Ayşe Tatari

Ayşe Tatari

aysetatari@gmail.com

Tüm Yazıları

Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul’daydım. Gezebildiğim kadar sergi, yürüyebildiğim kadar yol seyredebildiğim kadar manzara seyrettim. İyi şeflerin mutfaklarından, güzel restoranlardan güzel tadlar aldım.

Planımda öncelikle Pera Müzesi’nde mimar Louis Khan sergisi vardı. Yirminci yüzyılda mimarlık gündemini uzun yıllar belirleyecek isimlerden biridir Louis Khan...

Sergiyi, mimarın yaşamı, eserleri ve ilkeleri ile birlikte ayrı bir yazı konusu yapmak niyetindeyim.

***

İstanbul, tarafımızdan yağmalanmasına rağmen büyüleyiciliğini sürdürebiliyor. Galata civarında dolaşırken bir zamanların güzel binalarını zevkle seyrediyorum.

Haberin Devamı

Karaköy semtinde Bankalar Caddesine doğru ilerleyip Salt Galata ’ya giriyorum, İstanbul’un son yıllarda birçok sanat etkinliğine ev sahipliği yapan sanat galerilerin başında geliyor.

Bu büyüleyici binayı Fransız asıllı mimar Alexandre Vallaury, Osmanlı bankası için tasarlamış. (Bank-ı Osman-ı Şahane)

İstanbul’un eşsiz binalarından olan bu yapı, neoklasik ve oryantalist mimari üslupların bir arada kullanılması ile özeldir.

Zaman içinde özgünlüğü bozulmadan günümüzün mimarlar tarafından çok programlı bir biçimde kullanılmak üzere planlanmış ve Salt Galata olarak hizmete açılmış.

Harika bir kütüphanesi var. Kütüphanenin içinden geçerek eski Osmanlı Bankası kasasını geziyorum.

***

Salt Galata sonrasında sonra caddenin hemen karşısında yer alan Anna Laudel Sanat Galerisi’ne giriyorum. 11 Ocak-16 Şubat 2018 Gazi Sansoy -“Dönemler” sergisini geziyorum. Eserler sanatçının kişiliğinin temel bileşenlerine ve ailesinin tarihine de bağlanıyor onlardan besleniyor ve esinleniyor.

Resimlerinde büyük boyutlu figürlerle kurgulanmış çarpıcı neon renkleri ile boyanmış akıtmalar ve serpiştirmeler kullanmış. Ayrıca üç boyutlu eserleri de ilginç ve düşündürücü.

Sakıp Sabancı Müzesi’nde yer alan önemli bir sergi için Emirgan’daki güzel köşkün muhteşem bahçesinde etrafa bakınarak yürüyorum.

Her gelişte büyülendiğim bu yerde, heyecanım ve mutluluğum azalmıyor, yeni bir serginin heyecanı ile birleşerek beni bambaşka bir âleme taşıyor.

Haberin Devamı

”Aı WeıWei Porselene Dair” başlıklı sergiyi geziyorum, sanatçının hayat hikâyesi, el sanatları geleneği ve sanat tarihine yaklaşımının izlenimleri ve izleri ile baş başayım.

Sanatçının kapsamlı porselen üretimi, yeni çalışmaları ile birlikte eserlerinden geniş bir seçki sunuyor sergi. Ai Wei 1957 doğumlu.

Kuşağının önde gelen kültür figürlerinden...

Sanatçı yeri geldiğinde mimar, sinemacı, fotoğrafçı, yazar, yayıncı, küratör ve aktivist rollerinde. Çalışmaları aracılığı ile önemli insani sorunlara ve insan hakları ihlallerine dikkati çekerek bireyin toplumdaki yerini vurguluyor.

Porselenleri ile bize dünyayı görmek ve yorumlamakta yeni yollar sunuyor.

Müzeler sonrasında, Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde “Taj Express” Bollywood Müzikali’ni izliyorum. Geleneksel danslar, kostümler ve Hindistan’ın ikonik müzikleri ile bir insanın tutkusu ve başka bir insanın dehası anlatılıyor Taj Expreste.

Klasik Hint kültürü ile çağdaş koreografi birleşiyor ve Rahman’ın unutulmaz parçaları eşliğinde Hindistan tekstiline yolculuk yapıyorum.

Haberin Devamı

İzlenimlerim bitmedi ancak yerim bitti. Bir başka gezide buluşmak ümidi ile.