Daha açılalı 10 gün olmasına rağmen şehrin en çok ses getiren restoranlarından biri oldu Cecconi’s. Tepebaşı’ndaki bu İtalyan restoranıyla başlıyor, İstanbul’da yeni açılacak mekanlarla devam ediyoruz
Son zamanlarda İstanbul’da yer bulması en zor restoran Cecconi’s. Tepebaşı’nda Soho House’un yanında yeni açılan bu İtalyan restoranı, Soho House Grubu’na ait ama üyelik gerektirmiyor.
Her yurt dışından gelen iyi markaya olduğu gibi Cecconi’s’e de müthiş bir ilgi gösterdik daha açıldığı günden itibaren. Aslında restoranı bizim için daha cazip hale getiren eski yazlık bahçeleri andıran dekoru. Hiç yabancılık çekmeyeceğiniz, son derece rahat bir ortamı var. Yine de herkes kapıya dönük oturmayı tercih ediyor, geleni geçeni görebilmek için.
Cecconi’s Londra’da, Los Angeles’ta ve Miami’de de var. Bizim Papermoon gibi yemeklerinde iddialı ama yemeklerinden çok, görmek ve görünmek isteyenleri
mest edecek bir kalabalığı var. Tanıdık birçok simaya rastlamak mümkün. Özellikle Londra’da o kadar süpermodel görünümlü güzel insanı bir arada görebileceğiniz sayılı yerden biri.
Profiterolü için bile gidilir
Yemekler başarılı. Özellikle siyah trüf, kabak çiçeği ve keçi peynirli pizza ve fındıklı dondurmalı profiterol. Sırf profiterol için gidilir. Bugünden itibaren pazar brunch’ları da başladı. Bu da demek oluyor ki yemekler kadar bellini ve negroni gibi kokteylleri de konuşulacak. Hatta cin, campari ve vermutla yapılan, portakal dilimiyle süslenen negroni, bu yazın
en popüler kokteyllerinden olacak.
Fiyatlara gelince, 25 liraya panzanella gibi doyurucu bir salata yiyip kafe fiyatına çıkmanız da mümkün, 90 liralık bir ıstakozlu spagetti yiyip yüklü bir hesap ödemeniz de. Seçim sizin.
Hafta içi sadece akşamları açık. Cumartesileri öğle yemeği servisi, pazarları ise
brunch servisi de var.
Pizza East 28 Mayıs’ta Akaretler’de
Akaretler’in ortasındaki dev branda dikkatinizi çekmiştir. W otelin eski girişinin olduğu yerde Soho House Grubu’na ait olan Pizza East’in ilk İstanbul şubesi açılıyor. Ne zaman mı? Bu perşembe. Pizza East hızla büyüyen bir zincir. Ciabatta hamuruyla yapılan pizzalarıyla olduğu kadar antipastileriyle de iddialı. Bakalım Akaretler’e gitmek için yeni bir neden olabilecek mi?
Pek yakında: Montreaux Jazz Cafe
Fransızrestoranı Brasserie Cognac ve İtalyan restoranı Serafina’yı Akmerkez’de açarak yeme-içme sektörüne giren Metin Şen ve ortakları, Dinesty Grup çatısı altında Türkiye’ye yeni bir marka daha getiriyor: Montreaux Jazz Cafe.
48 yıllık bu marka, tüm konser kayıtları UNESCO tarafından koruma altına alınan Montreaux Caz Festivali’nde konser aralarında, müzik severlerin bir araya gelmesi için kurulmuş. Bir kafeden çok, iyi yemek ve iyi müziğiyle biliniyor.
Londra’da Harrods, Paris’te Gare de Lyon, Cenevre, Zürih ve Abu Dabi havalimanlarında şubesi olan Montreaux Jazz Cafe çok yakında İstanbul’da açılacak. Umarım caz severler değerini bilir.
Günün açılışı:La Boom Teras
Pizzacıya da Gizli Kalsın diye bilinen küçük mekanın bu kadar popüler olacağını kimse beklemiyordu. Oysa sırrı her gece açık olması, canlı müziği ve genellikle birbirini tanıyan müşterileriydi. Şimdi ise pizzacıya kardeş bir rakip geliyor: La Boom Teras. Bu akşam bir partiyle açılıyor. Nefis manzarasıyla ve yemekleriyle pizzacının kalabalığını etkiler mi? Hiç sanmıyorum. Olsa olsa gecenin ilerleyen saatlerinde kalabalığı daha da artırır.
