YÜKSEK Seçim Kurulu, illerin nüfusuna göre milletvekili sayılarını yeniden düzenledi.
Buna göre İstanbul’un milletvekili sayısı 70’den 84’e, Ankara’nınki 29’dan 31’e, İzmir’inki ise 24’ten 26’ya çıktı.
Ayrıca Bursa’nın 16’dan 17’ye, Diyarbakır’ın 10’dan 11’e, Gaziantep’in 10’dan 12’ye, Kayseri’nin 8’den 9’a, Kocaeli’nin 9’dan 11’e, Sakarya’nın 6’dan 7’ye, Tekirdağ’ın 5’den 6’ya, Van’ın 7’den 8’e ve Şırnak’ın 3’ten 4’e yükseldi.
25 ilin vekil sayısı ise azaldı.
Ama...
Toplam vekil sayısı değişmedi.
Yani...
550 vekilli meclise devam.
Vekil sayısı 550 olmasına karşın, toplam 587 dokunulmazlık dosyasının bulunması ise tam bir ‘utanç’ vesilesi...
Örneğin; sadece 19 BDP’li milletvekiline ait 383 dosya bulunuyor.
73 AKP’li vekile ait tam 120 dokunulmazlık dosyası var.
CHP’li vekillerin 57, MHP’lilerin ise 24 dokunulmazlık dosyası bulunuyor.
3 dosya ise bağımsız milletvekillerine ait.
Olağan şüpheli haline getirilen TSK ve kuşatma altındaki yargıda yaşananları “Normalleşme”, olarak gösterip “demokrasi havariliğine soyunanlar” dokunulmazlık zırhını üzerlerinden çıkarmak istemiyor.
Oysa... Toplumun hemen her kesiminde “Temiz toplum, dürüst siyaset özlemi” var...
“Demokratik ve temiz bir Türkiye için” milletvekili dokunulmazlığı mutlaka kaldırılmalıdır.
Nitekim, bu konuda “ıslak imzalı” kampanyalardan sonra şimdi de sanal alemde kampanyalar düzenlenmeye başladı.
www.dokunulmazligahayır. com adlı internet sitesine girerek “Biz aşağıda imzası bulunan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, cumhurbaşkanı, başbakan, milletvekili ve bürokrat dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istiyoruz. Kendine güvenen dokunulmazlık zırhını kaldırır, güvenmeyen ise dokunulmazlık zırhına sığınmaya devam eder. Ak olan dokunulmazlığını kaldırır ve yargı önünde hesap verir. Kara olan ise dokunulmazlık zırhına sığınır. Dokunulmazlık kalksın, temiz siyasetin yolu açılsın” diyerek “Dokunulmazlıklar kaldırılmasına” destek verebilirsiniz.
Verin ki; yaklaşan genel seçimde TBMM’ye dokunabileceğiz vekillerin girmesinin önü açılsın.
CHP’de ‘silgi’ siyaseti!
CHP İzmir İl Kongresi’nde yeterli imzayı bulamadığı için aday olamayan Gaziemir İlçe Başkanı Yüksel Demirsoy’u ziyaret eden Ekrem Bulgun, “Artık kafamda olanları sildim. Her zaman ileriye bakarım. Asla yaşananlarla, geride kalan olaylarla ilgilenmeyeceğim” demiş.
Ekrem Bey’in bu sözünü tutacağından adım kadar eminim.
Çünkü...
Silme konusunda oldukça deneyimli.
Ne de olsa, yönetim kurulu ve kurultay delegesi listeleri hazırlanırken başta kadınlar olmak üzere pek çok ismi ‘silip’ yerine yenisini onlar yazmadı mı?
Keyfi zamlara, yargı tokatı!
İZMİR’DE geçen yıl aralık ayında ESHOT, ulaşım zammını iptal eden mahkeme kararını, sadece bir gün uygulamış ve yeniden zam yapmıştı.
Aynı şekilde Ankara’da da ulaşım zammı mahkemece durdurulmasına karşın, ertesi gün zamlı tarifeye geçilmişti.
Ama...
Ankara’daki Tüketici Hakları Derneği yeni bir dava açarak Melih Gökçek’in damarına basacak bir karar çıkarttı.
Ankara 2. İdare Mahkemesi, 2005’ten itibaren geçerli olan ulaşım zammını iptal etti. 8 Mart gününden itibaren altı yıl öncesinin tarifesine dönülmesi kararını verdi.
Ankaralılar, bu sayede toplu ulaşım araçlarına beş gün boyunca altı yıl öncesinin fiyatlarıyla bindi.
Yani...
1.85 TL yerine, 0.9 TL ödedi.
Bu karara başta AKP’li Belediye Başkanı Melih Gökçek, özel halk otobüsü ve dolmuş sahipleri ile Başbakan Erdoğan çok kızdı.
Dolmuşlar sefere çıkmadı.
Belediye, otobüs sefer sayısını azalttı.
Başbakan, halkın yerine belediyenin avukatlığını yaptı, yargıya yüklendi.
Aynı gün Danıştay, idare mahkemesinin kararını iptal etti ve tekrar yeni tarifeye dönüldü.
Tüketici Hakları Derneği yöneticileri, her yolcunun 5 yıl boyunca ortalama olarak fazladan 2 bin lira ödeme yaptığını ve istedikleri takdirde bu parayı geri alabileceğini belirterek, “Dava açmak isteyene yardımcı olacağız” diye çağrı yaptı.
Şimdi kaç kişi dava açar ve geçmiş beş yılın parasını geri alır bilmiyorum...
Ama...
Benzer bir dava şu anda hem İstanbul’da hem de İzmir’de görülüyor.
Eğer, İstanbul ve İzmir’de de Ankara’daki gibi bir karar çıkarsa, “Yandı gülüm keten helva!”
İzmir’de açılan dava geçen yıl haziranda yapılan yüzde 50’yi bulan ulaşım zamlarına yönelik.
O davadan Ankara’dakine benzer bir karar çıkar mı?
Neden çıkmasın?
Nitekim, su zammına yapılan itirazda benzer bir karar çıktı.
İzmirliden alınan fazla su bedelleri bu aydan itibaren ödenmeye başlandı.
Üç ay boyunca su faturaları 10’ar TL eksik ödenecek.
Bütçesinden aylık 10 TL fazla ödeme yapan İzmirliler, benzer bir kararın ulaşımda da alınması halinde “Ben yaptım oldu” zihniyetindeki yöneticilere sert bir tokat vurmuş olacak.