Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Kimse fırtınalı bir denizde yaşadığınız zorlukları, sıkıntıları, atlattığınız fırtınayı merak etmez. Herkesin derdi, gemiyi limana getirip getiremediğinizdir. İnsanlar elbette gemiyi limanda görmek isterler. Sormazlar size nasıl geldiğinizi, nasıl ulaştığınızı, ya da ulaşamadığınızı...
Belki hemen herşeye bir kulp takıp özür bulma alışkanlığımıza ya da kolayından kendimizi kahraman ilan etme yanlışlarımıza bir sınır koymak için söylenir bu söz : Hatice’yi bırak, neticeye bak!
Neticeye bakınca, bu söze uygun olarak doksan dakikalık bir futbol maçı, küçülüp iki rakamlı sonuca dönüşür. İnsanlarda - özellikle de spor yazarlarında - nasıl olduğu değil, ne olduğu - üzerine sığ yorumlar yapma hastalığı salgın halini alır.

Önemli hastalık
Neticeye bakıp takılarak o skorun arkasındaki gerçeklere gözlerinizi kaparsınız. Analiz yapma yeteneğiniz körelir, kolay ve çabuk tatmin olma sığlığına düşersiniz... Oysa skoru yaratanlar insanlardır, her insanın da ayrı bir öyküsü, ayrı bir dünyası vardır. O öykülerden, o dünyalardan süzülüp gelen damla damla gerçekler, birbirini etkileyip değiştirerek skora dönüşür...
Hatice’yi bırakıp neticeye bakmak, sporu yozlaştıran, çirkinleştiren, kirleten en önemli hastalıktır.
Hatice insandır çünkü... Skorları değil, insanları anlatmak gerekir.
Sevgili meslektaşım Yiğiter Uluğ ‘u on altı yıl önce tanıdım... İkimizin de ortak aşkı, "Hatice" idi... Duyarlı kişiliği, analiz ve sentez yeteneği ile sosyal alandaki bilgi birikimi, "Hatice’ye Mektuplar" ı yazdırdı Yiğiter ‘e... Toplumda en doğru rolünün "spor gazeteciliği" olduğuna bir kez daha inanıp içtenlikle kutluyorum Yiğiter ‘i... Eline sağlık, sakın durma... Devam et, Hatice’yi yalnız bırakma!
Sırası gelmişken, yayın dünyamızda son iki yıl içinde spor kitaplarının da eşi görülmemiş biçimde artarak okuyucuya ulaşmasını sevinçle karşılıyorum.
Vala Somalı ‘nın özgün çalışması Beşiktaş ve Türk Spor Tarihi’nden yıllar sonra değerli yazar arkadaşım Tanıl Bora , eşsiz bir Ankara Rüzgarı ile Gençlerbirliği Tarihi’ni kaleme almış. Tanıl ‘ın gönülden bir emek yoğunluğu ile hiç karşılık beklemeden topladığı bilgi ve belgelerle yazdığı Ankara Rüzgarı, Türk Sporu’nu "Üç Büyükler" le sınırlayan yaygın anlayışa adeta isyan edip "ötekilerin" de bu toplumun vazgeçilmez değerlerinden olduğunu ilan ediyor. Ve ben düşünüyorum şimdi... Elbette 1914 yılında kurulan Altay’ın da ne zengin yazılası tarihi vardır, diye !.. Tanıl ‘ın çalışması kitap yazmaya hazırlanan gazeteci - yazarlar için de eşsiz bir örnek... Ankara Rüzgarı’nı sadece Gençlerbirlikliler değil, futbolu seven herkes okumalı...

Enfes izlenimler
Tae Han Min Guk... Milliyet ve Radikal Futbol dergisindeki yazılarıyla tanıyıp sevgidiğiniz genç Mehmet Demirkol ‘un 2002 Dünya Kupası notlarından oluşuyor.. Demirkol da sadece yeşil çimene ve skor tabelasına bakanlardan değil... Bir bölümünü ortak koşuşturduğumuz Kore - Japonya macerasından enfes izlenimler aktarıyor. Kitabın en hoş yanı, onca yorgunluk, yoğunluk ve sıkıntıyla enerji ve zaman harcayarak yaşadıklarını, Mehmet ‘in okuyucuyu hiç yormadan yazıya dönüştürmesi.
Spor kitaplarından söz edeceğim yine... Spora hak ettiği önemi verip yukarıdaki örneklerle yola devam eden İletişim Yayınları’nı da "özellikle ve içtenlikle" kutlamalıyım.

