Bilic’in eseri!

22 Ekim 2013

Rizespor, öyle sıradan bir ekip asla değil... Onca eksiğine karşın içerde, dışarda, tüm oyun şablonu galibiyet üzerine kurulu.
Savunmasına asla yaslanmıyor. İlk yarıda Beşiktaş’a tam dört pozisyon vermesi de bunun en büyük göstergesidir. İşin özeti, Rizespor hem oyunu güzelleştirmek, hem de puan ya da puanlar almak için mücadele ediyor. Bu felsefeyi takımına monte eden Rıza Çalımbay hocamızı kutluyoruz, ama savunmasına da mutlaka çeki-düzen vermesi şart. Aksi taktirde Rize’nin bu zorlu kulvarda çok canı yanar, bizden söylemesi.
Örnek dünkü maç... Valla, Rize yatsın - kalksın o sayısız fırsatları beceriksizce gole çeviremeyen başta Almeida (2) olmak üzere, Veli, Gökhan Töre ve Necip’e dua etsin. Hele hele Almeida’nın atamadığı iki yüzde yüzlük fırsat var ki, vay anam, vay! O fırsatlar gollere dönüşse, Rize, tarihi fark yerdi hocam fark! Her maçta şans hep sizden yana olmaz sevgili Rıza hocam!
Bilic’i sürekli eleştirdiğim için dostlar bana kızıyorlar! Kişilere önyargılı değilim... Beşiktaş’taki eksiklikleri - sıkıntıları, gelecekle ilgili kaygılarımızı dile getirmenin neresi yanlış acaba? Biz ne dedik, ‘Aman haaaa (dörtte-dört) hiç kimseyi yanıltmasın, umutlandırmasın’...

Yazının Devamı

Teşekkürler Fatih Terim

16 Ekim 2013

Vallahi pes güzel adamlar! Canlarımız, ciğerlerimiz, tamam oynadığınız takım Hollanda, eyvallah, buna lafımız yok... Oyun kurgunuza, taktiğinize, kazanma hırsınıza da (Takım savunması hariç) şapka çıkarıyoruz.
Peki, güzel adamlar, böylesi güçlü bir takım karşısında o kaçırdıklarınıza ne demeli?
Gol umudumuz Burak Yılmaz, iki net pozisyonda elin - ayağına dolaştı! Bize de tribünde oturduğumuz sandalyeden yere düşmek kaldı!
Ya Umut? Umudumuza da bir haller olmuş, müsait pozisyonda topu auta gönderdi. Hadi, Arda’nın pozisyonu su götürür, iki kişinin markajında kaldı, çaresizdi. Yine Arda bir pozisyonda topa vurmak yerine, arka direkte bekleyen Burak Yılmaz’a çıkarsa, belki de rakibin direnişini kıracak golü bulabilirdik, o da olmadı, bizim de içimiz yandı, kendi kendimizi dövdük!
Valla yediğimiz golü ne siz sorun, ne biz söyleyelim! O bilinen duran top, Türk futbolunun, yıllardır çözülemeyen kronikleşmiş hastalığı. Robben’in o uzaklıktan vurduğu top direkt kalemize giriyorsa, varın siz düşünün! Savunma bloğu ailece hatalı. Volkan mı? Tecrübesine, kalitesine asla yakışmadı! Niye mi? Çıkardığın kritik pozisyonlara bakın, ne demek istediğimizi anlarsınız!
Robben’in duran

Yazının Devamı

Maçın adamı Özkalfa!

