Kitaplara, filmlere, hatta müzikallere ve sergilere konu oldu Vogue’un efsane yayın yönetmeni Anna Wintour. Şimdi de moda tarihinde defilelerin önemini küratörlüğünü de üstlendiği “Vogue: Podyumu Keşfetmek” adlı sergiyle anlatıyor.
Chanel ve Fendi gibi çok güçlü bir Fransız ve İtalyan markasını yıllarca yöneten Karl Lagerfeld’in en büyük başarısı bu değildi. En büyük başarısı kendisiydi, kendi kendini ikonlaştırmayı başarması, hatta bununla zaman zaman dalga da geçmesiydi. “Kendi kendimin karikatürüyüm, bir maskeyle yaşıyorum, Venedik Karnavalı benim için sürekli devam ediyor” diye anlatıyordu. Uluslararası moda dünyasında Karl Lagerfeld gibi kendi kendini karikatürleştiren bir ikon daha var: Anna Wintour.
Amerikan Vogue dergisinin efsane yayın yönetmeni Anna Wintour’u tüm moda dünyası yere göğe koyamazken onun için moda tasarımcısı Azzedine Alaia, “İyi bir iş kadını ama modayı bilmiyor, kendi giydiklerine bakınca zevk sahibi olmadığı belli oluyor zaten. Moda tarihinde kim
İngiliz Moda Konseyi, bir kez daha moda ve eğlence dünyasından ünlü isimleri pazartesi akşamı Royal Albert Hall’da bir araya getirerek tüm dünyanın gözlerini Londra’ya çevirmeyi başardı.
Top modeller, tasarımcılar, ünlü konuklar ve aralarında Rihanna-A$AP Rocky, Ellie Goulding, Rita Ora, Pamela Anderson’ın da bulunduğu yıldızlar Moda Ödülleri’nde buluştu.
Modanın Oscar’ları olarak tanınan The Fashion Awards’un 2024 adayları arasında geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye kökenli iki isim dikkat çekiyordu: Dilara Fındıkoğlu ve Erdem.
Törenin sunuculuğunu bir kez daha Love Island’ın sunucusu Maya Jama ve müzisyen Kojey Radical üstlendi.
En iyi tasarımcı ödülünü geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Jonathan Anderson kazandı, JW Anderson ve Loewe markalarıyla.
Amerikalı moda tasarımcısı Tom Ford, bu yılın üstün başarı ödülüne layık görüldü.
“Londra’da diğer şehirlerden daha uzun süre yaşadım. ‘90’lı yıllarda Gucci tasarım stüdyosuna taşındım ve kendi markamı ku
“ABD’de, Avrupa’da kimsenin medya sanatını sanat mı değil mi diye tartıştığını göremezsiniz. Türkiye’de hâlâ yaptığım işin sanat olup olmadığı tartışılıyor; oysa dünyada bu tartışmalar çok geride kaldı” diye anlatıyordu Refik Anadol birkaç yıl önceki bir konuşmamızda.
Şimdi ise görüyoruz ki, artık bu tartışmalar son bulmuş.
Beğense de beğenmese de herkes Refik Anadol’un yaptıklarına saygı duyuyor.
Türk Hava Yolları’nın Refik Anadol ile yaptığı proje de önemli bir gösterge.
THY’nin Refik Anadol ile hazırladığı “Inner Portrait” eserinin Türkiye lansmanı geçen hafta AKM’de gerçekleşti.
Dört farklı kıtadan hiç seyahat etmemiş dört kişinin deneyimlerinin bir sanat eserine dönüşümünü anlatıyor belgesel.
‘Inner Portrait’ eseri 1 Aralık’a kadar AKM’de sergilenecekti, ama duyuralım, yoğun istek nedeniyle 8 Aralık’a kadar uzatıldı.
Kral Charles’ın İngiliz Kraliyet Ailesi’nin konutlarını resmettiği suluboya eserleriyle başlıyor, üvey oğlu Tom Parker Bowles’un saray mutfağını anlattığı kitabıyla devam ediyoruz. Ayrıca önümüzdeki haftanın öne çıkan uluslararası etkinliklerine de göz atıyoruz
Londra’da The King’s Foundation’dayım, Kral Charles’ın vakfı birçok yardım projesine imza atıyor. Winston Churchill’in resimlerinden sonra şimdi de Kral Charles’ın suluboya resimleri satışa çıkıyor, elde edilen gelirin tamamı hayır kurumlarına bağışlanmak üzere.
