Nupera’nın yeni yıldızı Pop’un açılışından Istanbul Doors Group’un kurucularının
yeni şirketi ve Londra’daki yeni restoranlarına geçiyoruz. Sonra da Reina’nın geleceğini masaya yatırıyoruz
Hande Ataizi, Meltem Cumbul, Derin Mermerci-Cem Aydın, Levent-Bülent Büyükuğur, Can Ateş, İzzet-Celal Çapa, Cem Mirap, Ferit Sarper, Alp Nuhoğlu, Banu Bora-Tayfun Mumcu, Hakan Ezer, Tanem Sivar, Deniz Marşan, Barbaros Altuğ, Elif Cığızoğlu, Özge Ulusoy, Melisa Mızraklı... Herkes perşembe gecesi Nupera’da yeni açılan Pop’taydı. Pop, Nupera’nın arkadaki küçük odası ama kalabalığı avluya hatta Auf’a kadar taştı. Bu arada söylemeden geçmeyelim, sigara içmek için artık avluya çıkılabiliyor. Karda kışta kapının önüne çıkma işkencesi olmayacak.
Açılışta iki ortak da heyecanlıydı. “Tolga Sezgin ve Can Soylu’nun farklı çevreleri bir araya gelince nasıl olacak?” diye günler öncesinden konuşmalar başlamıştı. Gördük ki tam da istendiği gibi oldu. Tolga Sezgin “Locanız hazır, size mekanı gezdireyim” esprileriyle güldürdü. Bu arada Tolga’yı ve tabii kalabalığı gören “Efsane geri döndü” dedi. Can Soylu ise her zamanki gibi cool’du. Belli ki Lastik Pabuç’un gece hayatı eylemleri sürecek.
Gelelim gece boyunca en çok ne konuşulduğuna. “Herkes ne kadar açmış gece gezmeye” diyordu Elif Mısırlı. “Gece hayatına 20 senemi verdim” diyen Ali Muştu, “Gece hayatı artık keçiboynuzu gibi, ne kadar çiğnersen çiğne çok tat alamıyorsun” diyordu. Vogue ekibi tam kadro oradaydı. Cuma akşamki glam-disco partilerini ve dans etmeyi ne kadar özlediklerini anlatıyorlardı. Malum, artık gece çıkmayı ve en çok da dans etmeyi özleyenler gidecek yer kalmadığından şikayetçi. Pop tam zamanında açıldı diye boşuna sevinmedik.
Evet, açılış gecesinde herkes oradaydı. “Peki ama bu kalabalık devam eder mi?” diye konuşuldu uzun süre. Sonuç: Eder! Çünkü uzun zamandır İstanbul gece hayatı bitmiş durumda ve gerçekten de gece kuşları gezmeye ve eğlenmeye aç.
Doors’u sattılar, yeni şirket kurdular
Pop’ta karşılaştığım Levent Büyükuğur’a “Var mı yeni yerler?” diyecek oldum, “Bizim mi, İstanbul Doors’un mu?” cevabını aldım. Neyse ki hemen arkasından açıklama yaptı, yeni bir şirket kurduk diye.
Bu aşamada bir hatırlatma yapalım. Levent Büyükuğur, İstanbul Doors Group’un kurucularından. Yatırımcı fon International Restaurant Group’a ait yüzde 38.5 hisselerinin Doğuş Grubu’na (d.ream) satılacağı konuşulurken geçen yıl tam da bu zamanlarda yüzde 74.25’lik hisselerini Doğuş Grubu’na sattılar. Hâlâ yönetim kurulundalar. Ama artık Anjelique, Da Mario, Vogue, Kitchenette, Zuma başta olmak üzere bütün İstanbul Doors işletmeleri birer d.ream işletmesi olmuş durumda.
Anlaşmaları gereği belli bir süre başka yer açmaları mümkün değil. Ama bu kural sadece Türkiye’de geçerli. Yurt dışında başka iş yapmalarına engel değil. İşte o yüzden şimdi Levent-Rıza-Bülent Büyükuğur ve Berk Ekşioğlu, Good Food Society’yi Londra’da kurdular. Bir de International Restaurant Group adlı yatırımcı fonda birlikte çalıştıkları yabancı bir ortakları var. Önce bir İtalyan restoranı açacaklar. Nisan ayına yetiştirmeyi planlıyorlar. Mayfair civarlarında yer bakıyorlar.
Bu arada yine Levent Büyükuğur’dan öğreniyorum, Londra Kitchenette bu hafta itibariyle Chelsea’de açılmış.
Zorlu Center’daki Tom’s Kitchen ise haftaya açılıyor. Her şey hazırmış, altyapı eksiklikleri tamamlanıyormuş. “Fiyatlar nasıl olacak?” diye soruyorum. “Bütün malzemeler organik, maliyet yüksek” diyor Levent Büyükuğur. Ardından da ekliyor: “Jamie’s Italian’dan daha yüksek, Parle’den daha düşük olacak fiyatlar.”
Yurt dışından onlarca
yeme-içme markası Türkiye’ye fahiş fiyatlarla gelirken
sonunda Türkiye’den de işletmelerin yurt dışına açılması sevindirici bir gelişme. Büyükuğurların ve Ekşioğlu’nun Londra’daki yeni şirketi sırf
bu yüzden bile çok önemli.
Reina teorileri
Konu gece hayatı olunca sıra ister istemez Reina’nın geleceğine geliyor. Malum, Kuruçeşme’deki arazinin sahibi Ferit Şahenk 10 yıllık kiracısı Reina’yı bu yıl kontratının sona ermesiyle çıkarmaya hazırlanıyor.
Bu durumda Reina’nın kapanması ya da taşınması söz konusu.
Gece hayatı duayenleri “Ferit Şahenk haklı, böyle bir yeri varken ve artık yeme-içme sektörüne girmiş ve bu kadar büyümüşken tabii ki kendi yerini kullanmak isteyecek” diyor. Gece kuşları ise “Reina artık bir klasik, İstanbul’un turizmine bile katkısı var. Bu kadar yıllık bir mekan kapanmamalı” diyor.
Bir diğer gece kuşu “Bir şey olmaz, Reina, Sortie’nin yerine taşınır, devam eder” diyor. Derken tecrübe konuşuyor, “Ben Ferit Şahenk’in yerinde olsam Reina markasını da alır, içine kendi restoranlarımı açardım” diyor.
Evet, mal sahibi Ferit Şahenk de, Reina’nın sahibi Mehmet Koçarslan da haklı. Ortada dünyanın hiçbir yerinde olmayan olağanüstü bir yer var. Reina markası ve Ali Ünal faktörüyle Nusr-et, Zuma, Da Mario, Vogue gibi d.ream markaları birleşse gerçekten de adı üstünde, rüya gibi bir yer olur.