Michelle Obama’dan hayat dersleri
2018’de yazdığı “Becoming” ile bir yıldız haline geldi Michelle Obama. İlk kitapta kendi hikâyesini anlatıyordu, şimdi ise ikinci kitabı “The Light We Carry” ile karşımızda, bir kişisel gelişim gurusu olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Eşinden daha ön plana çıkması aslında tam 4 yıl önce başladı. Avrupa’dan ABD’ye şehir şehir geziyor, biletleri satışa çıkar çıkmaz saniyeler içinde tükeniyor, turneye çıkmış rock starlar gibi büyük bir coşkuyla karşılanıyordu. Üstelik bir müzisyen ya da film yıldızı da değildi. Yine de stadyumlarda sahneye çıkıyor ve tribünlere oynuyordu. Michelle Obama’dan söz ediyorum, “Becoming” adlı kitabı için dünyayı geziyordu.
Amerikan tarihine birçok moda tasarımcısı da kazandırdı Obama, Beyaz Saray’daki first lady’lik görevi süresince özellikle kendilerini tanıtma şansı bulamayan moda tasarımcılarını destekleyerek. Daha sonra ise ilk kitap turnesinde New York’ta Sarah Jessica Parker ile sahneye çıktı ve ilk defa “Sex and The City”deki Carrie rolüyle ayakkabı tutkusunu eşleştiren Sarah Jessica Parker’ın ayakkabılarını da gölgede bıraktı. Michelle Obama, 4 bin dolar etiketli Balenciaga marka dizüstü pırıltılı yanardöner çizmeleriyle ben buradayım diye bağırıyordu. Birçok kadının bedava verseniz giymeyeceği/giyemeyeceği çizmeler moda otoriteleri tarafından da beğenilmedi. Ama yine de bir çift çizmeye büyük bir anlam yüklendi; artık canı ne isterse onu yapabildiğinin mesajını veriyordu denildi. Michelle Obama son iki yıldır “Becoming” (Benim Hikâyem) adlı, pek çok dile çevrilen kitabının tanıtımı için sadece ABD’yi değil, dünyayı da gezdi; kalabalık izleyici önünde farklı isimlere sahnede canlı röportajlar verdi. Kitabın Türkçesi Pınar Kür tercümesiyle yayınlandı.
Şikago’da kısıtlı imkânlarla başlayan bir hayattan dünyanın en güçlü kişileriyle aynı sofraları paylaşmaya uzanan hikâyesini samimiyetle anlatıyor. Öz güveninin tamamen ailesinin ona verdiği sevgi ve söz hakkından ve kendi içinden geldiğini anlatıyor: “Görünmez hissetmeyi bırakın, dünyanın eşit olmasını bekleyecek vaktimiz yok, siz kendinizi görünür yapın” diyor. Lise yıllarında öğretmenlerinin, “Biraz fazla uçuyorsun, daha gerçekçi olmalısın” demesine aldırmıyor ve “Onlar yanıldı, ben Princeton’a da, daha sonra Harvard’a da girdim” diyor. Önemli bir hukuk bürosunda işe başlıyor ve Barack Obama ile tanışıyor.
Oyun saati ve Gizli Servis
Michelle Obama anılarında eşinin hızlı siyasi kariyeriyle işi ve ailesi arasındaki dengeyi kurmaya çabaladığı evliliğinin ilk yıllarını da anlatıyor. İki dönem başkanlık eden eşi Barack Obama’nın seçim kampanyası sırasında kendisinin çok eleştirilmesini, eleştiriler üzerine spontane konuşmayı bıraktığını ve önceden yazılmış metinlere sadık kaldığını da itiraf ediyor.
Obama, yaşadığı zorlukları ve mücadelesini anılarında son derece içten ve samimi anlatıyor; ama ilk kitabını okuyanlar biliyor, Nadia Hallgren imzalı belgesel böyle içten ve detaylı değil. Aksine daha çok kitap tanıtım turuna odaklanıyor. Obama takipçileri, özellikle de anılarını okuyanlar, “bu belgesel kesinlikle daha iyi yapılabilirdi” diye düşünüyor.
