Ankara’da 13. Türkiye Enerji Zirvesi’ndeyim. 25 ülkeden bin 500 üzerinde katılımcının olduğu 3 günlük çok kapsamlı panel ve konuşmalar sonrası ortaya çıkan sonuç şu: Türkiye, global enerji piyasası için jeopolitik olarak çok önemli.
Bunu sadece Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın ya da Türkiye enerji sektörü yöneticilerinin değil, Washington merkezli düşünce kuruluşu Atlantic Council’ın düzenlediği panelde de duyuyoruz.
Avrupa Komisyonu Eski Başkanı ve Portekiz Eski Başbakanı Jose Manuel Barroso da, Atlantic Council Yönetim Kurulu üyesi İspanya eski Dışişleri Bakanı Ana Palacio da hemfikir.
“Türkiye, Avrupa ile büyük enerji kaynakları arasında yer alan stratejik konumu ve güçlü şebeke varlığının yanı sıra bölgedeki en gelişmiş elektrik ve doğal gaz ticaret piyasası altyapısına sahip durumda. Bu durum ülkemize, bahsi geçen işbirliği ve etkileşim için çok değerli bir rol yüklemekte” diyor Türkiye Enerji Zirvesi Başkanı Mustafa Karahan açılış konuşmasında.
Bu yıl içinde bulunduğumuz durum da dikkate alınarak ‘Barış için Enerji’ teması seçilmiş. Bakan Kacır bu konuda şöyle diyor:
“Türkiye hızla değişen küresel enerji denklemini ve fırsatları doğru analiz ederek uyguladığı politikalarla riskleri avantaja çeviren bir ülke haline geldi. “Doğu-Batı ve Kuzey-Güney Enerji Koridoru” merkezinde yer alan Türkiye, yoğun enerji diplomasisiyle, kaynak ülkeleriyle tüketici arasında güvenli bir köprü vazifesi görüyor. Küresel ekonominin can damarı enerjinin tedarikini güvence altına alıyor, enerjinin küresel barışı güçlendiren bir araç olmasını sağlıyor. Türkiye Yüzyılı’nda müreffeh bir ülke inşa etmenin anahtarı olarak; başta yenilenebilir enerji kaynakları olmak üzere, alternatif enerji kaynaklarının kullanımını ülkemizde sağlamayı, bu alanlarda üretim ve teknoloji geliştirme kabiliyetlerimizi güçlendirmeyi görüyoruz.”
Zirvede, Barroso enerji arzı güvenliği ve enerji dönüşümü üzerine konuşarak başladı. Türkiye AB ilişkilerinin gelişimine ve ilerideki potansiyellerine değinen Barroso, “Barış için Enerji” temasının AB’nin temellerinde olan bir nosyon olduğunu da iletti. Bu nedenle hayatının en mutlu anlarından birinin de 2012’de AB’nin Nobel Barış Ödülü’nü kazanması olduğunu söyledi.
Zirve ana sponsoru Zorlu Enerji CEO’su Sinan Ak, Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Kıvanç Zaimler, Petrol Ofisi Grubu CEO’su Mehmet Abbasoğlu ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Kemal Bozay ilk günün açılış konuşmalarını gerçekleştirdi.
TERSANED Başkanı Samim Yazıcı Türkiye’nin Enerji Güvenliği için ‘baz yük santraller’in önemini anlattı.
Zirvenin en dikkat çekici oturumu ise Atlantic Council’ın düzenlediği ‘Enerji Jeopolitiği ve Türkiye’nin Rolü’ başlıklı paneldi. Atlantic Council Türkiye Direktörü Defne Sadıklar Arslan moderatörlüğündeki panelde Atlantic Council Yönetim Kurulu Üyesi ve İspanya Eski Dışişleri Bakanı Ana Palacio, ‘Barış için Enerji’ temasıyla ilgili konuşarak Türkiye’nin enerji anlamında da köprü görevi gördüğünü ve bu zor görevi başarıyla yerine getirdiğini belirtti.
Enerji güvenliği ve enerji dönüşümü konularının üzerinde durulduğu panelde, fosil yakıtları bırakmanın henüz yakın olmadığı da eklendi.
Türkiye’nin potansiyelinin çok yüksek olmasına rağmen bölgesel zorlukların da etkisi olduğu belirtildi.
Defne Sadıklar Arslan’ın “COP28’den ne bekliyorsunuz?” sorusuna Ana Palacio’nun cevabı kısa ve netti: “Daha çok sağduyu, daha az ideoloji”.
AB’nin Türkiye’yle iyi geçinmek zorunda olduğunu savunan Palacio, hemen arkasından da ekledi: “Avrupalılar daha az ders vermeli”.
