"Nereden çıktın bu vakitte" dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında; "G"zünün dilini" bilmeli; dinlemeli sormadan, s"ylemeden anlamalı...Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi k"klenmeli hayatında; sen, her daim onun orada durduğunu hissetmelisin. ihtiyaç duyduğunda gidip müşfik g"vdesine yaslanabilmeli, kovuklarına saklanabilmelisin.Kucaklamalı seni güvenli kolları,...dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı...En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp g"sterebilmelisin; g"lgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz...Onca dalkavuk arasında bir tek o, s"zünü eğip bükmeden s"ylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli.Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli.™vmeli alem içinde, baş başayken s"vmeli ve sen "yle güvenmelisin ki ona, "vdüğünde de s"vdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin, "hak ettim" diyebilmelisin.Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi...Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş...G"zbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin.Ve sen ağladığında, onun g"zünden gelmeli yaş...* * * Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın... Pek sık g"rmesem de hep yanımda olduğunu bildiğim, yalansız riyasız dertleşebildiğim.Kuşağımın en iyisiydi hilafsız...Beraber okuduk, birlikte koştuk son 20 yılın amansız parkurunu...Katılasıya ağladık, doyasıya güldük yol boyu... Ekmeğimizi ve acılarımızı b"lüştük. Çocuklar doğurduk, büyükler g"mdük.Sonunda yara bere içinde oraya buraya savrulduk.Buluştuk geçenlerde...Bitaptı; kayan bir yıldız kadar ışıltılı, bir o kadar yorgun: "- N'apıyorsun" diye sordum. "- Seyrediyorum" dedi; "çaresizce, "fkeyle, şaşkınlıkla ama sadece seyrediyorum". Seyrettiği; kuşağımızın en k"tülerinin, pespayelik yarışında ipi ilk g"ğüsleyenlerin zirveye hak kazanmalarındaki akıl almaz gariplikti.İyiliğin ve ustalığın bu kadar eziyet g"rdüğü, k"tülüğün ve yeteneksizliğin bunca "düllendirildiği bir başka coğrafya var mıydı acaba?Okuldaki ideallerimizden, gençlik coşkumuzdan s"z ettik bir süre; tozlu raftaki bir kitabı yıllar sonra merakla karıştırır gibi...šlkemizin kaderini değiştirmeye azimliydik mezun olurken; lakin karanlığını boğmaya yemin ettiğimiz ülke, karanlığına boğmuştu bizi...Pazarda g"rsek tezgahından meyve almayacağımız adamların cenderesinde bir "mür geçirmiş, tünelden çıkış sandığımız ışığın, üstümüze gelen kamyonun farı olduğunu çok geç fark etmiştik.Velhasılı ne sevebilmiş, ne terk edebilmiştik.Krizde geçmişti bütün gençliğimiz; ve şimdi çocuklarımıza tek devredebildiğimiz, çok daha ağırlaşmış bir kriz... "- İşte" diye iç geçirdi kadim dostum, "...bunları seyrediyorum bir kenardan sessizce..."* * * İşte en çok da b"yle zamanlarda bir dostu olmalı insanın...Yıllarca aynı ip üstünde çalışmış, cesaretle ihanet arasında gidip gelen bir salıncağın sınavında birbiriyle kaynaşmış iki trapezci gibi güvenle kenetlenmeli elleri... "Parkurun bütün zorluğuna rağmen dostluğumuzu koruyabildik, acıları birlikte g"ğüsleyebildik ya; yenildik sayılmayız" diyebilmeli...Issızlığın, yalnızlığın en koyulaştığı anda, küçücük bir kağıda yazdığımız kısa, ama ümitvar bir yazıyı, yüreğe benzer bir taşa bağlayıp birbirimizin camından içeri atabilmeliyiz: "Bunu da aşacağız!İmza: Bir dost!.." candundar@superonline.com B"yle bir dostum var benim.