Selam okuyucu,
Sana, bana, bize iyi olmaya geldim.
Hepimizin içinde kendinden bir şeyler bulacağını umuyorum. Çünkü umut her zaman var.
Mevcut durum çok iyi görünmüyor öyle değil mi? Yalnız değilsin. Özellikle pandemi ile birlikte en pozitif olanımız bile kendini çok iyi hissetmiyor. Ancak yeni yılla birlikte yeni defter açmaya ne dersin? Evet, Polyannacılık gibi gelebilir kulağa ama öyle değil. Bu kez değil. Bu kez kötülükleri yok saymadan kabul edeceğiz. Tüm olumsuzlukları da benimseyeceğiz. Onlar bizimle ve hayatımızın bir parçası. Mevcut olumsuz şartları değiştirmek elimizde görünmüyor. Ama sana yapabileceğimiz bir şey olduğunu söylemeliyim. Evet, doğru anladın. Yapabileceğimiz bir şey var. Hepimizin... Hazırsan başlayalım.
Öncelikle tüm korkuları, sıkıntıları, olmasını istemediğimiz ve istediğimiz her ne varsa not almakla yola koyulabiliriz. Neden bunu yapıyoruz biliyor musun? Somut olarak karşımızda görmek sorunlarla baş edebilmemizi daha da hızlandırır. Karşımızda gördüğümüzde her yendiğimiz sıkıntının üzerini daha kolay çizebiliriz.
Klasik, belki de klişe gelse de bardağın dolu tarafına odaklanmayı öğrenmemiz gerekiyor. Özellikle de böylesine zorlu bir süreçte… Hayatın her anında hiçbir zaman her şey mükemmel olmayacak. Bunu bildiğini biliyorum ama bunun kabullenmelisin de aynı zamanda. Mükemmeli aramak oldukça yorucu… Ayrıca böylesine bir arayıştayken de sahip olduğumuz ufak mutlulukları göz ardı edebiliriz. Bu da bizi umutsuzluğa ve dolayısıyla mutsuzluğa iter. Asıl istediğinin bu olmadığını biliyorum. İnan bana.
Gün içerisinde yaşadığın pek çok olay var. Özel hayatında veya iş yerinde yaşadığın farklı sıkıntılarla yüz yüzesin. Bazen kaçmak istiyorsun ama kaçamıyorsun. Ki pandemi ile birlikte birçoğumuz da evlere kapanmış durumdayız. Peki, bunu ne kadar değerlendiriyoruz. Evet, şartlar oldukça kötü görünüyor. Ancak kötülüğün içinde de bir umut bulmak mümkün müdür, ne dersin? Umut, her yerde. Baktığın, gördüğün ve hatta düşündüğün her yerde… Zorlu her süreci atlatabileceğini bilmelisin. Sorunlara süreç olarak bakarsan bunları atlatman çok daha kolay olacaktır. Asıl önemli olansa andaki mutluluğu fark etmeye çalışmakta yatıyor. Bunun içindir yazalım ve somut görelim deyişim. Canını sıkan ve seni mutlu eden, sana iyi gelen her durum ve olguyu düşünerek yola çıkmalısın. Böylece iyiyi seçmen daha da kolaylaşacaktır.
Evet, iyiyi seçmelisin, seçmeliyiz. Hepimiz biliyoruz ki hayat altın tepside sunulmuyor kimseye, gerçekten. En sunulduğunu düşündüğün kişinin dahi belirli sorunları var hayatında. Ancak unutmamalıyız ki bizi biz yapan da yaşadıklarımızdır. Yani, sorunlar da hayatlarımızı belirler. Sorunlara bakış açımız ve onları çözüm yöntemimiz. Tıkandığın noktada da destek almaktan çekinme. Bu ben de olabilirim, bir tanıdık da olabilir veya profesyonel bir destek de olabilir. Yeter ki iyileşmeyi, sorunların üstesinden gelmeyi, onlarla yaşamaya alışmayı iste. İnanıyorum ki kısa sürede çözüme ulaşacaksın.
