Ayşe Tatari

Ayşe Tatari

aysetatari@gmail.com

Tüm Yazıları

‘Kintsugi: Yara İzindeki Güzellik’ adlı köşe yazısı, Begüm Tatari’nin kaleminden Haber Ekspres internet gazetesinde Pazar günü yayımlandı... Okuyanlarınız olmuştur mutlaka... Yazıdan birkaç alıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Japon ‘kintsugi’ tekniğinden ilhamla, ”Kusurlarımızı, kırılıp dökülmüş taraflarımızı halının altına süpürmek yerine kucaklamak, bizi kendimize has ve güçlü kılabilir”.
Efsaneye göre, Japonya’nın şogunu Ashikaga Yoshimutsu (1358-1408), bir gün en sevdiği çay kâsesini yanlışlıkla kırar ve onarılması için Çin’e gönderir. Kâse, kırık zımbaları metal zımbalarla birleştirilmiş olarak geri döner. Bu görüntüyü çirkin bulan Yoshimutsu, zanaatkârlarını daha uygun bir çözüm üretmek için görevlendirir. Zanaatkârlar ise ondan sanatsal bir şey yaratırlar. Geliştirdikleri ‘kintsugi’ adlı teknikte, kâsenin kırık parçaları dikkatle toplanır, birleştirilir ve altın tozuyla kaynaştırılmış, urushi lak kullanılarak yapıştırılır. Hasara dair çizgiler, güzel ve güçlü hale getirilir. Meydana gelen kıymetli altın damarlar, kırıkların kendilerine has felsefi bir zenginlik barındırdığını vurgular...

Haberin Devamı

Fanilik ve tamamlanmamışlık

Kintsugi, Zen felsefesinde yer alan ‘wabi-sabi’ estetiğine ait bir teknik...
Geleneksel Japon estetiğinde wabi-sabi; fanilik, kusurluluk ve tamamlanmamışlığın kabulünü merkeze alan bir dünya görüşü...
‘Wabi’ yontulmamış sadelik, tazelik veya sessizlik anlamına gelir ve hem doğal hem de insan yapımı nesneler için kullanılabilir. Aynı zamanda, yapım sürecinde oluşan, nesneye özgünlük ve zarafet katan gariplikler ile bozukluklara da atıfta bulunabilir.
‘Sabi’ ise, yaşla gelen güzellik veya dinginlikle, nesnenin üzerindeki, hayatın geçiciliğini hatırlatan aşınmışlık ve tamir izleriyle ilgilidir.
Zen felsefesine göre; wabi-sabi elde etmek için yedi estetik ilke bulunmaktadır... Sadelik, asimetri-düzensizlik, abartısız olandaki güzellik, doğallık, hemen göze çarpmayan zarafet, serbestlik, sükûnet...
Giderek ilgi gören bu felsefe, güncel sanatçılar tarafından da uygulanıyormuş...
Kendimizi onarabilmeliyiz
‘Kusurlarınızı Kucaklayın ve Mutluluğu Bulun-Japon Yolu’ adlı kitap... Yazan psikolog Tomas Navarro... Yaşamlarımıza bu felsefeyle yaklaşmalıyız önerisinde bulunuyor.
Bir seramik gibi kırılgan olan insan da güçlü, kırılgan ve güzeldir... Yaşamda binlerce parçaya ayrılıp kırılsak da yoğun biçimde yaşamaktan vazgeçmemeliyiz... Buna karşın fazla tahammül göstermenin de ‘kintsugi’ olmadığına dikkati çekiyor yazı... Zorluklar küçümsenmemeli. Kendimizi onarmak ve yaşamdaki güçlükleri derinlemesine düşünmek için yeterli zamanı ayırmalıyız... Kırılmış parçalarımızı hayalimizde altın tozuyla birleştirebilir, yara izlerimizi de bizleri güçlü ve ilginç kılan ögeler olarak kabul edebiliriz...
Bu yazının hazırlanmasında Boudicca Fox-Leonard’ın 11 Nisan 2018 tarihli The Telegraph’ta yayımlanan ‘Kintsugi: Why you should embrace your imperfections the Japanese way’ adlı makalesinden yararlanılmıştır.
Begüm Tatari’nin yazısından alıntıları aktardım... Yazının orijinali elbette daha kapsamlı ve derin. Okumanızı tavsiye ederim