BİR yıl önce bugün yapılan yerel seçimde iktidar partisi AKP, yurt genelinde başarılı olurken, İzmir ve Ege’de umduğunu bulamadı...
Pek çok yerde hüsrana uğradı.
Buna karşın CHP ve MHP büyük başarı elde etti.
CHP, İzmir’de büyükşehir belediyesinin yanı sıra 30 ilçede başkanlığı kazanmayı hedefledi.
İki fireyle (Bayındır ve Tire) bu hedefe yaklaştı.
“İşimiz İzmir, Gücümüz İzmir” sloganıyla iş başına gelen Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun geçen bir yıl içinde dişe dokunur icraatları ne yazıkki bir elin beş parmağını geçmiyor.
Bir yıl boyunca yine metroyla yattık, metroyla kalktık.
Zaten Başkan Kocaoğlu da “Uykuda bile metroyu hesaplıyorum” diye boşuna söylemedi ya...
Kamu İhale Kurumu’nun iptal kararları, verilen sözlerin tutulmasını engelledi.
Kocaoğlu, geçen bir yılda metronun dışında başka konularla da gündeme geldi.
Örneğin; 84 kişilik İzmir Ekonomik Koordinasyon Kurulu ile Kültür Çalıştayı gibi organizasyonlarla dikkati çekti.
Ortak akıl konusunda önemli bir adım attı.
Gelelim ilçe belediyelere...
Geçen bir yılda yaptıkları olumlu ya da olumsuz icraatlarla ismi öne çıkan ilçe belediye başkanları şunlar:
Hakan Tartan (Konak), butik müze projeleri, kadın ve gençlere yönelik çalışmaların yanı sıra sanatsal etkinliklerle adından söz ettirdi.
Tunç Soyer (Seferihisar), ilçesine Türkiye’nin ilk “Yavaş Şehir” unvanını kazandırdı, adını dünyaya duyurdu.
Hasan Karabağ (Bayraklı), yeni belediye olmasına karşın deprem etüd merkezi, kent yenileme ve temiz sokak kampanyasıyla dikkat çekti.
Mehmet Gönenç (Bergama), turizm ve tanıtım alanındaki çalışmalarla öne çıktı.
Cevat Durak (Karşıyaka), özellikle işten çıkardığı Kent A.Ş. işçileri yüzünden başı ağrıdı. Eğlence mekanlarına getirdiği kısıtlamayla sık sık medyada yer aldı.
Ercan Tatı (Buca), genellikle tartışma ve kavgalarla gündeme geldi. Ekonomik sıkıntıların dayanılmaz hafifliği içinde kıvranan kimi belediye başkanları günü kurtarmaya, kimisi ise yılın yorgunluğunu Brezilya’da “samba” yaparak çıkarmaya çalıştılar. Bu nedenle de vasatın üstüne çıkamadılar.
Siyasette ‘vefa’ ve ‘ yokum’lar
ÖNCE Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, sonra da Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan “Dört yıl sonra yokum” dedi.
Kocaoğlu’nun bir süredir yakın çevresine “kubbede hoş sada bırakıp gitme zamanı” değerlendirmeleri yaptığı biliniyor.
Aslında değerli gazeteci ağabeyimiz Hamdi Türkmen’in de dediği gibi; “yöneticiler için iki dönem yeterli”.
Sonrası ise başarısızlık, dağınıklık, kadrolarda başıbozukluk ve halktan kopma...
Ancak Konak’ta kentin vizyonunu Avrupa standartlarına taşıyan Tartan’ın “veda”sı için erken değil mi?
Milletvekilliğinde “iki dönem çizgisi” tutturan Tartan için bir dönem daha gerekmez mi?
Bu konuda yorum yapmak istemiyor, “Söyleyeceğimi söyledim” diyor.
Onun, hafta içinde Milliyet Ege’deki açıklamasını okuyanlar, yerel seçimler öncesindeki “dik duruş”unu hatırlıyor.
Adı o dönemde Büyükşehir adayları arasında anılan Tartan, siyasette az rastlanır bir “saygı ve vefa örneği” sergileyerek “Eğer Sayın Aziz Kocaoğlu aday olursa aday olmam. Bir dönem daha Başkanlık O’nun hakkıdır” demişti.
Tartan’ın o sözleri de epey tartışılmıştı.
Tartan o zaman da dediğini yaptı ve Aziz Bey aday olunca aday olmadı, destek verdi.
Evet...
Tartan’ın “4 yıl sonra yokum” şeklindeki sözleri çok tartışılacak.
Ama...
Burada asıl önemli olan Kocaoğlu’nun bu süreçteki tavrı...
AKP İl Başkanı Ömür Kabak’a “Aday maday değilim” dedikten sonra, birlikte yemek yediği hanım gazetecilere “Eğer kafamı kızdırırlarsa tekrar aday olurum” şeklinde açıklama yapması, kafaları karıştırdı.
Yani...
Başkan Kocaoğlu, dört yıl sonra “Tamam mı yoksa devam mı?” diyecek belli değil.
Belli olan tek bir şey var.
O da “Vefanın sadece İstanbul’da bir semt adı olmadığıdır.”
ÖZLÜ-YORUM
Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır.
Bertrand Russel