Sahaya atılan yabancı (!) maddeler ve küfür nedeniyle yapılan anonslar sonucu, bildiğiniz gibi ya sahalar kapanıyor, ya da seyircisiz maçlar oynanıyor.
Galatasaray - Fenerbahçe maçında seyircilerin büyük bir bölümü Galatasaray yönetiminin maçtan önce ve maç sırasında yaptığı anonslara inat, hem yabancı madde attı hem de küfür sloganları... TFF, geç de olsa Galatasaray’a "seyircisiz oynama" cezası verdi. Galatasaray - Elazığspor maçı, zengin bir skor ve olabildiğince kaliteli futbolla boş tribünlere oynandı.
O maça Galatasaraylı futbolcular, ellerinde bir pankartla çıktılar, "Sizsiz ve Sessiz Olmuyor" diyerek taraftarlarına sıcak bir mesaj gönderdiler.
Başkan Canaydın , II. Başkan Ali Dürüst, Fatih Terim , futbolcular ve bazı meslektaşlarım da futbolun ne kadar öksüz kaldığını anlattılar...

Yanlış izlenim
Doğrusu bu tavır beni çok rahatsız etti. Verilen mesajlar, sanki seyircinin bir haksızlığa uğrayarak adaletsiz biçimde stat dışında bırakıldığı gibi izlenim veriyordu. Çok tehlikeli ve kontrolsuz bir yorumlama biçimi bu...
Son yıllarda taraftarlık, futbolseverliğin önüne geçti... Hırsla, dehşetle, kontrol edilemez tribün davranışları peşpeşe yaşanmaya başladı. Taraftar sorumluluğunun ne olduğu sürekli ötelenerek "muhteşem taraftar" söylemi ile bir tür kitlesel yağcılık hastalığına tutulduk hep birlikte.
Hayır, bu böyle devam edemez... Taraftar da futbol seyircisi de o stadlara gelirken sorumluluğunu bilmeli. Evet birileri ayağa kalkıp söylemeli artık : Sizsiz olmuyor ama, çoğu zaman görüyoruz ki sizinle de olmuyor!

Altay karşısında uğradıkları yenilgi, kesinlikle iddia ediyorum ki futbolcuların değil, doğrudan Fenerbahçe yönetiminin yarattığı bir sonuçtur.
Beş futbolcunun kurban sunağına konup dışlanmasından sonra Başkan Aziz Yıldırım ve arkadaşlarının Samandıra’ya gidip geride kalanlara diskur çekmesi, bir moral verme ziyaretinin çok ötesinde "Sıra size de gelebilir haa!" demekten başka bir şey değildir...
Şaşkına dönmüş, güven duygusunu kaybetmiş bir camiada artık ne Oğuz Çetin eleştirilebilir ne de futbolcular...
Fenerbahçe’nin futbol takımının dışına çıkarak, olaya biraz daha kuşbakışı bakması gerekiyor...

Master plan şart
Genel kurul acilen toplanmalı... Hayır, ille de seçim için değil. Fenerbahçe’ye en az dört yıllık bir master plan kazandırmak için... Genel Kurul, Fenerbahçeli ya da tarafsız uzmanların hazırladığı raporları değerlendirerek tartışarak, hedefleri belirlemeli, transfer ilkelerini, teknik direktörlük dahil futbol şubesinin yeniden yapılandırılmasını genel kurul kararı haline dönüştürüp yönetime bu doğrulardan sapmayacak, gündelik öfkelerle ve tepkilerle şaşırmayacak doğru bir rota vermelidir...
Fenerbahçeliler, haydi uyanın artık... Ayağa kalkın, yolunuzu aydınlatın!





SPOR


APOLETİ KORUYUN
At yarışları
Avrupa Ligleri
Efes ve Ülker’in Avrupa sınavı
2. LİG puan durumu
DETROIT'İN GELECEĞİ
Tur Beşiktaş’ın: 3-1
KARTAL’DA ÖNLEM PAKETİ
YILDIRIM PLAN
HASAN'DAN 2. BARIŞ
Aybaba’dan randevu
Tuğba buzda terleyecek!
Avusturya ile vize gerginliği
Dünya turu...
Seni seviyorum Hatice!