Kendini ne kadar tanıyorsun, tanıyor musun? Kendini geliştirmeye ne kadar vakit ayırıyorsun? Hayat koşturmacası içinde kendinle ilgilenmeye vakit bulamayanlardan mısın yoksa? Her ne koşulda olursa olsun kendine vakit ayırmaya çalışmalısın. Sen iyiysen iyi olur her şey. Klişeleri kenara bırakıp yapmak istediklerine odaklanmanın vakti sence de gelmedi mi? Bir süredir ara verdiğin veya henüz başlayamadığın ve yapmak istediğin her ne varsa onları düşünmenin bir tık ötesine geçirmen çok önemli. Ders çalışırken de yazarak çalışmanın etkisi büyüktür ve ardından sesli tekrar etmenin etkisi... Kendi yapılacaklar listeni oluştur ve sonrasında bunları sesli olarak okumaya başla. Hatta ayna karşısına geç ve gözlerinin içine bakarak söyle tümünü. Kendine önce sen inan. Bu listeyi hazırlarken de çok uzak planlar yapmamaya özen göstermelisin. Önceliğin gerçekleştirebileceğin kısa vadeli olanlar olmalı. Kısadan uzuna doğru bir planlama da yapabilirsin. Gerçekleşmesi en yakın olana öncelik verdiğinde planlarını kısa sürede gerçekleştirmenin mutluluğunu da yaşarsın. Oysa zordan başlarsan gerçekleşmesi uzun sürdüğünde hüsrana uğrayıp kendini salabilirsin. Bunu önlemek için plan sıralaması önemli. Her dilde ve her sektörde kullanılan "to do list"ler için harici satılan planlayıcılar da mevcut. Tercihine göre onlardan alabilir veya kendin istediğin gibi tasarlayabilirsin. Hangisini seçersen seç bir şekilde başlamalısın. Ağır da ilerlesen bu yolda, yeter ki ilerle. Önemli olan tek seferlik büyük hamle değil; küçük de olsa etkili ve devamlı hamleler yapmaktır.
İçinden gelen başlama hissini hiç kaybetme. Önceliklerini ve isteklerini belirleyerek vakit kaybetmeden bunları gerçekleştirmeye başla. İçi boş "başarabilirsin"ler yok. Gerçekten isteyip sıkı çalıştıkça başarabilirsin. Bunun için çalışmanın ne kadar önemli olduğunu kendine devamlı olarak hatırlat. Daha iyi odaklanmanı sağlayacaksa eğer günlük görebileceğin yerlere kendine küçük motive edici notlar bırakabilirsin. Bazen bunları görmek mutlu eder. En iyi öğrenme yollarından biri görsel hafızadır. İsteğine ulaşman için öğrenmen gerekenleri görselleştirerek aklında kalıcı olmasını sağlayabilirsin. İhtiyacına göre işitsel çalışmalara da yönelmen yardımcı olabilir. Senin için en doğru ve etkili çalışma şeklini belirleyerek kendini geliştirmeye başlayabilirsin. Böylece yavaş ve emin adımlarla ilerlediğin yolda her gün bilgilerine yenilerini katarak hedefine ulaşırsın.
Öncelikle planların, hedeflerin ve ulaşmak istediğin nokta her ne ise bunları yazıya ve şablona dökerek kendine çalışma stili belirleyerek işe başlayabilirsin. Sonrasında düzenli çalışma ile bir bir hedeflerini gerçekleştirmen mümkün. Bu yolda ben sana güveniyorum, sen de kendine güven ve başla. Eminim gerçekten istersen tüm isteklerini gerçekleştirebileceksin.
Sevgiyle kal.
Empati, günümüzde hayatlarda sıklıkla yer verilen bir kelime olmasına rağmen aynı zamanda yapımında da en çok zorlanılan durumdur. Öncelikle empatinin kelime anlamını öğrenerek kavram açıklamasına başlayabiliriz.
Empati Nedir?
Türk Dil Kurumuna göre empati, Fransızca kökenli bir kelime olmakla birlikte ruh bilimi olarak geçiyor. Kelime anlamı ise "duygudaşlık". Peki, nedir bu duygudaş olma durumu? Duygudaş, karşındaki kişiyle aynı duyguları paylaşmak; kendi duygularının aynısını karşı tarafta da görmektir. Örnekle; bir konu hakkında sahip olduğun fikri başkalarıyla paylaştığında aldığın geri dönüşler, seninle karşı tarafın duygu durumunun örtüşüp örtüşmediğinin analizidir. Aynı fikirdeyseniz duygudaş, diğer bir anlamla empati kurmuş olursunuz.
