Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Bodrum sezonu uzamalı” diye yıllardır konuşuyoruz. Önce pandeminin de etkisiyle kışı Bodrum’da geçirenler çoğaldı, şimdi ise Maça Kızı’nın kışlık versiyonu ve sürprizli programlarının da eklenmesiyle önemli bir adım atıldı.

Her şehir insanının zaman zaman isteğiydi, hayatının bir döneminde bir sahil kasabasına yerleşmek. Bazıları için sadece ütopik bir hayal, bazıları içinse gerçekten yapılabilecek bir şeydi. Pandemi nedeniyle düşündüğümüzden çok daha fazla kişi kışın İstanbul’dan kaçtı, kışı Bodrum’da geçirenlerin sayısı bir anda çok arttı. Maça Kızı’nın yaratıcısı Sahir Erozan da ilk defa tüm kışı Bodrum’da geçirdi ve Bodrum’un aslında kışın da ne kadar güzel olduğunu bizzat yaşayınca bunu değerlendirmeye karar verdi. Maça Kızı’nda yaşanan; başrolünde kadın şefler, sanatçılar ve DJ’lerin yer aldığı sürpriz hafta sonu da bunun başlangıcı oldu. Türkiye’nin önde gelen kadın şefleri Maça Kızı’nda buluştu, birlikte menüler hazırladı. Kim mi bu şefler: Şemsa Denizsel, Damla Uğurtaş Özay, Müge Ergül Karaca, Çiğdem Seferoğlu, Zeynep Pamirtan, Pınar Taşdemir, Burçak Kazdal, Seray Öztürk ve Sara Tabrizi. Ayrıca sağlıklı yaşam meraklılarının yakından takip ettiği şef Bruna Emer de bu yıldızlar kadrosuna eşlik etti ve hatta bir de yemek dersi verdi. Böylece Maça Kızı, gastronomide kadınları kutlayarak aynı zamanda çok da önemli bir başlangıç yaptı.

Haberin Devamı

Bodrum şehirleşirken

Uzun yıllardır konuşulur, Bodrum’un turizm sezonunu uzatmak, hatta 12 aya yaymak gerektiği. Evet, Bodrum artık hayallerdeki sahil kasabasından çok uzak, şehirleşmeye yakın. Tabii bunun da eksileri, artıları var. Eksiler uzun bir liste yapıyor, artılara gelince en başta hastaneler yer alıyor. Pandemi döneminde son yıllarda açılan hastaneler çok hayat kurtardı, hatta Kovid-19 aşılarını bile birçok kişi büyük şehirler yerine Bodrum’daki hastanelerde yaptırdı.

Bodrum ilginç bir yer, her şeye rağmen her koyunun farklı özellikleriyle çok farklı kitlelere hitap edebiliyor. Bir yanda hâlâ bozulmayan Türkbükü, bir yanda şehir hayatını sevenlere Yalıkavak Marina ve çevresi, bir yanda da şehir hayatıyla doğal hayatı birleştirmeyi başaran ve nispeten daha sakin kalan Bitez… Ve tabii her yıl yeni eklenen otel ve ev projeleri…

Haberin Devamı

Burnundan kıl aldırmayan yabancılar bile Bodrum’u öve öve bitiremiyor. Fransa’nın eski cumhurbaşkanı Valery Giscard d’Estaing’in oğlu, Fransız tatil köyü zinciri Club Med’in CEO’su Henri Giscard d’Estaing, dünyanın her yerine tatile gidebilecekken ailesiyle tatil için Bodrum’u seçmesini, “Bodrum’un dünyada güçlü bir repütasyonu var. St. Tropez’yle mukayese ediliyor. Tarih, kültür mirası, doğal güzellik, gece hayatı çok önemli. Bodrum ideal bir kombinasyon” demişti röportajımızda. Ardından da eklemişti: “Fransa’daki Côte d’Azur’la karşılaştırınca Côte d’Azur’da insan eli değmemiş yer bulmak neredeyse mümkün değil. Her yer betonlaşmış. Bodrum’daysa kıyıdan giderken çok kısa bir süre sonra tamamen çevrenin korunduğu ormanlık alanlar görüyorsunuz.”

Tabii Bodrum’un geçmişini bilenlerin çevrenin korunduğu konusunda aynı şeyleri düşünmesi mümkün değil, bu kadar bitmeyen inşaat arasında.

Haberin Devamı

Otantik olmak

Geçen yaz Bodrum’da Maldivler etkisi yaratmak için sahiline beyaz kum görünümlü mermer tozu dökmeye çalışan otelleri dehşetle gördük. Global yayınlar Türkiye’nin doğal güzelliklerinden övgüyle bahsederken biz yıllarca Bodrum’u St. Tropez’ye benzettik. Oysa Bodrum Türkiye’nin başka birçok tatil yeri gibi çok güzel. Yurt dışındaki tatil yerlerine benzetmeye çalışmak yerine, önemli olan otantik kalmak ve Bodrum’un Ege kasabası halini koruyabilmek. Evet, Bodrum’da büyük altyapı sorunları var; elektrik, su, hatta internet bağlantısı yetmiyor yaz kalabalığına. Zaman zaman trafik kilitleniyor, yollar bile yetersiz kalıyor. Ama altyapı güçlendirilirken şehirleşme olmamalı, Bodrum’un orijinal hali korunmalı. Elbette, Bodrum’a uluslararası markaların da yatırım yapması güzel, ama doğrusu diğer yazlık destinasyonlardan farklılaşmak için asıl önemli olan lokal markaların uluslararası bilinirliği.

Maça Kızı’nın farkı

İşte söz konusu Bodrum yeme-içme-eğlence hayatı olunca Maça Kızı’nın bu konuda rakibi yok. Aslında Bodrum’u uluslararası arenada ilk tanıtan Maça Kızı oldu. Ahmet Ertegün’ün dünyaca ünlü misafirlerini Bodrum’daki evinde ağırlamasıyla başlayan üst düzey yabancı kitlenin Bodrum’a gelmesini Sahir Erozan’ın Maça Kızı sağladı. Zaten asıl değişim Maça Kızı’nın Türkbükü’ndeki şimdiki yerine taşınmasıyla başladı. Hâlâ lahmacun fiyatı tartışılırken, Maça Kızı, Türk turizmi için önemli bir öncü rol üstlendi; dünyanın farklı şehirlerinde yaptıkları partiler de Bodrum’a getirdikleri fikir liderleri de bunda etkili oldu. “Bodrum’a LifeCo’ya detoksa kaçıp, sonra da kendimi Maça Kızı’nda yemekle ödüllendiriyorum” diye boşuna anlata anlata bitiremiyor önemli yabancı isimler. Evet, sadece Kate Moss ve arkadaşları tarafından değil, yurt dışında birçok isim tarafından çok seviliyor Bodrum’un uluslararası olmayı başarmış 2 yerli markası. O yüzden Maça Kızı’nın şimdi Villa Maça Kızı’yla da beraber Bodrum’u kışın da popüler bir destinasyon haline getirme çabası önemli.

Bodrum sezonu şimdiye kadar çoktan uzamalıydı, neyse ki böyle bir öncü olduktan sonra devamı gelir.