The King’s Foundation Kral Charles’ın suluboya resimlerinin reprodüksiyonlarını içeren bir hediyelik eşya koleksiyonu hazırladı. Bu özel seçki, Highgrove Malikânesi ve diğer ikonik kraliyet konutlarından manzaraları içeren sınırlı sayıda üretilen lithografları kapsıyor. Sadece 10 adet edisyon üretilen eserlerin fiyatları 2 bin 950-7 bin sterlin arasında değişiyor. Eserleri, aralarında ünlü moda yazarı Suzy Menkes’in de olduğu küçük bir gazeteci grubuyla birlikte
Geçen yıl ilk kez İstanbul Modern’in Renzo Piano imzalı yeni binasında gerçekleşen Gala Modern’e iş, sanat ve medya dünyasından 600 kişi katıldı.
Davetiyeler çıkar çıkmaz tükendi.
Çünkü amaç İstanbul Modern’in eğitim programlarına katkı sağlamaktı.
İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı o zaman şöyle anlatmıştı: “Gala Modern’i, 100. yılını coşkuyla kutladığımız Cumhuriyetimize bir armağan niteliğindeki yeni müze binamızda düzenlemekten büyük mutluluk duyuyoruz. Kültür Elçilerimizle birlikte, ilk günden bu yana hiç eksilmeyen bir heyecanla sürdürdüğümüz Gala Modern, tüm dünyadan sanatçı ve davetlilerin desteğiyle uluslararası bir kimlik kazandı. Müzemizin sergi ve eğitim programlarına katkı sağlamak amacıyla düzenlediğimiz Gala Modern ile yüzbinlerce çocuk ve gencimizi sanatla buluşturma fırsatı bulduk. Bugüne kadar İstanbul Modern’de eğitimlere katılan 900 bin çocuk ve gencimiz artık birer sanatsever olarak büyüyor; hayatlarını
BASE, tam 8 yıl önce genç sanatçılar için yeni bir fırsat olarak ortaya çıktı.
Yeni mezun sanatçıların işlerini sergilemeleri için yeni bir platform oldu.
Daha ilk yılında beş günde 10 bin kişi tarafından ziyaret edildi.
20 şehirde 31 üniversiteden 108 sanatçıya ait 116 yapıta ev sahipliği yaptı.
Aslında BASE, bir fuardan çok bir sanat buluşması.
Tüm Türkiye’nin yeni mezun olan sanatçılarını ilk kez İstanbul’da Galata Rum Okulu’nda, daha sonra ise Akaretler Sıraevler’de aynı çatı altında bir sergide buluşturdu, sonra farklı mekanlara taşındı.
Her yıl Mardin’den Antalya’ya, Batman’dan Kayseri’ye 20 şehirden, 30 üniversiteden, 100 sanatçıya ait yüzlerce yapıta ev sahipliği yaptı.
Fransa’nın önde gelen güzel sanatlar ve antika fuarı FAB Paris, 27 Kasım’a kadar yeni restore edilmiş olan Grand Palais’nin ikonik cam kubbesi altında devam ediyor.
Yıllar önce Paris Antika Bienali’ne ilk kez gittiğimde kreatif direktörü Karl Lagerfeld’di. Antika bienaline daha çok ilgi çekmek için böyle bir isimle anlaşmışlardı. Karl Lagerfeld, Grand Palais’yi masallardan fırlamış gibi bambaşka bir yere çevirmişti. Sokaklarıyla, lambalarıyla, yer taşlarını andıran halısıyla ve ortaya yerleştirilmiş dev balonla Grand Palais baştan yaratılmıştı.
O zaman Türkiye’den katılımcı yoktu ama koleksiyonerler ve tabii İznik tabakları gibi Türkiye’den giden ve Türkiyeli koleksiyonerlerin ilgisini çekecek birçok parça vardı. Ama koleksiyonerlerimizin hatırı sayılıyor ki Fransızlar her defasında bienalin tanıtımı için İstanbul’a uğruyordu. İstanbul’un yanı sıra 40 şehri daha geziyorlardı antika bienalini daha çok duyurabilmek için. Tarihlerine, değerlerine sahip çıkıyor, antika sektörünü
ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump, doktor Mehmet Öz’ü, federal sağlık hizmetleri Medicare ve Medicaid’in direktörlüğüne aday gösterdi.
Dr. Öz’ün Harvard Üniversitesi ile başlayan eğitim hayatına ve kariyerine övgüler yapan Trump, Öz’ün Amerikan sağlık sistemi içindeki birçok sorunu çözebileceğini vurguladı.
ABD’de hükümet, 2023 yılında 65 yaş üstü yaşlılara sağlık hizmetleri sunan federal sağlık sigortası Medicaid programında 860 milyar dolar, düşük gelir grubuna sağlık sigortası hizmeti veren Medicare kapsamında ise 848 milyar dolarlık harcama yapmıştı.
Şimdi ABD sağlık sisteminin bir Türk doktora emanet edileceği önemli bir gelişme.
Peki ama ABD’de Dr. Oz olarak tanınan Mehmet Öz hakkında ne biliyorsunuz?
4 saatlik kalp kapakçığı ameliyatını yeni bir teknikle 15 dakikaya indirdi.
Binlerce kalp ameliyatı yaptı.