Kanye’ye dur demeli mi?
Tuhaf günlerden geçiyoruz, popüler kültürde her şey birbirine girmiş durumda. Önce 24 saatliğine Instagram’da hesabı dondurulan Kanye West ile başlıyor, sonra New York’ta açılan “Anna Delvey’ye Özgürlük” sergisiyle devam ediyoruz.
Tüm dünya film izler gibi izliyor Kanye West-Kim Kardashian-Pete Davidson üçlüsünü. Her şey gerçek olamayacak kadar saçma! Evet, Kanye West’in hatırı sayılır bir hayran kitlesi var hiphop’daki başarılarından dolayı. Sonraki ABD Başkan adayı olacağını açıklaması, gospel müziğe yönelmesi ve kendini Tanrı ilan etmesine hiç girmiyoruz bile! Pet Davidson ise genç bir oyuncu, Amerika’nın önemli eğlencesi Saturday Night Live’ın yüzlerinden. Kim Kardashian ise tarihte hiçbir özelliği olmadan dünyaca ünlenen ilk insan.
Aslında bu üçlünün ilk ortak noktası 3 yıl önce Pete Davidson’ın Saturday Night Live’da yaptığı bir skeçle başlıyor. O zaman Kanye West ve Kim Kardashian evli ve mutlu, bildiğimiz kadarıyla. Kanye West bipolar kişilik bozukluğu için tedavi gördüğünü ve artık iyileştiğini açıklıyor gururla. Pete Davidson da konuyla ilgili espriler yapıyor, dozunda bırakıyor. Pete Davidson kendisinde ise borderline kişilik bozukluğu olduğu ve tedavi gördüğü konusunda son derece açık.
Klip üstüne klip
Daha sonra araya zaman giriyor, Kim Kardashian ve Kanye West ayrılıyor ve Kim Kardashian ile Pete Davidson sevgili oluyor. Bu noktada Kanye West çıldırıyor, 15.6 milyon takipçili Instagram hesabından özel mesajlaşmalarının ekran görüntülerinden ağır hakaretlere kadar getiriyor durumu. Bu arada daha da ileri gidiyor, “Eazy” şarkısına, Pete Davidson benzeri bir kişiyi gömüp mezarına çiçek dikip sularken bir klip çekiyor. Daha sonra ise aynı şarkıya ikinci klibi çekiyor, klipte Pete Davidson’ı yumrukluyor. Eleştirilere ise yanıtı basit: Her şeyi sanat için yapıyor, bu yaratıcılığını dışavurumu sadece.
Bir de sık sık her şeyi 4 çocuğunu kaybetmemek için yaptığını söylüyor. Bu arada çocuklardan en büyüğü aktif bir sosyal medya kullanıcısı. Annesi ve babası arasındaki çevrimiçi tüm şiddeti ve kavgayı görüyor. Bu durumda ne oluyor? Instagram 24 saatliğine Kanye West’in hesabını durduruyor. Bir yandan ifade özgürlüğü konusu açılıyor, bir yandan da başkalarına zarar veren özgürlüklerin de denetlenmesi gerektiği. Kim Kardashian kadar ünlü ve servet sahibi bir kadın bile tüm dünyanın gözleri önünde psikolojik şiddete maruz kalıyor ve bu durumda hiçbir şey yapamıyor.
Bu arada Pete Davidson ise henüz duruşunu bozmuyor, Kim Kardashian dövmesi yaptırarak yarayı biraz kaşımak dışında. Tabii bir de Jeff Bezos ile uzay yolculuğu planlarını atlamamak lazım. İşte sadece isimleri alt alta koyunca bile gerçek üstü olan hikâyenin artık iyice seviyesi düşmüş korkunç hali.
Şimdi Instagram, Kanye West’in hesabını sadece 24 saat kısıtlasa ne yazar? Kanye West’in yakın çevresinin ve ekibinin bir an önce onu iyileştirmeye çalışması gerekiyor, iyileşene kadar da sosyal medyadan uzak tutması şart.
Anna’ya özgürlük çağrısı
Anna Delvey belgeselini izleyenler ya da hikâyesini okuyanlar biliyor: 25 yaşındaki Anna, New York’un önde gelenlerini Soho House’un sanat ağırlıklı hali olarak anlattığı bir üyelik kulübü kurmak için kandırıyor. Hatta finansçıları bile ikna ediyor. Kendisine sahte varis kimliği yaratan Anna Sorokin mahkeme sırasında salonun resimlerini çiziyor. Daha sonra da hapishanede resim yapmaya devam ediyor. Bunu duyan bir sanatçı ve küratör Anna’ya ulaşıyor ve ona sergi yapmak istiyor. Sanatçı ve küratör Alfredo Martinez, daha önce sahte Basquiat resimleri satmaktan hapse girmiş ve cezasını çekmiş. Hapisteki günlerini verimli geçirmiş ve hatta hapishanede yaptığı resimlerden biri bugün New York Museum of Modern Art koleksiyonunda. Şimdi Martinez, Armie Hammer’ın kendisine gönderdiği özel mesajları NFT’ye çevirerek satan sanatçı Julia Morrison ile birlikte sanatçıları bir araya getirerek Anna’ya destek olmak için bir sergi açıyor.
17 Mart’ta New York’ta başlayan “Free Anna Delvey” (Anna’ya Özgürlük) sergisi, 176 Delancey Street’te 24 Mart’a kadar devam edecek. Aralarında Jeffrey Epstein’in eski sevgilisi Rina Oh gibi, “Erkek egemen sanat dünyasında öne çıkmak için kadınların erkekleri kullanmasının normal ve tam bir New York davranışı” olduğunu savunan ilginç sanatçılar da var.
Fan kulübü çoktan oluştu
Serginin gelirinin bir kısmı Anna’ya gidecek. Sergide Anna’nın kendi yaptığı “Send Bitcoin” başlıklı resim de satılacak. Resimde Anna arkası dönük bilgisayar başında oturuyor; hapishane çorapları, T by Alexander Wang elbisesi ve Agent Provocateur üst ve aksesuarlar diye işaret ettiği kelepçelerle. Hayranlarından gelen e-mailleri okuyor, “Bir şeye ihtiyacın olursa bana haber ver” yazan e-maile, Anna’nın cevabı da net: “Send Bitcoin” (Bitcoin gönder). Artık gerçekle sahte, doğruyla yalan iç içe geçmiş durumda. Anna’nın sanat kulübü hayali bir nebze de olsa şimdi gerçekleşiyor. Ve doğrusu bu sergi sayesinde olmasa bile Anna’nın büyük bir fan kulübü çoktan oluştu bile. Anna’nın solo sergisinin ise mart sonu nisan başında New York’ta açılması planlanıyor.