük hedeflere koşan büyükler, o kulvarın dışına düşünce ne yapacağını şaşırıyor... Yöneticisinden teknik adamına, futbolcusundan taraftarına kadar müthiş bir boşluk duygusuyla ortada kalıyor.
Bu duygunun ilk refleksi, hemen geleceğe yönelik karar ve tartışmalarla gündemi geçiştirmek... Yeni antrenör adayları, yeni transferler, yeni arayışlarla günü unutturmak...
Öyle olunca da Fenerbahçe'ye maç kazandıracak duygu kalmıyor (!) işte...
Ve her yıl hedefsiz de olsa onurla mücadele eden bir yığın takıma galiba şimdi daha çok saygı göstermemiz gerekiyor!
Ligin son dört haftasına girilirken tablolar iyice çirkinleşmeye başladı...
Paranoyak ve alıngan yöneticiler, agresif ve uyanık antrenörler, kamuoyunu ve yetkili kurulları kendi takımları lehine etkilemek için her türlü cinliğe ve kurnazlığa başvurmaya başladılar.
Burada örnek sıralayıp, onların propaganda emellerine alet olmak istemem...
Hem şampiyonluğun, hem de ligden düşmenin - kalkmanın dürüst ve adil koşullarda gerçekleşmesi için kuralların, ilkelelerin ve kararların duyarlılıkla uygulanması gerekiyor... Bu konuda herkes üstüne düşeni yapmalı. Özellikle adaletin terazisi hiç şaşmamalı...
En büyük sorumluluk Türkiye Futbol Federasyonu'nun omuzlarında... Elbette bu ligin bir şampiyonu olacak... O şampiyonun da, yarışı kaybedenin de lig bittikten sonra utanacağı hiç bir şey olmamalı. Ligimizle gurur duymalı, oynayan her takımı, her futbolcuyu , düdük çalan her hakemi saygıyla selamlamalıyız.
Federasyon, dikkatli, duyarlı ve kararlı olmalı.
...Ve medya... Kabağı hep bizim başımızda patlatmaya dünden hevesli bazı yönetici, antrenör ve futbolcular gazetecileri, kendi emelleri doğrultusunda kullanmak için her türlü dolabı çevirebilirler. Bugünlerde bize iki misli görev ve sorumluluk düşüyor... Mesleğimizin ipine ve ilkelerine sarılalım arkadaşlar...
Hiçbir kulübe yaranmak zorunda değiliz... Özgürlüğümüzden ve mesleğimizden verilecek en küçük taviz, bizi gazetecilikten hokkabazlığa düşürür... Meslek aidiyetimizden ve onurumuzdan asla vazgeçmeyelim!
SPOR
DAUM İLE PAZARLIK
At yarışları
Avrupa Ligleri
DERBİNİ ATEŞİ POTADA YANIYOR
2. LİG puan durumu
KURTLAR SOFRASI
Bahar Kupası kaçtı
Cordoba tamam
Gergin idman
MATEMATİK BİTTİ
Aurelio Fener'de
TRİBÜNE TEŞVİK PRİMİ!
Rallide Avrupa sınavı
AYIK'TAN SALVO
Real bir adım önde: 2-1
Devler Ligi'nde Milano derbisi
Haber turu...
Jandarmalar Stada!