Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Türkiye Ligi'nin zirve rekabeti, son yıllarda eşi görülmemiş biçimde kirletildi. Her alanda gelişmenin motoru olan rekabet, toplumumuzun hemen her alanda sergilediği iflah olmaz yozlaştırma illetinden futbolda da kurtulamadı.
Gençlerbirliği'nin Kupa finalinden sonra lige de yansıyan çözülme sürecine kadar zirvedeki üçlü şampiyonluk yarışından gerçekten büyük keyif alıyor, heyecanla izliyorduk maçları... Evet maçlar yine heyecanlı, yine keyifli ve seyir zenginliği içeren pozisyonlarla dolu. Bu tablo için Beşiktaş'a, Galatasaray'a, Gençlerbirliği'ne teşekkür etmeliyiz.
Ama o doksan dakikaların öncesi ve sonrası yok mu ? İşte onlar kirletiyor rekabeti...
Neler oluyor mesela ?

Kötü örnekler
Kurallar, ilkeler ve kararlar şirazesinden çıkıyor... PFDK'nın tüyler ürperten eyyamcı kararı adalet duygusunu incitmekle kalmıyor, kötü ve arsız örnekler oluşturuyor. Stadyumlar hızla çöplüğe dönüyor. Çünkü hafifletici (!) nedenlerle sahaya yabancı madde atmak, bir anlamda meşruiyet kazanmış oluyor.
Kulüp yöneticilerinin demeçleri, paranoyak hastalık belirtileri arzediyor... Üstü kapalı göndermeler, alay ve ima dolu içi boş suçlamalar, kınamalar... Bu tavırlar büyük kulüp yöneticilerine yakışmıyor.
Rengi belli, futbolculuktan gelip medyaya yerleşen yorumcular, medyanın gerektirdiği mesleksel koşullara ve ilkelere hiç uyma gereği duymadan önceden saptanmış karşı takım görevlilerine toplu halde saldırıya geçme gereği duyuyorlar. O kişilerle ilgili zamanında yapılması gereken eleştiriler, sanki bir yerlerde saklanıp turşu haline getirildikten sonra günün mönüsü olarak spor sayfalarından aynı günlerde servise konuluyor.
Öte yandan kaş yaparken göz çıkarır yanlışları da eksik bırakmayan bazı kulüp görevlileri de fütursuzca mazlum ve mağduru oynayıp bu kirletme yarışına katkıda bulunuyorlar...
Şampiyon adaylarının hedefe ulaşabilme şansları tartıya vurulurken derin söylentiler de konuyor terazinin kefelerine... Sahada oynanan oyun, teknik ve taktik beceriler tartışmanın en son ve en küçük ayrıntıları... Evet, futbol sadece futbol değil ama... Biraz da futbol olsa bu tartışmaların ortasında... Ara ki bulasın, olmuyor!

Yanlış yaptık
Hakem hataları da bu güvensiz ortamda çoğalmaya başladı... Eller topa uzanıyor, hadi biz oturduğumuz yerin tersliğinden göremiyoruz... Hakemler de göremiyor ve ayıp oluyor. Açık penaltılar verilmiyor, kartlar esirgeniyorsa, biliniz ki hakemler de şaşkına dönmüş durumdadır. Hakemlik müessesesini hep beraber nasıl yıpratıp yozlaştırdığımız da acıbir şekilde anlaşılmış oluyor.
Haftalardan beri yaşadığımız çirkinlikleri burada isim vermeden, kulüp aidiyetlerine bulaştırmadan soyutlaştırarak anlatmaya çalışıyorum...
Bu kirlenmeden ve gerilimden ciddi biçimde rahatsızım...
Oysa ne güzel bir gelişme içindeydi futbolumuz... Hep birlikte hedefleri büyütüp tekil başarıları sisteme dönüştürerek süreklilik kazandıracağımız yerde kirletmeyi seçtik. Yine işin kolayına saptık.
Galiba hep beraber çok büyük bir yanlış yaptık!

Tribün terörüne karşı polisin hiçbir etkin müdahalede bulunmadığını dikkate alarak yazdığım "Jandarma stadlara" başlıklı yazım, beklemediğim bir ilgiyle karşılaştı. Özellikle elektronik postadan gelen mesajlar, yaşadığımız gerçeğin farklı açılardan önemini ortaya koyuyordu.
Mesajların bir bölümünü sizlerle paylaşmak isterim.