Şimdi ise Michelle Obama, Viking tarafından yayımlanan yeni kitabı “The Light We Carry: Overcoming In Uncertain Times” (Taşıdığımız Işık: Belirsiz Zamanların Üstesinden Gelmek) ile karşımızda. Bu kitapta hayat dersleri ön planda. Yeterince iyi olmadığımızı sürekli söyleyen bir dünyada gelişmek için bir manifesto diye özetliyorlar kitabı. Bu kitap, tam da “Becoming”e verilen büyük kişisel tepkiden doğmuş, stadyum olaylarını takip eden küçük toplantılardan da tavsiye için doğrudan ona yazan kadınlardan da etkilenmiş. Michelle Obama’nın Beyaz Saray’a ilk taşındıklarında küçük kızı Sasha’ya bir sınıf arkadaşıyla okul sonrası oyun saati düzenlemesinin bir anda Gizli Servis ve çocuğun annesi için nasıl bir kâbusa dönüştüğünü de anlatıyor. Kendi yaşadığı adaptasyon sorununu ve kendisini Beyaz Saray’da ilk siyahi first lady olarak ne kadar yalnız hissettiğini de…Şimdiye kadar 17 milyondan fazla satan “Becoming” nasıl Michelle Obama’nın hayat hikâyesi ise “Taşıdığımız Işık: Belirsiz Zamanların Üstesinden Gelmek” de o hayatın derslerini içeriyor. Akışın önemi, kişinin iç eleştirmeninden kaçma, korkuyu yönetmek ve ortaya çıkmak, inancın önemi, dostluk ve ortaklık, ebeveynlik üzerine farklı bölümler var kitapta.
Pandemi sırasında, daha önceki meşguliyet kalkanı ortadan kalktığı için “düşük dereceli” bir depresyon dönemi geçirdiğini de anlatıyor. Bu kitapta kendine özgü yalnızlığı ve yaşadığı zorluklar konusunda çok net. Okumakta fayda var.
5 öneri:
1 - Küçük düşünmek, büyük şeylerde size yardımcı olabilir. Michelle Obama, 2016 seçimlerinden ve sonraki yıllarda yaşanan bölünme ve ırkçı gerilimlerden sonra ne kadar moralinin bozulduğunu yazıyor. Bu süreçte örgü örmeyi öğrendiğini ve örgü örmenin onu ne kadar rahatlattığını anlatıyor.
2 - Bazı korkuların üstesinden gelinemez, ama onlara rağmen yolumuza devam edebiliriz. Korkma demek yerine korkuyla akıllıca başa çıkmayı öğrenme, sinirlerinizin sizi durdurmak yerine size rehberlik etmesine izin vermenin bir yolunu bulmayı anlatıyor. “Korktuğumuz şeylerden kaçınmak bizi sınırlıyor” diyor. “Ebeveynliğimize korkunun hâkim olmasına izin verirsek, çocuklarımızı da sınırlarız ve aslında onların yeterlilik hissetmelerini de engelleriz” diyor.
3 - Zor olabilir, ancak “kendinizi diğer insanların aynalarından çıkarmak” önemlidir. Lisedeki rehberlik öğretmeninin, Princeton Üniversitesi’ne gitme hayalini unutması gerektiğini söylediğinde sırf onu yanıltmak için daha da motive olduğunu anlatıyor.
4 - “Mutfak masanızı ihmal etmeyin. Hayatı yalnızlaştırmayın” diyor Michelle Obama. Mutfak masası dediği, tüm filtrelerinizden birlikte arındığınız yakın arkadaşlar. “Gerçek arkadaşlarım makyajsız nasıl göründüğümü biliyor, ama daha da önemlisi, benim en gerçek duygularımı, en gerçek benliğimi biliyorlar ve ben de onlarınkini biliyorum” diyor.
5 - “Nazik başlamak önemlidir” diyor Obama: “İçinizdeki eleştirmeni dışarıda bırakmak ve memnuniyetinizi ön plana çıkarmak için kendinize nazik olun ve bunun için kendi yolunuzu bulun” diye ekliyor.