Beyhan Budak

Beyhan Budak

beyhanbudak@gmail.com

Tüm Yazıları

Saygı görmek bu dünyada hak ettiğimiz değeri gördüğümüzün işaretidir. Ancak bazı insanlar, ne yaparlarsa yapsınlar, hak ettikleri saygıyı göremediklerini düşünüyorlar. Hem de çevrelerine bakınca, kendisi kadar özen göstermeyen, belki de diğer insanlara hoyratça davranan insanlardan çok daha az saygı gördüklerini görünce, bu durum onları üzebiliyor.

Ünlü yazar Cengiz Aytmatov’un en meşhur eserlerinden Beyaz Gemi romanındaki kahramanlardan biri Mümin dededir. Mümin dede, yaşadıkları köyde, yardım isteyen herkesin işine koşar, elinden geldiğince herkese iyilik yapmaya çalışır ve çok çalışkan bir insandır. Ancak buna rağmen köylüler Mümin dedeye hiç saygı duymaz, dalga geçerler, küçümserler. İşte birçok iyi niyetli insan, Mümin dedenin kaderini paylaşmaktadır. Elinden gelen çabayı gösterir ancak yine de saygı göremez. Bu yazımda, iyi niyetle yapılan ancak karşımızdaki insanlar tarafından yeterince değer görmemize engel olan bazı davranışlardan bahsedeceğim.

Haberin Devamı

Saygı görmenizi engelleyen iyi niyetli davranışlar

İlk olarak bahsetmek istediğim davranış, çok fazla özür dilemek. Özür dilemek yaptığımız hataların telafisi için kullandığımız erdemli bir davranıştır. Ancak yerli yersiz, bazen gerekmediği halde özür diliyor olmak, bir süre sonra, siz bunu kibarlık olarak yapıyor olsanız bile, karşı tarafta gerçekten hata yapmışsınız gibi bir algı oluşturabilir.

Bir diğer konu ise, herhangi bir konuyu konuşurken, karşı tarafın bizden beklemediği kadar çok ve gereksiz açıklamalar yapmak. Bir konu hakkında gereksiz detaylar verdiğimiz zaman bu hem iletişime zarar verir, hem de çok basit konuyu bile açıklarken karşı tarafın söylediklerinize verdiği değeri düşürür. Bazı durumlarda ise söylediklerinizin güvenilirliğinin sorgulanmasına neden olur. Bir örnek vermek gerekirse, işe 5-10 dk geç kaldığında, biri sana neden geç kaldın diye sorduğunda, uzun detaylar veriyor olmak şüphe bile uyandırabilir. Halbuki sadece, trafiğe takıldım demek bile yeterli olacaktır.

Hayır olsun diye yaptığımız yardımlar ve iyilikler haricinde tüm iyiliklerin bir karşılığının olması gerekir. Çok kolay elde edilen iyilikler diğer insanlar tarafından değersiz olarak algılanabilir. Yani bir insan senden istemeden ona durmadan iyilikler yapıyorsan, bu insan senin çabanı fark etmeyebilir bile. Ya da yaptıkların karşısında beklentiye girdiğinde, “Sen kendin yaptın” gibi bir cevapla karşılaşmak mümkündür. Ben birine iyilik yapacağım zaman, bunun değerini bilecek insanlara yapmaya gayret ediyorum. Gördüğüm değer, iyilik yapmaya devam etmemi sağlayan motivasyon oluyor.

Haberin Devamı

Sevdiğimiz insanlarla beraber geçirdiğimiz zamanlar gerçekten çok değerlidir ve keyiflidir. Mutluluğumuzu diğer insanlarla paylaştıkça artar. Ancak tüm mutluluğumuzu diğer insanlara bağlarsak, bu bizim kendi başımıza vakit geçirmemizi zorlaştırır. Günlük hayatın içerisinde, dışarıda yemek yemek, bir kahve içmek, alışverişe gitmek için bile hep yanımızda birileri olsun istiyorsak bu bizim hayatımızı zorlaştırır ve diğer insanların gözünde her zaman muhtaç bir algıya sebep olabilir. Diğer insanlarla zaman geçirmek güzeldir, ama yalnızlığın tadını çıkarmak da başkadır ve insana güçlü hissettirir.

Haberin Devamı

Son olarak söylemek istediğim şeyse, eleştiriler karşısında yıkılmak. Evet, kimse eleştiri duymak istemez, ama hayatın gerçeğidir, bazı insanlar biz ne yaparsak yapalım bizi eleştirecektir. Burada eleştirinin canınızı sıkıyor olması normal, ama her eleştiriyi ciddiye almak, her olumsuz ifadeye cevap vermek zorunda hissetmek insanların bize gösterdiği saygıyı olumsuz etkileyebilir. İnsanlar bazen öylesine konuşur. Her söylenene cevap vermek zorunda değilsin.

Bu söylediklerim ışığında kendi hayatına farklı bir gözle bakmanı dilerim.

Kendine iyi davran, görüşmek üzere...