BAŞBAKAN, sendikacılara ve kendisine muhalefet yapan herkese ağzına geleni söylüyor. Bağırıyor, hakaret ediyor, tersliyor. Argo konuşuyor.
Peki muhalefet geri kalıyor mu?
Adı üstünde ‘muhalefet’...
Onlar da ağzına geleni söylüyor.
Bir büyükşehir belediye başkanı, il başkanına, belediye meclis üyesine ağza alınmayacak sözler sarfediyor.
Gerçi büyükşehir belediye başkanı, daha sonra söylediği sözlerin yanlışlığını farkedip özür diliyor. (Ama il başkanından henüz özür dilemedi)
Aslında, topluma örnek olması gereken bu kişilerin ağzından çıkanları, kulakları duymalı.
Yani...
İmam-cemaat misali...
Bizi yönetenler böyle küfürbaz olursa, sokaktaki vatandaş dünden küfürbaz olur.
Çocuklar ve gençler tabii birbirine karşı hoşgörüsüz davranır, küfür eder.
Üniversitelerde tabii çatışma çıkar.
Büyüklerin küçüklere sevgisi, küçüklerin büyüklere saygısı tabii kalmaz. Son yıllarda toplumda küfürbazlık, madrabazlık ve düzenbazlık aldı başını gidiyor.
Yani...
Çıkarını hileli yollardan sağlayanların, yalancıların, dolandırıcıların, üçkağıtçıların ve sahtekarların sayısı giderek artıyor.
İhale ve iş takipçiliği, emek harcamadan kazanç sağlama, avantacılık en çok rağbet edilen meslekler haline geldi.
Özellikle, siyasette bu yöntemleri kullananlar oldukça fazlalaştı...
Bu kişilerin kimler olduğunu siz benden daha iyi biliyorsunuz.
Şimdi tek tek yazmaya kalksak, sayfalar yetmez.
Zaten onlar da kendilerini çok iyi biliyor.
Arsız, yüzsüz ve her devrin adamı oldukları için bukalemun gibi davranıyorlar.
Madrabazlık ve düzenbazlık çarkından nemalanan kimi vatandaşlar da ne yazık ki bu tür insanlara prim veriyor, peşlerinden gidiyor.
Sonra da birbirimize, “Ne olacak bu memleketin hali?” diye soruyoruz.
Oysa...
Bırakalım birbirimize memleketin halini sormayı da kendi halimize dönüp, şöyle bir bakalım..
Çünkü...
Biz böyle küfürbaz, düzenbaz ve madrabazlara destek verdikçe, “Ne olacak bu memleketin hali?” demeye devam ederiz.
Ve bir arpa boyu yol gidemeyiz.
O halde, küfürbaz, madrabaz ve düzenbazların gerçek yüzlerini ortaya çıkaralım.
Düzenbazlıklarını, madrabazlıklarını, küfürbazlıklarını yüzlerine vuralım.
İşte halkın son eğilimi
CHP’nin İzmir’de hiç eseri yok mu?
AKP İzmir İl Başkanı Aydın Şengül, geçtiğimiz günlerde Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu ve CHP’yi adeta topa tuttu.
İzmir’in beş yılına yazık olduğunu iddia eden Şengül, “Bir beş yıl daha İzmir’in bunları (CHP’lileri kastediyor) sırtında taşımaya tahammülü yok. Kendi rant kavgalarından İzmir’e hizmet etmiyorlar. İzmir’e ne verdiniz? İzmirliler’in ‘bu da onların eseriydi’ diyebilecekleri hangi eseri bıraktınız? AKP hükümeti tarafından yapılan TOKİ evleri, barajlar, çevre yolları, hastaneler KÖYDES ve BELDES projelerine karşılık siz ne verdiniz?
İzmir’in ulaşım sorununu çözecek olan Aliağa-Menderes raylı sistemi projesi, Mart 2008 sonunda hizmete açılması gerekirken sizlerin sorumsuzluğu yüzünden ne hale geldi.
Bu projeyi de UNIVERSIADE’da olduğu gibi yüzünüze gözünüze bulaştırdınız” dedi.
Aradan bir hafta geçmesine karşın ne Büyükşehir Belediyesi’nden, ne de CHP örgütünden, AKP İl Başkanı Şengül’e yanıt verildi.
Kimseden ‘tık’ çıkmadı.
İktidar partisinin bu iddialarına muhatap olanların sessiz kalmasını doğrusu çok yadırgadım.
Yoksa ‘sükut ikrardan gelir’ sözü, bu olay için mi söylenmiş?