Empati, başkalarının bizim hakkımızda ve bizim de başkaları hakkında yaptığımız ve hissettiğimiz duygu durumu olarak da tanımlanabilir. “Empati yapın lütfen”, “Hiç empati yapmıyorsun” gibi söylemleri hiç duydunuz mu? Bu cümleler, ortamda empatinin olmadığı ve olması için çabalandığının göstergesidir. Yaşamdaki tam karşılığı ise anlayışlı olmak olarak da çevrilebilir. Size birisi bir konuda fikrini paylaşıyorsa veya yaptığı şeyleri anlatıyorsa sizden ters tepki görmek yerine sizin ona empati ile yaklaşmanızı, yani onu anlamanızı bekler. Kendinizden pay biçin. Siz de aynısını düşünmez misiniz? Herkes kendi görüşünün kabul edilmesini ister. Maalesef bu durum mümkün değildir. Görüşlerinizi paylaştığınız tüm kişiler sizinle aynı düşünemez. Ama empati denilen şey, özünde anlayış ve anlamadır. Kimse kimseyi beğenmek, sevmek, onaylamak zorunda değil; saygı duymak zorundadır. Bu ikisinin karıştırıldığı ortamlarda kaos oluşabilir.
Yeni yıl geldi! Yeni yıl ile birlikte yeni dilekler de bizimle! Peki ne dileyeceksin? Dünya barışı?
Evet, dünya barışı; dilekler sorulduğunda pekçok kişinin cevabı oluyor. Tabii kalabalık ortamlarda... Oysa her kişinin kendine özel dilekleri daima vardır. Bu yeni yıl, sana istediğin ne varsa onu getirsin!
Yeni yıldan en büyük dileğimiz "sağlıklı olmak" ve sonra "daha başarılı olmak" olsun. Her şeyin başının sağlık olduğunu unutmamalısın. Sağlık olduktan sonra gerisi de rahatlıkla gelecektir.
Daha başarılı olabilmek için ne yapmak gerekir?
Hayat sürprizlerle dolu…
Nerede, ne zaman, kimin başına ne geleceği hiçbir zaman belli olmaz.
Benim bunları söylüyor oluşum da bir sürpriz, sizin bunları takip ediyor oluşunuz da…
Nerede ne yaşayacağınız da bir sürpriz, ne zaman ne diyeceğiniz de…
Peki, bu hayatta her şey sürprizse nasıl yaklaşmak gerekir?
Şöyle ki her zaman planlı yaklaşmakta tabii ki de yarar var. Siz bir plan tutturun kendinize o plana göre ilerleyin, daha sonra ‘sürprizlere karşı yönetimi nasıl sağlayabilirim?’i de öyle düşünürüz…
Planlarınız her zaman olsun. Ne yapmak istiyorsanız, nereye gitmek istiyorsanız, hangi işte ne şekilde, ne pozisyonlarda çalışmak istiyorsanız veya kiminle birlikte olmak istiyorsanız bunların hepsi aklınızda olsun; olsun ki ne yapacağınızı rahatlıkla bilebilesiniz.
Çalışmaktan asla vazgeçmeyin!
Herkesin kendine notları vardır. Planları vardır. Bir türlü gerçekleştirmeye fırsat bulunmayan... Kendi listeni hazırla. Değişim başlıyor!
Kendine güven.
Pozitif ol.
İstediklerin gerçekleşecek buna inan.
Çalış, çabala ve sabret. Bolca sabret. İstediklerin hemen olmayacak,
Huzur aradığın yerde başarı da öyle...
Her şey sende, içinde gizli...
Bir şey olduysa da senden, olmadıysa da... Kulak ver kendine.
Çık dışarı, doğaya karış...
Rüzgar savursun saçlarını, işlesin iyice yüzüne ve tüm tenine...
Hisset...
Sessizliğin sesini dinle, doğayı dinle... Sana anlattığı bir şeyler olacak, fark edeceksin...
Yenilen.