6 Ekim 2013

Futbolda başarıyı yakalamak istiyorsanız, rebaket ortamını yaratmak zorundasınız. Kadroda ‘devamlılık’ bu işin olmazsa, olmazıdır, buna karşı değiliz.
Ne var ki, Beşiktaş’ın şu ana kadar 11 hazırlık, 2 Avrupa Kupası ve 7’si lig olmak üzere toplam 20 maç oynadığını hatırlatmak da yarar var. Kartal’daki bu sürpriz düşüşün temelinde bizce ‘yorgunluk’ en büyük faktördür. Neticede futbolcu robot değil, böylesi maç trafiğinde bazı oyuncularda formsuzluklar, fiziksel yorgunluklar kaçınılmazdır.Yedeklere şans vererek, onların motivasyonunu sağlamak şarttır.
Örneğin Gökhan Töre... Yeteneği su götürmez. Ancak son maçlarda performansının çok uzağında. Topu çok seviyor, ama kontrol etmekte zorlanıyor! Sadece o mu? Olcay’a da nazar değmiş. O yere - göğe sığdıramadığımız Olcay’ın yerinde yeller esiyor! Yük, tamamen Fernandes’in üzerinde. O oynarsa, takım oynuyor.. O topu kapacak, o adam eksiltecek, o asist yapacak, takım galip gelecek.Ömer’in attığı gole bakın, anlayın. Ya o da olmazsa? Artı Fernandes’in orta alanda yükünü biraz olsun hafifleten Atiba, joker gibi. Bir orta sahada, bir savunmanın solunda.
Antalya’da bozguna uğrayan Kartal, bu kez Eskişehirspor, karşısında ayağını yere

Yazının Devamı

Savunma ve Tolga!

1 Ekim 2013

Beşiktaş, dörtte-dört yaptı ya, herkes havaya girdi! Yönetimi, hocası, futbolcusu, taraftarı, şampiyonluk şarkıları bestelemeye başladılar.Ancak bu oyunun sürpizlere açık olduğunu unuttular!
Kazandığı maçlar sonrası Beşiktaş’a yorumlarımda hep temkinli yaklaştım, bu serinin kimseyi kandırmaması gerektiğini savundum durdum... Tezlerimi de açık - açık ortaya koydum.
Çünkü Beşiktaş kazandığı maçlarda, dört takımdan çok ciddi bir ‘direniş’ görmedi...Yani, Kartal’ı bu dört maçta testten geçirmenin doğru olmadığına işaret ettik.
Görünen, köy kılavuz istemez... Yarım kalan derbide Kartal’ın ortaya koyduğu ‘korkak’ oyun, bizim tezlerimizi doğrular nitelikteydi. Galatasaray’ın ligimizin en güçlü kadrosuna sahip olduğunu kim inkar edebilir?
Efendim, diyorlar ki, olaylı derbi, Kartal’ın ayarını bozdu! Valla hiç katılmıyorum...Tam tersi, o maç Beşiktaş’ın kadrosunun bu maratonda şampiyonluk ipini göğüsleyecek güce sahip olmadığının en büyük göstergesiydi bizce.
Hadi, o Galatasaray... Peki, yenildiğiniz takım Antalyaspor... Altı hafta sonra ilk galibiyetini aldı... Yani, önüne gelen Antalya’yı ya yeniyor, ya beraber kalıyor. Peki, koca Beşiktaş’ın Antalya’ya yenilmesi büyüklüğüyle

Yazının Devamı

Apoletlerini sökemezsiniz

26 Eylül 2013

Fatih Terim’in avukatı değiliz. Ne var ki ortada bir ‘itibarsızlaştırma’ varsa ki, var, o zaman burada duracaksınız!
Yok Fatih Hoca, Başkan’ın telefonlarına çıkmamış, yok efendim 2 yıllık sözleşme ona gönderilmiş, imzalamamış. Hatta, federasyonla 4 yıllık sözleşme yapmış, elini güçlendirmiş, bu yüzden kimseye pas vermiyormuş, kafa tutuyormuş!
Hep mış, hep muş... Benim tanıdığım 40 yıllık Fatih Hoca, kurumun başında bulunan başkanlara saygısızlık edecek birisi değildir. İddialar bana çok komik geliyor... Diyorlar ki, Başkan, Terim’i aramış, SMS atmış, o geri dönmemiş. Yahu arkadaşlar, koca bir kulübün başkanı, Fatih Terim’e ulaşamıyorsa, o kulübü nasıl yönetir?
Bitmedi... Diyorlar ki, yönetim Fatih Hoca’ya 2 yıllık sözleşme göndermiş, güya o da imzalamamış!
Bakın, Terim’e ulaşmış bir sözleşme yok. Ne yani ortada olmayan hayali bir sözleşmeyi mi imzalayacak Fatih Hoca! Komiksiniz valla...
Diyorlar ki telefonu aranmış, kapalı olduğu için mesaj atılmış, bu da yalan! Telefonu 4 gün boyunca kapalıydı, doğru. Ne yapsın? Takımı Real Madrid bozgunu yaşamış, göbek atacak hali yok. Başkan’ın niyeti varsa, Terim’in çevresinde bir sürü çalışan var, onları arar, bulur. Yoook,

Yazının Devamı

Eserinizle gurur duyun!

