Ne kampanyaların gümbürtüsü, ne göz alıcı afişler, ne sürpriz çıkışlar... Mitinglerin, TV tartışmalarının, polemiklerin, parti şarkılarının da eski tadı yok.Neredeyse "apolitik" diyebileceğimiz bir politik ortam var. Önceki seçimleri bilenler farkındadır; sandığa bir hafta kaldı, lakin hala seçim havası yok ortada... Kötü kampanya Bir yanda, lideri deterjandan farklı görmeyen imaj mühendislerinin 30 model bir propaganda tekniğini, TV, radyo, cep telefonu, internet, konser desteğiyle sürdüren bombardımanı...Öte yanda son anda karar verilmiş bir seçime hazırlıksız yakalanan reklam şirketlerinin, eski moda, sıradan, baştan savma afişleri...Mitterrandın reklamcısı olarak ünlenen Jacques Seguela, "İyi bir kampanya partiye oy kazandırır mı, emin değilim; ama kötü bir kampanyanın partinin canına okuduğundan eminim" demişti.Bu seçimde, bu söz de sınanmış olacak. Bu seçimde modern lider pazarlama teknikleriyle, geleneksel siyasal reklamcılık yarışıyor. "Ampullü parti" AKP, seçmene kendini anlatan, herkesi kucaklamaya çalışan, olumlu mesajlarla yüklü bir kampanya yürütüyor."Türkiyenin dünü, bugünü, yarınıyız" diyor. Mevlanayı, Yunusu, Pir Sultanı sahipleniyor.Başarıya ve güvene susamış kamuoyuna "Birlikte başaracağız" diyen bir lider ve "Güveniyorum" diyen seçmen görüntüsü sunuyor. Şu aralar Türkiyeye gelen bir yabancı yoldaki afişlere baksa, bu seçimi "ampullü parti"nin kazanacağını anlar. Çünkü AKP, rakiplerinin de yardımıyla "ampul"ü seçim kampanyasının odağına oturtmayı başardı Akla karayı seçenler Çoğu, adeta AKPye çalışır gibi, ampulle oynayarak, rakibi öcü göstererek puan toplamaya çalışıyor.ANAPın afişi, AKPnin ampulünü bir yana, siyah bir ampulü öbür yana koyup "Bugün ak, yarın kara" başlığını kullanıyor.Böylece hem negatif mesaj yayıyor, hem rakibin simgesini çoğaltıyor.Aynı hataya CHPnin kampanyacıları da düştü:Onlar da "1987 limon zaferi"ni tekrarlayabileceklerini sanarak, yine sebzeli, meyveli bir kampanyayla çıkageldi:IRAnın hazırladığı afişlerde bu kez incir, kabak ve kavun vardı.Kavunun altında "Kelek çıkmasın" yazıyordu.CHP kurmayları afişleri görünce dehşete kapıldı, ama çok geçti. Gazetelerde bir gün yayımlandı, hemen geri çekildi.Size şaka gibi gelebilir, ancak CHPnin kampanya şarkısının nakaratı da "Ak... Ak... Ak..." diye haykırıyor.Halen bu türkü, hem CHPnin, hem AKPnin konvoylarında çalınıyor. Ya diğerleri?.. Son gülen? Ama bu kez, bu kadarı yetmeyecek gibi görünüyor. Çünkü artık çare görmek istiyor seçmen... Felaket senaryoları, öcü masalları değil, olumlu mesajlar ve gerçekçi öneriler daha çok prim yapıyor.Yine Seguelayla bitirelim:"Bir seçim yarışında silahı ilk çeken olmak önemlidir, ancak mümkün olduğunca geç ateş etmek gerekir. Seçmen ilk konuşanı dinler, ama son ateş edeni haklı bulur."Bakalım son bir haftada düellonun kaderini değiştirecek bir atış olacak mı? candundar@superonline.com Saadet Partisi, geçen seçim iyi iş yapan "yoksulların sesi" kampanyasını sürdürüyor. Yine başarılı fotoğraflar, içeriden bir bakış, etkileyici sloganlar...