"Ey 77 yıl sonra / mısralarını / mikrofonlarla haykıracak şair/
Ey 21. asrın mühendis bestekârı"
diye seslenmişti 80 yıl önce Nâzım Hikmet:
"Ben / size / 1923 senesinde yazdım bu şiiri...
Biz proleter şairleri / elimizde badana fırçaları, önümüzde kovalar/
Amele kahvelerine destan / kızıl bayraklara şiar / fabrika duvarlarına ilan yazıyorduk. /
Size istismarsız, / burjuvasız, hükümdarsız / bir cemiyet veren sınıfımızın / sesi sıtma görmemiş çığırtkanlarıydık".
***
Yarın büyük şairin 40. ölüm yıldönümü...
Her ne kadar, elindeki badana fırçalarını önündeki boyalara batırıp amele kahvelerine destan, kızıl bayraklara şiar, fabrika duvarlarına ilan yazanlar, istismarsız, burjuvasız, hükümdarsız bir cemiyet devredemediyseler de 21. yüzyıla...
...onların şairinin mısraları, ulu meydanlarda mikrofonlarla haykırılıyor bugün...
Ve "21. asrın bestekârı", bir mühendis titizliğiyle besteliyor onun şiirini... 77 yıllık bir vasiyeti yerine getirircesine...
Yeni çağın kapısını "sol anahtarı"yla açıyor.
***
Gerçi herkesin teslim etmesi gerek, onu notalarla buluşturan türküler oldu ilkin...
70’lerde Zülfü Livaneli’nin türküleriyle dillere yerleşti Nâzım...
Livaneli’nin, geçenlerde CD olarak yeniden basılan "Nâzım Türküsü"nü ezberleyerek yetişti bir nesil...
Ve bu yıl 31 yaşında bir besteci, 100. doğum yıldönümünde onu yepyeni tınılarla, seslerle, notalarla yorumladı.
Kültür Bakanlığı’nın desteğiyle gerçekleştirilen Fazıl Say’ın "Nâzım"ı nihayet İmaj tarafından yayımlandı.
Albüm, Fazıl’ın "Batı tekniğiyle yazılmış bir Türk ağıtı" diye tanımladığı bestesini, Genco Erkal’ın, Sertab Erener’in, bariton Tuncer Tarcan’ın sesi ile buluşturuyor ve Nâzım’ın bir düşünü gerçekleştiriyor.
Naci Özgüç yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın gümbürdeyen davullarına, kükreyen trompetlerine eşlik eden TRT Ankara Radyosu Korosu ile Kültür Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu, Fazıl’ın deyimiyle "insanlığın örgütlü seslenişi"ne dönüşüyor, feryatlar, isyanlar, çığlıklarla...
***
Son olarak çok özendiğim bir ayrıntının altını çizeyim:
Albümün içindeki broşürde "besteci"nin Nâzım’ı nasıl yansıttığını yorumlayan bir yazı var.
Yorumun altında da iki harf:
A.S.
"Ahmet Say", "hükümdarsız bir cemiyet" ideali uğruna Nâzım okudu, bastı diye nice acılar çekmiş, hapisler yatmış bir neslin temsilcisi...
Ve "21. asrın bestekârı"nın babası...
Daha büyük mutluluk olur mu?
Eline sağlık Fazıl!..
***
TOPLU TEŞEKKüR:
Nicedir ertelediğim bir demet teşekkür borcumu bir arada ödemek istiyorum bugün:
Son bir ayda bu köşeyi övgü sözcükleriyle ödüllendiren Ankara Hukuk, Gazi ve Hacettepe, Konya Selçuk, İstanbul Boğaziçi üniversitelerine, "Türkçeyi en iyi kullanan yazar" ödülünden ötürü Karaman Valiliği jürisine, "Televizyonun 25 yılında İz Bırakanlar" ödülünden ötürü Radyo - Televizyon Gazetecileri Derneği’ne ve Rotaract’lara Can’dan teşekkür ediyorum.Layık olmaya çalışacağım.