23 Eylül 2013

Gözlerime inanamadım!
Tüylerim diken - diken oldu!
Arkadaşlar, neticede bu bir oyun...
Kazanırsınız, kaybedersiniz, bu asla dünyanın sonu değil...
Kaldı ki, Beşiktaş ligde dolu - dizgin gidiyor...
Dört maç kazanmış, derbiyi kaybetmesine sadece bir dakika kalmış.
Olsun, Beşiktaş yenilsin, ne fark eder...

Yazının Devamı

Orta sahanın zaferi

16 Eylül 2013

Kazanan hep haklıdır... 4’te dört yapıyorsa, öyle kılı - kırk yarmanın anlamı yok. Ligin başında zirve adına müthiş bir avantajı yakalamışsa ki, yakaladı, Beşiktaş övgüyü fazlasıyla hakediyor. Bu övgüleri yazmak için tam tamına üç hafta bekledik...
Niye mi?
Trabzon, Erciyes ve G.Antep, galibiyetleri bizi yanıltabilirdi. Çünkü üç takım da Beşiktaş’a zorluk çıkaracak formda asla değildi.
Yani bu üç maçta Kartal’ı kantara koyup, test etmek, geleceğe dönük öngörülerde bulunmak ancak falcılık olurdu. Bursa, hiçbir takım için asla kolay deplasman olmadı... Bunu geçmişte de gördük, bugün de. İşin özeti, Bursa’dan öyle elini - kolunu sallayarak üç puanla çıkmak zorlukların en büyüğüdür. Efendim, Daum Beşiktaş’ın eski hocası ya, maç önü yorumlarında bunun Kartal adına dezavantaj olduğu yazıldı, çizildi.
Evet, Daum iyi hoca, başarıları da hala belleklerde... Ne var ki, onun Türkiye’den uzun süre ayrı olduğunu da anımsatalım.
Bu da onun en büyük handikapı!
Neyse ki, bu zorlu maç öncesinde Ramon Motta transferi gerçekleşti de, Kartal’da taşlar yerine oturdu. Öyle savunmanın soluna çakma oyuncu yaratmak, bu oyuna uymaz!

Yazının Devamı

Herkes haddini bilecek

9 Eylül 2013

Ülkemizden biraz uzaktayız. Bükreş'te, Romanya maçı öncesinde biz de kampa girdik. Uzakta olmamıza karşın, spor gündemine de bir o kadar yakınız.

Fatih Terim'i eleştirmek öyle sanıldığı kadar kolay değil. Onu tenkit ederken, bir gün düşüneceksiniz. Bir gerçek var ki, Mustafa Denizli ve Fatih Terim, bu ülkenin en 'elit' hocalarıdır.Yılların bilgi birikimi var, omuzlarındaki apoletler başarı yıldızlarıyla dolu.Tabii ki, değerli yerli hocalarımız da yok değil. Onlar sakın ola ki, alınmasın. Dileriz bu ikiliyi zorlayacak isimler ortaya çıkar, biz de onları alkışlarız, baş tacı yaparız.

Gelelim asıl konumuza... Andorra maçı öncesi ve sonrasında Fatih Terim'in çok gergin olduğu gözümüzden kaçmadı. Düşünün Andorra'yı farklı yendik, ancak hocanın yüzünden düşen bin parça! Sanırsınız ki, Türkiye beş gol yemiş!

Terim'in yeniden ay-yıldızlı kadroya dönüşü bazı kesimlerde rahatsızlık yaratmış, belli. Vay efendim "Türkiye'de başka hoca yok mu?" diye ayağa kalkanlar var! Bakın arkadaşlar, Fatih hocaya bu görev teklif edilmiş, adam ne yapsın, "Hayır" mı desin? Diyelim ki, Terim kabul etmedi, teklifi geri çevirdi. Bu kez o bilinen kesimler Terim'i, "Vay milli görevden kaçılır mı?" diye

Yazının Devamı