Çağlayan Bilgen

Çağlayan Bilgen

caglayan.bilgen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ASLINDA, kimi yazarlar gibi “Ben demiştim”, “Ben yazmıştım” demeyi hiç sevmem...
Ancak...
CHP İzmir örgütünde yaşanan ‘gergin’ kongreler nedeniyle hafta içinde sohbet ettiğim partili bir büyüğüm “Sen falcı mısın, partide olacakları nereden biliyorsun?” dedi ve bana beş ay önce yazdığım bir yazıyı anımsattı.
Ben de “Hayır falcı değilim. Ama, CHP’de olup bitenleri bilmek için falcı olmaya gerek yok. Çünkü, görünen köy kılavuz istemez” dedim.
Gerçekten de CHP’de delege seçimleri ve ardından yapılan ilçe kongrelerinde yaşananlar...
Hepsini tek tek yazmaya gerek yok sanırım...
Ama...
Geçen yıl 12 Ekim’de ne yazmışım onu hatırlayalım isterseniz.
* * *
CHP’nin seçim falı!
CHP’DE kongre takvimi belli oldu.
Yine...
Bildik, klasik oyunlar sahnelenmeye başladı.
16 Ekim’de üye listeleri ilçelerde askıya çıkacak.
22 Ekim’e kadar askıda kalacak.
Bu süre içinde listelere yine itirazlar olacak.
Çünkü...
Yine, naylon üye iddiaları yapılacak...
31 Ekim’de itirazlar karara bağlanacak.
Kasımda ilçe delegeleri seçilecek.
Yine, sahte delege iddiaları ortaya atılacak...
Aralık ve Ocak’ta ilçe kongreleri yapılacak.
Şubat veya Mart aylarında ise il başkanı seçilecek.
Yine, itirazlar olacak...
Mahkemelere gidilecek.
Yine, ilçe ya da il başkanlığına kayyumlar atanacak...
Kurultay yapılacak.
Yine, Baykal ve hemen hemen aynı isimler seçilecek...
Yine, genel seçim yapılacak...
Ve yine...
....
Not: Umarım yanılırım!
* * *
Nitekim, Buca ve Konak kongrelerinin yargıya taşınması...
Bornova ve Çiğli kongresinde çıkan kavgalar...
Yani...
Beş ay önce yazılanlar gerçek oldu...
Neyse...
Bu yaşananlar daha çok parti üyelerini ilgilendiriyor.
Sokaktaki vatandaş, daha çok partinin söylemi ve eylemiyle ilgileniyor.
İktidara geldiği zaman “Bana aş, iş verecek mi?” ona bakıyor.
Şimdi gelelim il kongresine...
Yavaş yavaş adaylar ortaya çıkmaya başladı...
Mevcut İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu adaylığını ilk açıklayan isim oldu...
Nalbantoğlu, Baykal’dan ‘işaret’ aldı mı bilmiyorum?
Ama...
Sevgili Nalbantoğlu’nun Baykal’a rağmen “Ben adayım” diyerek ortaya çıkacağını hiç sanmıyorum.
Eğer, öyle ise tıpkı daha önce Ekrem Bulgun-Selçuk Ayhan yarışına benzer bir seçim yaşanabilir.
Gerçi, il başkanlığına aday olacak isim, Baykal’ın önermesinin yanı sıra, milletvekillerinin, belediye başkanlarının ve ilçe başkanlarının önemli bölümünün ‘hayır’ demeyeceği bir kişinin olacağı kesin...
Bu isim ise CHP İzmir örgütünde vardır.


Kalkan’ın bonservisi
İZMİR Ticaret Odası Meclis Başkanı Necip Kalkan, renkli kişiliği ve hoş sohbetiyle dikkat çeker.
Kalkan’ın aklı fikri daha şimdiden milletvekilliğinde ve olası TBMM Başkanlığı’nda...
Nitekim Kalkan, bu konuda her zaman şöyle diyor:
“Eğer TBMM başkanlığı yapmadan, o tokmağı elime almadan ölürsem, gözüm açık gider. Bir gün mutlaka o tokmağı elime alacağım.”
Necip Bey, bu arzusuna yapılacak ilk seçimde erebilecek mi?
Önceki seçimler sırasında her fırsatta “Bonservisim elimde” diyen Kalkan, bu kez boservisini sağlam bir ele teslim ettiğini söylüyor.
Kalkan’ın bonservisini verdiği kişi hem ‘demir’ hem de ‘taş’ gibi...
Bakalım Kalkan, önümüzdeki seçimde hangi partiden aday olacak?
Hep birlikte göreceğiz.


Darbe ne zaman ?
ÇEŞİT çeşit açılım ve saçılımların yapıldığı, “seç - beğen - al” türünden darbe senaryolarının yazıldığı ‘canım ülkemde’ yaşananlara akıl - sır erdirmek mümkün değil.
İşsiz ordusuna her geçen gün yeni bir ‘alay’, yeni bir ‘tümen’ eklenirken, ülke yeneticileri “Her üniversite mezununa iş vermek zorunda değiliz” diyebiliyor.
Siftahsız kepenk kapatan esnaf inim inim inlerken yine birileri çıkıyor ve “Artık bakkal devri kapandı” diyerek binlerce bakkalı yok sayabiliyor.
Tıpkı zor durumda olan üreticiye “Ananı da al git” dediği gibi...
Neyse...
Darbe-marbe çığırtkanlığı yapıladırsun, asıl darbeyi halk yapacak gibi görünüyor.
Yani...
Eğer işçi, memur, emekli, esnaf, çiftçi, kısacası iktidardan şikayetçi olan herkes “ah elim kırılsaydı da oy vermeseydim” demek istemiyorsa, sandık önüne geldiği zaman oyunu o bilinçle verdiği takdirde, asıl darbe o zaman olacaktır.
Yoksa, gerisi lâf-ı güzaf...