Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Üniversite tercihlerine sayılı günler kaldı.

Peki, üniversite tercihinde önceliğimiz ne olmalı?

Keyifli bir öğrencilik mi? İş garantisi mi?

Kolay diploma mı? Diploması dünyanın her yanında tanınan mı?

Yerli ve milli olan mı?

En ekonomik olan mı?

En popüler olan mı?

Mezunları en kolay iş bulan mı?

Kent içinde olan mı? Uzakta da olsa kampüsü olan mı?

Eğitim kalitesi yüksek olan mı?

Reklamı bol olan mı?

Fakülte mi? Meslek yüksekokulu mu?

Hayalini kurduğunuz bir meslek mi?

Mezunu hemen iş bulunan, maaşı yüksek olan mı?

Haberin Devamı

Yabancı dil öğreten mi? Öğretiyor gibi yapan mı?

Köklü bir geçmişi olan mı?

Hızla büyüyen mi?

Kadrolu hocaları olan mı?

Taşıma suyla değirmen döndüren mi?

Bilim üreten ve bunu üretime döndüren mi?

Diploma ve paye dağıtan mı?

İlgi ve yeteneklerinizi keşfedip, geliştiren mi?

Kendi bildiğini okuyan mı?

Araştırmaya, öğretmeye, üretmeye zorlayan mı?

Önemli olan sizin ne istediğiniz değil, kendi istediklerini dayatanlar mı?..

Kişiden kişiye değişen daha onlarca madde sıralayabiliriz. Sıralanmalı da. Çünkü herkes farklı bir kişilik ve herkesin ilgi yetenek ve hayalleri çok farklı.

Üniversite temel eğitim kurumu değil, kariyer kurumu. Bu yüzden farkındalıkları törpüleyerek ya da hepten yok sayarak herkese aynı eğitimi dayatmak yanlışların en büyüğüdür ve biz yanlışı eğitimin her alanında sürekli yapıyoruz. En çok sınavlarda!..

Zor karar

Üniversite tercihleri başkalarını değil en çok sizi ilgilendiriyor. Bu yüzden bu kararı özgür iradenizle kendiniz vermelisiniz.

Elbette başta aileniz ve öğretmenleriniz olmak üzere herkesten görüş almalısınız, enine boyuna tartışmalısınız ama son karar size kalmalı!

Neden mi?

Söyledikleri bölümü kazanıp da mutlu olduğunuzda, mezun olup hemen iş bulduğunuzda herkes yanınızda olacak, sizinle gurur duyacak, kendilerine de pay çıkartacaklar ama mutsuz olduğunuzda, asgari ücrete bile razı olup yıllarca iş bulamadığınızda, ya da dolgun ücretle iş bulsanız da bir türlü sevemediğiniz bir işte çalışmak zorunda kaldığınızda hiç birisi yanınızda olmayacak “Bu senin seçimindi” deyip kenara çekileceklerdir.

Haberin Devamı

İşe bu yüzden seçeceğiniz üniversiteyi, mesleği, çalışmayı düşündüğünüz sektörleri ve en önemlisi de hayallerinizi ne olur hafife almayın, tercih listesine yazacağınız her fakülte ya da yüksekokulu sanki orayı kazanmış ve mezun olmuşçasına enine boyuna düşünün!..

Mezuna kalmak!

Son yıllarda giderek yaygınlaşan çok önemli bir “öteleme” olayı var.

Sınavı istediği gibi geçmeyen ya da istediği üniversiteye, fakülteye giremeyen veya giremeyeceğini anlayan adayların pek çoğu ya hiç tercih yapmıyor ya da olmayacağını bile bile birkaç yüksek puanlı tercih yapıp, şansını bir kez daha denemek istiyor.

Artıları ve eksilerinin neler? Çok iyi incelenmesi gereken bir durum.

* Mezuna kalanların yüzde kaçı hayatını her açıdan bir yıl daha ötelemeye ve eziyet çekmeye değecek bir bölüme giriyor?

* Mezuna kalmakla elde edilen puan avantajı hangi boyutlarda?

* Maddi ve manevi maliyeti hangi ne?

* Önümüzdeki yılın bir önceki yıla göre avantajları ve dezavantajları neler olabilir?

* Ve en önemlisi de mezuna kalmanın kazananı kim?

Haberin Devamı

Bu sorular enine boyuna araştırmadan yapılacak bir mezuna kalma operasyonu, bazılarınızı hayallerine kavuştursa da pek çoğunuzu içinden çıkılmaz bir maceranın içine sürükleyebilir. “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmayın” atasözünü hatırlamanıza da neden olabilir.

Geçen yılın YKS verilerine bir göz atalım!

Daha önce hiçbir yere yerleşmeyen 1 milyon adaydan 191 bini, daha önce yerleşmiş yani üniversite öğrencisi olan 320 bin adaydan 23 bini, üniversiteyi bitirmiş olan 243 bin adaydan 29 bini, yükseköğretimden kaydı silinmiş 65 bin adaydan da sadece 3 bin 932’si örgün öğretimdeki 4 yıl ve üzeri fakültelere girebilmiş!..

Karar sizin.

Başkaları ya da herkes için çok önemli bir sonuç doğurmayacak bir senaryo size çok önemli avantajlar sunabilir ama her şeyi göz önünde bulundurarak böyle bir karar almak ileride duyulacak pişmanlıkları en aza indirebilir…

Özetin özeti: Geleceğinizi ne şansa bırakın ne de başkalarına. Bu konuda en doğru şekilde bilgilendirme başta MEB, YÖK, ÖSYM olmak üzere hepimizin görevi olmalı. Umut tacirliği hüsrana dönüşmemeli!..