Bir komiser
Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi mezunu bir komiser (A. D.), "Hergün en azından 12 saat görev yapan, her kesimden insanla karşılaşan ve çalışma saatleri nedeniyle aile hayatında da bazı kopukluklar yaşayan polisin, psikolojik durumu göz önünde bulundurulduğunda neden böyle davranıldığının ve neden günah keçisi olarak seçildiğinin sorusunun da cevabını vermiş oluyorum. Ayrıca bir emniyet müdürü ile bir başçavuşun aldıkları maaşı ve dolayısıyla sahip oldukları yaşam standartını da değerlendirmek gerektiği görüşündeyim. Sizce Türkiye'de hata yapan tek teşkilat Türk Emniyet Teşkilatı mı ? "

Bir öğrenci
Jandarma Astsubay Okulu'ndan bir öğrenci (O.D) " Yazınız için teşekkür ederiz. Tüm silah arkadaşlarımız adına ve sizin bahsettiğiniz özelliklerimiz için elimizden gelen gayreti hep göstereceğiz."

Bir yönetici
... Ve İzmir'den bir spor tesisi yöneticisi: "Maçların öncesinde ve sonrasında yaşadığımız olayları burada size anlatamam. Jandarmanın statlarda görev alması için yaptığınız öneriyi içtenlikle destekliyorum."
Tabii, arada duygusallıkla dile getirilen tepkiler de var... Polisi yıpratmak istediğimi, asker - polis tartışması açtığımı dile getiriyor çoğu.
Hayır, hiçbir kurumu, hiçbir mesleği yıpratmak istemem. Polisin toplum yaşamında ne kadar önemli olduğunu çok iyi bilirim çünkü ben polis ekmeğiyle büyüdüm... Ama vurdumduymazlığa, eyyamcılığa, boşvermişliğe, etkisizliğe ve duyarsızlığa karşı tepki göstermeye devam edeceğim.
Jandarmayı statlara davet eden yazım, belki İçişleri Bakanlığı'nda da okunmuş, dikkate alınmıştır... Statlarda güvenlik için en azından yeni sezona kadar bir dizi önlem alır, duyarlılıklarını attırırlar polisin...
Fena mı olur ?

Toplumsal hafızamızın ne kadar zayıf olduğunu unuttuk yine...
İşte size bir örnek...
Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Trabzonspor maçından sonra düzenlediği basın toplantısında "Bizim öyle İtalyan kondisyonerimiz filan yok ama, yine de yerli kadromuzla kondisyon eksiğimizin olmadığını gördük!" diyerek yardımcılarına teşekkür etmişti...
Pazar günü oynanan Galatasaray - Gençlerbirliği maçından sonra maç yorumlarını okuyup dinledim. Galatasaray'ın yorgunluğu ve kondisyon zaafı dile getiriliyordu. Dün de Turgay Renklikurt, Terim'in takımındaki sakatlıkları irdelerken, hocanın Trabzon'da söyledikleri geldi aklıma...
Hayır, bu konuda bir yorum yapmayacağım... Benimki sadece bir saptama.

Beşiktaş Teknik Direktörü Lucescu'nun Diyarbakırspor maçından sonra özellikle Gençlerbirliği'nin oyun biçimiyle ilgili bana söylediği sözleri yalanlaması, hatırlayacaksınız, bu köşeden tepki göstermeme neden olmuştu.
Adana dönüşünde konuştuk hocayla... " Ben sana söylediklerimi unutmuşum " diyerek gülmeye başladı...
Ne diyeyim, bunca telaş ve zihin yükü altında normal değil mi, ben de güldüm!





SPOR


DAUM'UN AKLI 9 TRİLYONDA
At yarışları
Avrupa Ligleri
ÜLKER TER ATTI: 62-82
2. LİG puan durumu
Slovenya’yı yendik
Ben işimi yaparım
Samandıra pürneşe
SANCILI GÜNLER
Hakkımı istiyorum
KIYAK VERGİSİ
İlk finalist MİLAN: 1-1
Finale son bilet
Haber turu...
Kirli rekabet